Excitedly tradutor Turco
59 parallel translation
Excitedly, I dug the rest of it out of the gravel.
Heyecanla tüfeğin gerisini çakılın içinden çıkardım.
LOOK EDWARD, [rattIing ] [ people shouting excitedly]
Bak, Edward! Bak, Edward, bak!
( chattering excitedly ) STURGIS : Please, please, folks.
Lütfen millet.
( EXCITEDLY ) I got a date!
Randevum var!
Yulchi [excitedly] - Grandfather,...
- Büyükbaba,...
With me, it didn't stop at the hands. [Hannibal exclaiming excitedly] Eight.
Benim içinde hiç yerinde durmadı.
[Singing ] [ Murdock exclaiming excitedly ] [ Singing] Baby you're a rich man Baby you're a rich man
Bebeğim, Sen zengin bir adamsın Bebeğim, Sen zengin bir adamsın
This time, I want the cherries jubilee. [Screaming excitedly] Murdock, let's go.
Bu sefer, kiraz ile jübilemi yapmak istiyorum.
- Aaah! Ooh! - [laughs excitedly]
Temmuzda, hem de çölün ortasında kartopu savaşı oynadığıma inanamıyorum.
Reached in the treetop for the cherries... as excitedly as it still does today.
Kirazlar için ağacın en tepesine dek ulaşır. Şu anda eskisi gibi hala heyecan verici.
You were driving the car so excitedly, weren't you?
sen arabayı çok heyecanlı kullanıyordun. değil mi?
Make that doomed prisoers excitedly skipped towards death row. No. They did't.
Excitedly skipped toward death row no the didn't they were led 35 sent mi ödüyoruz, ha?
[Laughing excitedly] Look, normally, I would never do anything like this.
Normalde, bu tür şeyleri asla yapmam.
[Excitedly] The note's for me!
O benim. O not bana!
Then the priest began to talking excitedly.
Ardından rahip hararetle konuşmaya başladı.
( squeals excitedly )
Bekle, bekle, bekle, dur, dur.
and... and... and you would pull your chair in... and then the old-fashioned bar of ice-cream would come down, the one that had to be cut with a bread knife before the two sides were flanked with wafers... and you would lift your little spoon up excitedly to press it in... and winkle out that first divot of black jelly and... and
Ve... Ve... Ve sandalyenizi çekersiniz ve eski moda bir kalıp dondurma düşer,... ekmek bıçağıyla kesilmek zorunda olan iki yanı kağıt helvayla kaplanmadan önce ve ona bastırmak için kaşığınızı heyecanla kaldırırsınız ve siyah jöleden zar zor bir parça koparısınız ve... ve ve sonra kafes kapanır!
( She squeals excitedly ) Oh, honey.
Oh, hayatım.
So, are they all out there excitedly awaiting my perp walk? Oh, who cares?
Hepsi dışarıda heyecanla mahkum yürüyüşümü izlemeyi mi bekliyor?
So excitedly he sends it off to Theo, who moans about how hard it is to sell Vincent's dark pictures, when everything in Paris is bright.
Kardeşi Theo'ya Paris'te şen resimler seven insanları hoş tutmak yerine böylesine kasvetli resimler verecek kadar gözünü karartmıştı.
[Excitedly] Park!
Park! Park!
[Excitedly] Alex!
Alex! Alex!
They reported that Tom Quin, Tom Talbot and the rest of the gang were in custody once more, but excitedly speculated that there might be one more daring escape.
Tom Quin, Tom Talbot ve çetenin geri kalanının yeniden göz altında olduğunu ancak bir kaçma girişiminde daha bulunulabileceğini yazıyorlardı.
Those nearest the top of the pole are the most auspicious, so competition for these can get fierce! ( PEOPLE CHATTERING EXCITEDLY )
En uzak tepedeki bayrak en değerlisidir bu yüzden bunlar için amansız bir rekabet vardır.
In the Petropavlovsk Theater the premiere ofthe play... "A Ray of Light at Night" was held. "I catch your glance excitedly."
Petropavlovsk Tiyatrosunda, "A Ray of Light at Night" oyununun ilk gösterisi yapıldı.
One winter morning in 1967, James Lovelock was walking along on his way to the post office when he bumped into William Golding, and he began excitedly to tell the novelist about his ideas of the earth being a self-regulating entity.
1967 yılında bir kış sabahı, James Lovelock postaneye giderken William Golding'e rastladı. Ve kendi kendini düzenleyen bir özne olarak Dünya hakkındaki fikirlerini heyecanla romancıya anlatmaya başladı.
( ALL CHATTERING EXCITEDLY ) Hey, Buddy! Damon Gaston. GASTON :
Damon Gaston, seni gördüğüme sevindim.
i can't be positive, but i took four Of those take-home tests, and they all were. ( couple laughing excitedly )
4 test yapmasam emin olamazdım ama hepsinde de çıktı.
And I had only to pronounce his name... which was watney... for her to prick up her ears and lead me excitedly to the public house in which he lived.
Sert bakışlı minik bir suratı vardı. Watney dediğim anda Tulip'in kulakları dikilir ve heyecanla beni köpeğin yaşadığı bara götürürdü.
( Rasca whistling excitedly )
( Rasca heyecanla ıslık çalıyor )
( Rasca chattering excitedly )
( Rasca heyecanla ıslık çalıyor )
I have just become so accustomed to the idea of not getting laid. ( EXCITEDLY ) Oh!
Seks yapmamaya alışmışım.
This is a day few people in Burma ever expected to witness, across the country, remarkable scenes, as thousands of people excitedly cue in order to cast their vote in the first election for 40 years, and here at Life we bring you the first estimated tally.
Bugün Birmanya'daki çok az insanın görmeyi umduğu bir gündü, tüm ülkede unutulmayacak sahneler yaşandı, binlerce insan 40 yıllık aradan sonraki ilk seçimlerde oylarını atmak için heyecanlı bir şekilde sıraya girdiler ve şu an Life'ta size ilk sonucu bildirmek istiyoruz.
And talking excitedly in the dark.
ve karanlıkta heyecanla konuşuyorum.
excitedly before it begins to walk.
Heyecanla gülüyor ve onun yürümeyi becerip beceremeyeceğini merak ediyor.
For sure it was around here that I waited in the cold excitedly.
O soğuk havada, buralarda bir yerde beklediğimden eminim.
She went on a honeymoon trip and played around so excitedly.
Balayı bahanesiyle zaten tatil yapmıştı.
Then you can excitedly wait for him with a joyful heart until Kang Kyung Joon goes away.
O zaman, artık Kang Kyung Joon gidene kadar, onu neşe ve heyecan içinde bekleyebilirsin.
He began talking excitedly.
Heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
( Laughs excitedly and sighs )
.
Then we can... [screams excitedly]
Sonrada biz onu...
Next up, the 5000 meter with America's record breaking Don Lash leading the American team. - Along with newcomer, Louis Zamperini. - [Family all cheering excitedly]
Sırada, Amerika takımının lideri rekortmen Don Lash'li 5000 metre yanında yeni gelen Louis Zamperini,
( Marina giggling excitedly )
- Çok iyi olacağız.
[Exclaiming excitedly]
Hadi kızım!
( all talking excitedly ) those poor kids...
Marge...
( LAUGHING EXCITEDLY )
Kırmızıyı seçtim!
- [Pants Excitedly] - What are you doing?
Ne yapıyorsun?
[Girls squealing excitedly]
Bir dahakine görüşürüz.
( GIRLS MURMURING EXCITEDLY ) And, you!
Ve siz!
[women speaking chinese excitedly] i think i just won.
Sanırım kazandım.
[kids screaming excitedly]
VİTSHUMBİ, EDWARD GÖLÜ VİRUNGA MERKEZ BÖLGESİ