Crickets tradutor Turco
346 parallel translation
Jiminy Crickets!
Amanın!
- Jiminy Crickets!
- Amanın!
Thats how the crickets crick all day In the Merry Old Land of Oz
Cırcırböceği bütün gün böyle cırlar Mutlu Oz Ülkesinde
Oh! Jiminy crickets!
Cırcırböceği aşkına!
No. The crickets croon you to sleep, And the birds wake you up...
Uyurken cır cır böcekleri, uyandığında kuşlar...
Them crickets.
Ah şu cırcırböcekleri.
But it's them crickets that got me down. Them crickets. All night long, them crickets.
Fakat şu cırcırböcekleri beni bütün gece uyutmadı.
It's funny how loud crickets sound and the way you feel.
Cırcırböceklerinin çıkardıkları ses ve içindeki his garip.
- Crickets.
- Cırcır böceği.
I heard the owl scream and the crickets cry.
Baykuş sesi duydum, bir de cırcır böceği...
Oh, jiminy crickets!
Ooo, çok sevindim!
Buy my crickets!
Cırcır böceklerimden alın!
The crickets make me nervous.
Cırcırböcekleri sinirimi bozar.
- You keep your crickets in there.
- Cırcır böceğini burada tutarsın.
- Oh, you like crickets?
- Oh, seviyor musunuz?
I'm listening to the crickets.
Ağustos böceklerini dinliyorum.
Your crickets are having a cocktail party.
Senin böcekler kokteyl parti veriyorlar.
Like the crickets that went mute here..
Dilsiz bir cırcır böceği gibi..
But they pass, and the crickets will sing again.
Fakat onlar gidince cırcır böceği yeniden ötecek.
And what about the crickets?
Ne de cırcır böceği?
The crickets make rather a noise.
Clrclrb6cekleri § ok giiriiltii yaplyor.
- That's all right, I Iike crickets.
- Sorun degil, clrclrb6ceklerini severim.
- The crickets have been distributed.
- Cırcırböcekleri dağıtıldı.
I love to hear the crickets sing.
Cırcırböceklerinin sesi hoşuma gidiyor.
They're not crickets. They're cicadas.
Cırcırböceği değil, ağustos böceği onlar.
Sounds like crickets.
Cırcır böceği sesi gibi.
If those are crickets, they got wooden legs.
Bunlar cırcır böceğiyse, bacakları da tahta demektir.
I love the sound of the crickets.
Cırcırböceklerinin sesine bayılırım.
The crickets are quiet.
- Neyi? Ağustos böcekleri ötmüyorlar.
Worms, crickets, grasshoppers flies, spiders, slimy good things to eat.
Solucanlar, cırcır böcekleri, çekirgeler sinekler, örümcekler, yenecek iğrenç şeyler.
And then, there were the crickets,.. the cicadas,.. and mosquitoes, to keep us company.
Ve sonra, cırcırböcekleri ağustosböcekleri ve sivrisinekler bize yoldaşlık etti.
Just sleep and crickets.
Sadece uyku ve kriket.
I heard the owl and the crickets.
Baykuş ve cırcır böceklerini duydum.
Not even the crickets are chirping.
Cırcır böcekleri bile ötmüyor.
Cozy as a pair of crickets on the hearth.
Bir çift cırcır böceği gibi samimi.
River rolled The crickets sang
Nehir akiyor Çekirgeler sarki söylüyor
You've got crickets. It's quiet.
Her tarafta cırcır böcekleri...
Don't scare off my crickets.
Böcekleri korkutacaksın
The noise of the crickets disturbs me a lot
Ağustos böceklerinin vızıItısı beni çok rahatsız ediyor.
[Crickets chirp] lt's a shame about Counselor Stennis'accident.
Rehber Stennis'in kazası utanç vericiydi.
[Crickets chirp]
[Kriketler cırlar]
Not even the crickets will come to this property.
Cırcırböcekleri bile buraya gelmiyor.
Demented crickets?
Dengesiz cırcırlar?
Do I hear crickets?
Cırcırböceği mi duyuyorum?
Parking in the woods... listening to the crickets off in the distance.
Korulukta park edip... uzaklardan gelen cırcır böceklerinin sesini dinlemeyi.
Jiminy Crickets.
Üstüme iyilik sağlık.
With all those stars and those crickets singing, we are in the thick of things.
Tüm bu yıldızlar ve cırcırböcekleri varken mi? Burası da karmaşık.
[crickets chirping]
- Senin mi Susanna'nın mı? - Bu sefer benim davetlimsin.
I TOOK A SIDE ROAD, HOPING TO LOSE THE HITCHHIKER. [crickets chirping]
Dördüncü günde New Mexico'ya yolu yarılamıştım.
I can remember nights why, he'd sit here on this very porch, and he'd play and sing. Even the crickets would keep quiet.
Belki bir köpek veya başka bir şey?
Crickets...
- Kekik kokusu... - Fesleğen...