Deja vu tradutor Turco
393 parallel translation
Maybe it's déjà vu?
Deja vu olabilir mi acaba?
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu- - that strange feeling we sometimes get that we've lived through something before that what is happening now has already happened.
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange feeling we sometimes get that we've lived... anyway, tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange...
Şu anda olanın daha önceden olduğu bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz... Neyse, bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange feeling we sometim mes get... that... we've lived through something... good... good evening.
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu. 'BU BEYİN'
No, you are probably right, just what you call a Deja Vu.
Hayır, muhtemelen haklısınız, Deja vu gibi.
It's called deja vu.
Bu Deja Vu.
Yeah, deja vu.
Evet, deja vu.
Like Deja Vu?
- Dejavu gibi mi?
It was a sort of déja vu... like a memory of the present.
Gördüğüm rüya deja vu gibiydi. Eski anılarımı yeniden yaşamış gibi oldum.
Avant Garde, and Déjà Vu.
Avant-garde, and Deja Vu.
Goodbye, Déjà Vu.
Hoşçakal, Deja Vu.
Déjà vu.
Deja vu...
Comprendo, deja vu?
Anlıyorum, déjavu?
- Just like deja vu.
- Aynı "deja vu" gibi.
Buddy, is this deja vu?
Buddy D, bu déjâ vu mu? Ne kadar oldu?
Deja vu.
Bu anı daha önce yaşamıştım.
Déjà vu.
Deja vu!
I'm getting a deja vu.
Deja vu yaşıyorum.
Deja vu!
Deja vu!
Was it? A mystery a deja vu a prophesy?
Bir gizem miydi, " déja vü'", bir kehanet mi?
I have the distinct sense of deja vu.
Bir tür deja vu hissettim.
This is deja vu!
Tam bir deja vu oldu.
It's just, you know, the police and reporters and everything, it's like deja vu all over again.
Sadece polis ve gazeteciler deja vu gibi oldu. Her şey yeniden.
Two years later, deja vu.
İki sene sonra benzer bir olay oldu.
- I've a distinct sense of deja vu.
- Bunu önce de yaşamıştım sanki.
Deja vu.
Deja vu ( inanılmaz ).
Sidney experiencing some deja vu?
Sidney deja-vu mu yaşıyor?
Deja vu.
Deja vu.
I've been having this strange d? j? vu feeling.
Garip bir deja vu hissettim.
To quote Yogi Berra, "lt's like deja vu all over again."
Yogi Berra'nın dediği gibi, "Sanki her şey yeniden yaşanıyor."
Oh deja vu.
Dejavu.
This is just a deja vu.
Bu sadece bir dejavu.
It's deja vu all over again.
Tekrar tekrar déjà vu.
You can't always see it or hear it, but you can feel it. Ever had deja vu?
O kadar da kötü değil, şu Pandantif.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of d-d-d-d-d-deja v-v-v-vu that extraordinary feeling... quite extraordinary... no, fine, thanks, fine.
İyi akşamlar. Bu akşam, Bu Beyin'de inceleyeceğimiz olgu... Déjà vu.
i have this terrible feeling of deja vu.
Korkunç bir déjà vu hissi.
i have this terrible feeling of deja vu.
Korkunç bir déjà vu hissi...
Did you ever get a feeling of déja vu?
Hiç önceden yaşamış gibi hissettin mi?
Many landscapes give you a feeling of déja vu.
Çoğu manzara deja-vu hissi verir.
- Just like déjá vu.
Yapamam.
Déja vu, I guess.
Déjá vu, sanırım.
Déjà vu.
- Deja vu.
Must be déjá vu.
De javu falan herhalde.
Feelings of déjá vu.
Bir de javu hissiyatı.
Is this causing our déjá vu?
de javuya sebebiyet veren bu mu?
Yes, but it's more. In déjá vu, you think you're repeating events.
Evet ama dahası var, de javuda aynı olayı tekrar yaşadığını sanırsın.
Ever have déjà vu, Mrs. Lancaster?
Daha önce hiç Deja-vu yaşadınız mı?
Fly this plane or you'll experience death then déjá vu.
Uçur şu zımbırtıyı, yoksa iki defa ölürsün!
- Déja vu.
- Déja vu yaşadım.
Look at this. It's déja vu.
Baksana, aynını tekrar yaşıyor gibiyiz.
Déjá vu.
Déjá vu.