Dry tradutor Turco
11,972 parallel translation
Not really, it's all a bit dry.
- Pek sayilmaz, hepsi biraz sönük.
Vernon, they are bleeding you dry.
Vernon, seni soyup soğana çeviriyorlar.
I've always wanted to watch paint dry.
Hep boyanın kurumasını izlemek istemişimdir.
Mikey, when was the last time you went to the dry cleaners?
- Mikey, en son ne zaman kuru temizlemeciye gittin?
Used to be too much water to walk down here, but since the Empire started rationing, pretty dry.
Önceden burada çok fazla su olduğundan yürünemezdi fakat İmparatorluk kısıtlama yapmaya başladı başlayalı oldukça kuru.
You're hanging Alvis out to dry, you've got riots in the streets.
Alvis'i yarı yolda bırakıyorsun sokaklarda isyan çıkardın.
This is 60-year-old dry pressed Hokk.
Bu 60 yıllık bir içki.
Toothbrush by the sink is dry.
Diş fırçası kuru.
Oh, I do have one thing that's dry.
Kuru olan bir şeyim var.
It's making me dry heave.
Kusacak gibi oluyorum.
And they're all, "There's ham in your dry socket, sir."
Kuru soketinizde domuz eti kalmış bayım, falan derler sonra.
DRY SAUNA
KURU SAUNA
Leaves me high and dry with two little ones and a dry-cleaning store.
Beni iki küçük çocuk ve bir kuru temizleme dükkanıyla tek başıma bırakıp gitti.
The ink's hardly dry on the studio deal.
Daha dur stüdyoyu yeni sattık.
You do that, and we'll bleed your department dry with an elder abuse suit.
Bunu yaparsanız tüm şubeyi'yaşlı istismarı'yapan bir birim olarak lanse ederiz.
Dry. I can have 300 pairs like that to you and your saints by week's end.
Hafta sonuna kadar size ve azizlerinize 300 çift hazır edebilirim.
I'll need to dry it out and completely rewire it.
Kurutup tamir etmem gerek.
We have to somehow get to dry land.
Ne yapıp ne edip kuru bir alan bulmalıyız.
Dry land?
Kuru alan mı?
Aah, how does water make it dry? !
Su olduğu hâlde bu hâlâ neden kaymıyor?
Leads are dry, so...
Tıkanmıştık zaten...
Owns a chain of dry cleaners... 17 locations throughout the city, no history of violence, no criminal record.
Kuru temizleme zincirinin sahibi... şehirde 17 şubesi var, şiddet geçmişi yok, sabıka kaydı da yok.
And please... don't dry your... brassiere in my shower.
Ve lütfen... sutyenini benim duşumda kurutma.
Uh, and a very irate granny. Apparently, Regina and the witches drank the place dry.
Görünüşe göre, Regina ve cadılar içeriyi fena dağıtmışlar.
Be sure to include in the fridge dry, she said that to me a million times
Buzdolabına koyduğuna emin ol. Annen defalarca söyledi.
Uh, I need my, uh, dry cleaning taken to the lake house, and, uh, pick up Pepper and take her to the dog groomers, okay?
Kuru temizlemenin göl evine götürülmesini istiyorum ve Paper'ı alıp köpek berberine götür olur mu?
Pay for the hotel room, room service and my dry cleaning.
Otel odasını, oda servisini ve benim kuru temizlememi ödeyin.
Just dry toast, mother?
Sadece kuru tost mu anne?
Well, I'm telling you, this dry desert climate is just the thing for you.
Söylüyorum, kuru çöl iklimi sana has bir şey.
Um, I have a pair of slacks at the dry-cleaner I need picked up.
Kuru temizlemeden almam gereken birkaç eşyam var.
Did you, uh, remember to pick up the dry-cleaning, or...?
Kuru temizlemeye gittin mi yoksa...?
The fields will become dry.
Tarlalar kurulaşacak.
How many of them will I suck dry?
Kaçını kupkuru edeceğim?
How many of them can I suck dry?
Emerek kurutabileceğim kaç tane var?
He just cut himself off from me and I was left high and dry.
Benimle tüm ilişkisini kesmişti, dımdızlak ortada kalmıştım.
And to do so, I need the proper chemical base to cut with our vaccine to create a stable and dry formulation.
Bunun için aşı ile uyumlu bir baz elde etmem ve stabil ve kuru bir formül üretmem gerek.
A dry-cleaning solvent.
Kuru temizlemede kullanılan bir solvent.
Vacuum it up. Let it dry.
Süpürgeyle temizleyip kurutalım.
Then what is this, a dry run?
Prova falan mı bu?
Pros dry rub. Amateurs marinate.
İşini bilenler kuru yer, amatörler teribiyeli.
Yeah, it's too dry.
- Evet. Çok kuru.
So we're looking for a work space, somewhere dry.
Yani çalışmaya müsait, kuru bir yer arıyoruz.
That's a true, actual fact, because, at one time, whales, or the, uh, mammals that became whales, they walked on dry land.
Bu kanıtlanmış bir gerçek. Çünkü zamanın bir döneminde balinalar daha doğrusu balinaya dönüşmüş memeliler karada yürüyebiliyorlardı.
The snow pack is at 18 %. The reservoirs are almost dry, and this little guy only takes one sip of water a month, in contrast to those water-guzzling "Fi-Kai."
Kar erime oranı yüzde 18, barajlar neredeyse kurudu bizim su canavarı ağacın anında bu ufaklık ayda bir damla su içiyor.
But the county fair pretty much bled us dry.
Ama kasaba panayırı kanımızı biraz kurutacak.
Well, they should be dry by now.
Şimdiye kurumuş olmaları lazım.
– It's a little dry, no butter.
- Biraz kuru, tereyağı kalmadı.
Those rivers have long run dry.
O nehir kuruyalı çok oldu.
Man by the dry cleaner?
- Kuru temizlemenin oradaki adam.
Before Christ turned up, it belonged to the Thracians until the Romans bled them dry.
İsa ortaya çıkmadan önce Romalılar kanlarını emene kadar Trakyalılara aitti.
They're gonna hang him out to dry.
- Onu cezalandıracaklar.