Despite this tradutor Turco
622 parallel translation
Despite this precaution, however, I got wind of his find.
Bu önlemine ragmen durumdan haberdar oldum.
And also despite this adverse weather.
Ve de olumsuz havaya rağmen!
Despite this, why did she make us a gift... of her presence?
Neden bu kadar aranılan Catherine... ikimizi onurlandırıyordu varlığıyla?
Despite this escalation, and the failure of the Commonwealth peace mission, Harold Wilson stands ready to participate in negotiations.
Uluslararası Barış Operasyonunun başarısız olması gibi sebeplere rağmen Harold Wilson, barış görüşmelerine hazır olduğunu belirtti.
Weighing down her little shoulders were sad thoughts of vengeance but despite this, Yuki endured great hardships, and survived the training.
Küçücük omuzlarına, büyük bir intikam hırsı yüklenmişti ama, buna rağmen Yuki, tüm engelleri aştı ve çalışmasını tamamladı.
Despite this, society is changing.
Her şeye rağmen, toplum değişiyor.
Despite this body of mine, I dance well.
Bu vücuduma rağmen, iyi dans ederim.
Despite this, the invaders were little more than inching forward.
Buna rağmen müttefikler, çok kısa bir mesafe katedebilmişti.
Despite this divine presence, the course of contingent events doesn't take the characteristics of necessity...
Bu ilahi varlığa rağmen.. ... elbette umulmadık olaylar olabilir zorunluluk özelliği bozmaz...
Despite this car's shortcomings, the passenger compartment happens to be airtight.
- Bu arabanın kusurları olmasına karşın,... yolcu kabini sus geçirmez olmalı.
Also, all this time, I stayed next to you despite all the bad things you said because you were my hideout. As a woman, I hate men like you! Men who are mean and rude!
Ayrıca bunca zaman sığınağımsın diye tüm kötü laflarına rağmen yanında kaldım ama bir kadın olarak senin gibi kaba, adi adamlardan cidden nefret ediyorum.
that despite all our precautionary measures, we seem to believe it is hardly necessary for us to proceed unless we receive an ipso facto that is not negligible at this moment. Quotes, unquotes and quotes.
tarafımızdan başka bir işlem yapılmasına gerek yoktur, burada, önemsenmeye değmeyecek durumlar farklı, tabii ki, alıntı, alıntı sonu ve tekrar alıntı.
Despite all these setbacks, we're forced to continue searching for clues, examining all avenues - always facing uncertainty and starting out with little chance of success in bringing this case even one step toward its conclusion.
Yinede davayı, bir adım öteye taşımak için her ufak şans onca belirsizlik içinde değerlendirip, .. tüm caddeleri inceleyip... deliller aramaya devam etmek zorundayız.
This man who, despite humble beginnings, forged a place for himself, and earned the respect of his contemporaries, whose name is forever linked with phonograph history, this philanthropist, this great citizen...
Bu adam ki alçakgönüllü bir başlangıca rağmen kendisi yerini söke söke aldı ve ismini, gramofon tarihine altın harflerle işleyip çağdaşlarının haklı saygısını kazandı. Bu iyiliksever insan, bu harika vatandaş...
Despite giving you my word, lm going to tell him this.
Bundan hiç kimseye söz etmeyeceğime dair söz vermeme rağmen bunu ona anlatacağım.
And, perhaps, a cross section of you... despite the forced civility of this review of our Party... will return with courageous hearts to the days in which it was difficult to be a National Socialist.
Ve belki de, sizin bir boykesitiniz... Partimizin bu teftişinin zoraki nezaketine rağmen... cesur yüreklerle bir Nasyonal Sosyalist olmanın... güç olduğu günlere dönderecek.
Every effort should be made to quiet the nerves... of those children who still remain in London despite the evacuation... which will continue until a late hour this evening.
Tahliye başlamış olmasına rağmen henüz gidemeyen çocuklar yatıştırılmalıdır. Tahliye işlemi bu akşam geç saatlere kadar sürecektir.
But despite that you continued even with this informer on your heels?
Lakin, hemen ardındaki bu muhbirle devam etmiş olmana rağmen mi?
I tell you this, the only reason I'm giving you a chance to talk... is that the coroner reports despite appearances... Lavery was killed last night.
Şunu iyi bil Marlowe, sana konuşma şansı vermemin tek sebebi... sorgu yargıcının raporuna göre, görünenin aksine Lavery'nin dün gece öldürülmüş olmasıdır.
I pity this man, despite the contempt he inspires in me and in you
Bende ve sizde uyandırdığı nefrete rağmen acıyorum şu adama.
Does he still want Miyoharu, despite all this?
Tüm bunlara rağmen, hâlâ Miyoharu'yu istiyor mu?
A completely useless jumble of words which for some unknown reason... you persisted in sending to me despite my letter that I had no use for this service.
Bir işime yaramadığını bildirdiğim mektubuma rağmen bana inatla yollayıp durduğunuz gereksiz kağıtlar.
As for this coat, despite Mrs. Fosgate's testimony that she saw it at the sutler's store, it's a fairly common garment in this district.
Av ceketine gelince, Bayan Fosgate'in erzak dükkanında görmüş olduğu tanıklığına rağmen Bu bölgede oldukça yaygın bir giysi bu.
Despite the prophet, this is the last I pay for.
Peygambere karşın, bu senin için yapacağım son ödeme.
This force that keeps logic together despite its gaps and shortcomings...
Boşlukları ve kusurlarına rağmen mantığı bir arada tutan bu güç...
This is Anton Cardinal Vossek, who, despite being 80 years of age and physically infirm, is nonetheless the acknowledged leader of his country's freedom movement.
Bu, Kardinal Antol Vossek. Bedenen yetersiz ve 80 yaşında olmasına rağmen ülkesinin özgürlük hareketinin seçilmiş lideri.
I may say that despite the depth of the ocean, it cannot be compared in this respect with the depth of the human heart.
Okyanus ne kadar derin olursa olsun insan yüreğinin derinliğiyle mukayese kabul etmez, diye düşünürüm.
This system works, despite your emotional reaction to it.
Senin duygusal tepkine rağmen, bu sistem işe yarıyor.
Despite your brains, you're the most contemptible things that ever lived in this universe.
Bu evrenin en rezil yaratıklarısınız.
Despite earlier claims by physicians that it is no more harmful than alcohol, this is now found to be the case.
Eskiden doktorların ancak alkol kadar zararlı sanmalarına rağmen bu sonuca ulaşıldı.
It seems that this seed of religion grows... and is not extinguished in them... despite the shadows in which they live. "
Görülen o ki bu inanç tohumu büyüyor ve içinde yaşadıkları gölgelere rağmen bu inanç içlerinde sönmüyor. "
" You Ieamed this habit despite yourself. It will cease.
Bu alışkanlık senin benliğinden gelen bir şey değil, zamanla da geçecektir.
But this affair, despite its international implications - as the victims are not citizens of our country - is strictly a police matter.
Fakat konu uluslararası planda sıkıntılara yol açmıştır Kabul etmek gerekir ki kurbanlar ülkemiz için önemlidir. Ve bu mesele için polis canla başla çalışmaktadır.
The torpedo boats low the altitude they had come all of that hill there e this way, for Battleship Row, we had good vision, despite to be operating manually.
Alçaktan seyreden torpido uçakları, şu tepenin ardından gelip savaş gemisi dizisine saldırdı [6]. Topu elle kontrol etmemize karşın, alçak uçuş yaptıklarından onlara rahatlıkla karşılık verebildik.
I would say that, despite of all its imperfections, Stalin gave a great service to the Ussr with this presence, because it showed two things :
Noksanlıklarına karşın bu hareketiyle SSCB'ye büyük bir hizmette bulunmuştu.
I think that this year it'll possible, despite financial problems and other things.
Mali sorunlar ve diğer şeylere rağmen sanırım bu yıl mümkün olacak.
Despite all this, people go to work, the rain never stops, and fear rises like vapor from the cobblestones.
Bütün bunlara rağmen insanlar işlerine gidiyor. Yağmur hiç kesilmiyor. Ve korku, kaldırım taşları üstünden yükselen buhar gibi yükseliyor.
Despite what people declare in trying to be interesting, apart from this mass and a few pages, Mozart bores me.
Bütün dünyanın iddia ettiğinin aksine, şu Mess'i ve birkaç eseri dışında Mozart beni sıkıyor.
But, despite what you might have seen on the late show... when you were watching what your parents told you not to... they do not... walk around... Like this.
Hani şu ailenizin size izleme dediği gece yarısı programlarında tasvir edilenlere karşın hiçbiri böyle yürümez.
But despite what I said this morning, you are the main suspect.
Ama bu sabah söylediğim şeylere rağmen ana şüpheli sensin.
Despite appearances, this woman is a masochist.
Dış görünüşüne rağmen bu kadın bir mazoşist.
Despite the rugged beauty of this land, there's a sort of strange emptiness about it.
Bu ülke çok güzel olmasına rağmen, yine de garip bir boşluk var.
Listen, I want you to know, despite my appearance at this function, I remain now, and will always be, a Duck Man.
Dinle, şu durumdaki görünümüme karşın şimdi ve her zaman bir Ördek Adam olarak kalacağımı bilmeni isterim.
Don't worry, it'll go great. This way, sir. - Despite a letter of intention.
Merak etmeyin, harika olacak.
Despite that, she assisted this deceptive peace treaty.
Ama buna rağmen, yanıltıcı barış antlaşmasının imzalanmasına yardım ediyor.
Yet, despite these torments... I guarantee that at this moment... I am far happier than you.
Bütün bu işkencelere rağmen... sizi temin ederim ki... sizden çok daha mutluyum.
And so this years St Patrick's Day parade continues on schedule, despite speculation of the parade may have been cancelled due to fear of violence.
Bu yılki Saint Patrick günü geçit töreni şiddet olayları yüzünden iptal edileceği söylentilerine rağmen planlandığı şekilde devam ediyor.
Despite their reputations, this Zakdorn does not appear to be a very formidable warrior.
Şöhretlerinin aksine... bu Zakdorn pek de zorlu bir savaşçıya benzemiyor.
Despite Guinan's warning, I feel compelled to investigate this unexplored sector of the galaxy before heading back.
Guinan'ın uyarısına rağmen, kendimi, geri dönmeden önce... galaksinin bu keşfedilmemiş bölgesini araştırmak zorunda hissediyorum.
I am still quite uneasy, despite assurances that this medical procedure poses little risk.
Bu tıbbi girişimin... çok az risk taşıdığına dair güvencelere rağmen hala çok huzursuzum.
But despite the existence of 11 phones and seven different lines in the 14 rooms of his $ 6-million-plus apartment this was a phone call he could not make at home.
Ama 6 milyon küsur dolara mal olmuş evindeki 14 odada bulunan... 11 telefona ve 7 farklı hatta rağmen... bu, evden yapamayacağı bir telefon görüşmesiydi.
this 8555
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534