Despicable tradutor Turco
715 parallel translation
Despicable!
Aşağılıklar!
How arrogant and despicable.
Ne kibir ve kurnazlık ama.
I have to see that despicable scoundrel once more.
O adi hergeleyi son bir kez daha göreyim.
Despicable!
Adice!
I burnt with shame at the despicable role I played.
Oynadığım aşağılık oyunun utancıyla perişan oldum.
Men like you are despicable.
Senin gibi erkekler alçaktır.
What a despicable fool!
Utanç verici bir hata!
Did you have anything to do with this, you despicable, sordid...?
Bunu sen mi ayarladın, seni adi, aşağılık...
And you claim, dear Clarus, that nature has endowed me with the necessary attributes to play the role of the despicable and rotten Michel!
Ve sen de, sevgili Clarus, doğanın bana o aşağılık ve rezil Michel rolünü canlandırmam için gerekli özellikleri bahşettiğini iddia ediyorsun.
What a despicable character, but as much as i hate to admit it, very brilliant.
Ne iğrenç bir adammış ama ne yalan söyleyeyim, çevirdiği dümen müthişmiş. Doğru, inkâr edemem.
- I think it's perfectly despicable.
George Parratt, saha 18. Bu çok adice!
- Not as despicable as cheating at golf. - You haven't a vestige of proof.
Golf'te hile yapman kadar adice değil.
You're being despicable.
- Âdileşiyorsun şu an.
I've been a despicable cad.
Sefil ve alçağın tekiyim.
As a man, I'm despicable, utterly, completely.
Tamamen alçak, aşağılık bir insanım.
You're despicable.
Değersiz birisin.
"Should the owners refuse this despicable gold " I beg His Eminency to make a charitable donation. "
Şayet sahipleri bu haram altını reddederse Kardinal Hazretleri'nin hayır işlerine bağışlamasını rica ediyorum.
I know things. Despicable things about you.
Yaptığınız ahlâksızlıklardan haberim var.
I know. It's despicable.
Biliyorum, söylediklerim aşağılık şeyler.
You're despicable!
Çok iğrençsin!
Not only is this man the Black Fox, but he and his despicable accomplice, have the shameful effrontery, to shelter in this castle, the miserable child, they would put on your very throne!
Bu adam sadece Kara Tilki değil, o ve onun aşağılık suç ortağı, bu kalede sakladıkları sefil çocuğu, tahtınıza oturtacaklardı!
That's despicable.
Bu çok adice.
It is always a sordid, despicable business.
Cinayet daima pis ve aşağılık bir iş olmuştur.
A despicable pig.
Aşağılık bir domuz hem de.
That's despicable!
Bu adice!
It's despicable to think that way!
Bu şekilde düşünmek adice!
You lie! It's despicable!
Yalan söylüyorsun!
OK, then, cruel, stupid, heartless, pathetic, cowardly, despicable.
Öyleyse acımasız, aptal, kalpsiz Zavallı, korkak, aşağılık.
It is the sentence of this court that for the brutal and despicable crime of murder in the first degree you shall be put to death by means of electrocution.
Mahkemenin hükmü şudur : bu vahşi ve aşağılık birinci derece cinayet suçundan ötürü elektrik yoluyla idama mahkum edildin.
What a despicable wretch.
Ne sefil bir alçaktır böyle.
During this time he was made to feel he was suspected of poisoning a dog... a truly despicable act, causing serious damage to his reputation.
Bu arada bir köpeği zehirlediğinden şüphelenildiği kendisine hissettirildi. İtibarının ciddi zarar görmesine neden olan iğrenç bir davranış.
I'd never believe that a man of your noble character and mien could be such a despicable extortionist.
Senin gibi soylu bir karaktere ve yüze sahip birinin böyle adi bir rüşvetçi olabileceğine asla inanamam.
No matter how hard-pressed they may be, it's a despicable thing to do.
Ne kadar baskı altında olurlarsa olsunlar bu çok rezilce bir hareket.
You're a disgusting, despicable, loathsome, criminal fraud!
Sen iğrenç, adi, alçak, cani bir sahtekarsın!
- You're despicable, Kurt!
- Sen aşağılık birisin, Kurt!
You'll be doing me a huge favor if you do discover these so-called infractions and these despicable irregularities.
Eğer şu sözde suçları ve usülsüzlükleri.. .... ortaya çıkarabilirseniz, bana büyük bir.. .. lütufta bulunmuş olacaksınız.
Why, your world with Candy will become so warped... that you'll hate all men... and you'll hate yourself... because you'll become a social problem, a medical problem... a mental problem... and a despicable failure as a woman.
Candy ile dünyan o kadar çarpık olacak ki sosyal, zihinsel bir sorun ve ahlaksız bir kadın....... haline geleceğin için tüm erkelerden ve kendinden nefret edeceksin.
I'm a despicable man.
Aşağılık biriyim.
You'll be accountable for this despicable behavior.
Bu yakışıksız davranışlarınızın farkına varmalıydım.
You are despicable cowards!
Zavallı bir korkak.
Man is the most despicable of your creatures, Lord!
İnsan, yarattıkların arasında en aşalığı Tanrım!
This Gonzo of Itabana is a despicable fellow.
Itabana'lı Gonzo aşağılık, rezil bir herif.
You despicable dog!
- Aşağılık köpek!
It's despicable!
- Aşağılık!
Of all the nasty, low-down, underhanded, despicable tricks you're not even honest enough to be crooks.
Bütün bu pis, ahlaksız, hileli, alçak numaralar... Siz sahtekar olacak kadar bile dürüst değilsiniz.
And if he's really that despicable - -
Eğer bu kadar aşağılık biriyse -
It's not that despicable.
Bu kadarla da kalmıyor.
You're despicable!
Çok adisin!
In amongst all this is a matter of a million dollars that never gets billed because of a despicable Mexican.
Ama fikirlerini dinlemeye değil, bu işe bir son vermeye. Bu haydutun adi bir Meksikalı olması nedeniyle,... bu meselenin önemi milyonlarca dolara değer.
Despicable.
Aşşağılık.
You are despicable.
Çok alçaksın.