Doubting tradutor Turco
509 parallel translation
Profesor Challenger threatens to sue my paper for doubting his yarn about live dinosaurs.
Profesör Challenger, yaşayan dinozorlar martavalında insanları şüpheye düşürdüğüm için gazetemi mahkemeye vermekle tehdit ediyor.
Are you doubting me?
Benden şüphe mi duyuyorsunuz?
- My dear Mr. Blake, how can you ever forgive me • for doubting your integrity?
- Sevgili Bay. Blake... Beni lütfen affedin.
Hail, doubting friar!
Selam sana kuşkucu keşiş!
I apologize for doubting your capabilities.
Yeteneklerinizden şüphe ettiğim için özür dilerim.
- Are you doubting'my word, sir?
- Sözümden şüphe mi ediyorsunuz?
Perhaps he did, but perhaps they were all Doubting Thomases like Dr Van Straaten.
Belki de öyle yaptı. Yada hepsi, Dr.Van Straaten gibi Thomases'dan şüpheleniyordu.
Five shillings is the regular price of the ordinary Doubting Thomas. But to you, ladies and gentlemen. I will pass on this red-hot information.
Şüpheciler için bunun bedeli beş şilindir ama sizin için bayanlar ve baylar, bu bilgiyi tek ve adi bir şiline veriyorum.
When I was doubting myself.
Kendimden şüphe ederdim.
Bronson tells me Ottinger and the other doubting Thomases have jumped over to our side ofthe fence.
Bronson bana Ottinger ve diğer kuşkulu astronomların bizim tarafımıza geçtiğini söyledi.
This is no time to start doubting the ship, doc.
Bu zaman gemiden şüphe etme zamanı değil Doktor.
You accuse me of doubting too deeply.
Beni kuşkuya düşmekle mi suçluyorsun?
We are still doubting the testimony of idiots who have been offered a trip as witnesses for the prosecution.
Hâlâ iddia makamının tanık olarak çok uzaklardan getirttiği aptal takımının sözlerinin teyidini ihtiyati kayıtla dinliyoruz.
Now, don't start doubting yourself again.
Kendinden şüphe etmeye başlama yine.
A mere shadow of a man... doubting his very self.
Kendi varlığından şüphe eden... bir gölge.
~ Just now, your doubting give o'er ~
Hemen şimdi, bırak şüphelerini
I'm not saying you shouldn't be contented here, I'm just doubting that you are.
Memnun olmamalısınız demiyorum, öyle olduğunuzdan kuşkuluyum.
You doubting our intentions?
Niyetimizden mi şüphe ediyorsun?
Not doubting, Mama's boy.
Şüphe ettiğim yok, ana kuzusu.
You should be ashamed of yourself for doubting Mr. Stark's integrity.
Bay Stark'ın niyetini sorguladığın için kendinden utanmalısın.
Are you doubting it?
- Şüphen mi var?
Doubting themselves.
Kendilerinden şüphe edenler.
- lf my first officer states... I'm not doubting your word.
- Eğer benim İkinci Kaptanım diyorsa ki...
- Are you doubting my word?
- Sözümden şüpheniz mi var? - Kesinlikle hayır!
and had even absented himself without letting him know where. Since no admonition nor living care could longer help, the father had to bear his cross in patience, leaving the son to God's mercy, not doubting that it would hear his sorrowful plea, and effect that he should learn how conversion is to be attributed solely to the Divine Goodness.
Artık ne uyarılar ne de himaye bir fayda sağladığından, baba, acısına sabırla katlanmak zorundaydı, ızdırap dolu ricasını işiteceğinden kuşku duymadan, oğlunu Tanrı'nın merhametine bıraktı ve değişimin sadece ilahi erdemin bir vasfı olduğunu öğrenmesini diledi.
And now for the devil's advocate, doubting about doubts, and asking :
Şimdi söz şüphe üstüne şüphe yığan ve size bir sorusu olacak şeytanın avukatında. Baylar, ağzınızdan çıkan kelimelerin farkında değil misiniz?
- You keep doubting me.
- Bana güvensizliğin sürüyor.
Forgive me for doubting you.
Senden şüphe duyduğum için beni bağışla.
People have got to stop doubting.
Nüfusun bir yarısının diğer yarısıyla uğraşmaktan vazgeçmesi gerek.
You're doubting my son?
Oğlumdan kuşkun mu var?
And then, doubting my good intentions.
Sonra da iyi niyetimden şüphe ediyorsun.
One rule ofjournalism is to be a doubting Thomas.
Gazeteci olmanın bir kuralı da şüpheci olmaktır.
You doubting the word of a genius?
Bir dahinin sözlerinden kuşku mu duyuyorsun?
There's no doubting its existence now.
Ama varlığından artık hiç şüphe yok.
Please forgive me Mr. Holmes for ever doubting your outstanding, your brilliant qualities.
Üstün ve kusursuz yeteneklerinizden şüphe ettiğim için beni bağışlayın, Bay Holmes.
Desire, love and doubting Are battling in my heart
Tutku, aşk ve şüphe kalbimde savaşıyor
Doubting your powers and God's aims led you into a blind alley.
Kendi gücünden ve Tanrı'nın amaçlarından şüphe duymak seni çıkmaza soktu.
I am so ashamed for doubting you.
Sizden kuşkulandığın için çok utanıyorum.
Don't think I'm doubting your good faith. I just want to get something clear.
Samimiyetinden... şüphe ettiğimi sanma, sadece bir şeyden emin olmak istiyorum.
I'm always doubting, can't make up my mind.
aklımı toplayamıyorum.
That smile of yours makes the Mona Lisa look self-doubting.
Yüzündeki gülümseme Mona Lisa'yı utandırır.
Well, how about that, Mr Doubting Mustafa?
Güle güle. Evet, nasıI buldunuz bunu, Şüpheci Mustafa Bey?
We start doubting ourselves!
Birbirimizden şüphe etmeye başladık!
Please forgive my doubting, vainglory, and...
Lütfen şüphelerimi, kendimi beğenmişliğimi ve liyakatsizliğimi bağışla.
Everyone over at Space Frontier Industries is doubting its existence.
Uzay Sınır Endüstrisindeki herkes varlığı hakkında şüphe duyuyor.
Are you doubting my word?
Sözümden şüphe mi ediyorsunuz?
Let the tongues of the doubting nabobs wag.
Bırak zengin züppeler dedikodu yapsın.
You see, no more doubting yourself!
Gördün mü, artık kendinden şüphe etme!
Were it not better for me to have pleased him and cured myself, before CaIisto, doubting a good answer from me, puts his eyes on the love of another?
Benim için onu mutlu etmek ve kendimi iyileştirmek daha iyi olmaz mıydı Calisto, benden alacağı karşılıktan şüphe edip... Gözlerini başka bir kadının aşkına dikmeden?
Which brings me to Doubting Thomas. Our old friend Doubting Thomas.
Dostumuz kuşkucu Thomas böyledir işte.
Nobody is doubting you.
Kimse sizden şüphe etmiyor.