Far away from here tradutor Turco
466 parallel translation
When you're not even sure of it yourself you were still trying to take her that far away from here?
Emin bile değilken onu o kadar uzağa mı götüreceksin?
We'll go far away from here... hurry.
Buradan uzaklara gideceğiz, acele et.
I wonder how far away from here he is at this moment.
Şu anda benden ne kadar uzakta olduğunu merak ediyorum.
Far away from here.
Çok uzağa gideceğiz.
To begin, I'll have to take you far away from here.
Başlarken seni buralardan çok uzaklara götüreceğim.
Sally and I are going far away from here.
Sally ile çok uzaklara gideceğiz.
I just want to take myself far away from here.
Yalvarırım... Buradan çok uzaklara gitmek istiyorum.
Your school is so far away from here
Okulun çok uzakta.
- I want to get as far away from here as possible.
- Buradan olabildiğince uzaklaşmak istiyorum.
Get as far away from here as you can.
Kalk ve buradan uzaklaş.
Before that happens we'll be far away from here, chum.
Bundan önce biz çoktan uzaklarda olacağız, dostum.
My mother died when I was small, far away from here.
Annem ben küçükken buradan çok uzakta öldü.
It's far away from here.
- Buradan uzakta.
Go far away from here, and you'll be happy again, Katia.
Uzaklara git ve yeniden mutlu ol Katia.
Let's get in the ship and get as far away from here as possible.
Haydi, gemiye binip, buradan uzaklaşalım.
Let's go far away from here
Haydi kaçalım buradan bir an önce
Mr. Clifford isn't far away from here.
Bay Clifford buradan pek uzakta değildir.
We will go far, far away from here.
Ancak şimdi beslenmeliyiz.
Whatever business you have with Frank, keep it far away from here.
Frank'le ne meselen varsa, burdan uzakta hallet.
We'll go far away from here together.
Buradan uzaklara gideceğiz, ikimiz.
When we get enough money, we can get married... and go someplace far away from here and settle down.
Yeteri kadar para kazanınca, evlenip,... buradan çok uzak bir yere gidip yuva kurabiliriz.
The car was found in the woods, not far away from here.
Araba buradan çok uzak olmayan ormanlıkta bulundu.
Just about as far away from here as I can get.
Gidebildiğim kadar uzaklara gideceğim.
And Miss Heyndrich's home is not far away from here.
Hem Bayan Heyndrich'in evi buraya fazla uzak değil.
How will you live, so far away from here?
Buradan uzakta nasıl yaşayacaksın?
And then we will go far away from here, and we will live like princes.
Sonradan buradan çok uzaklara gideceğiz ve orda krallar gibi yaşayacağız.
Once upon a time, in an uncertain place far away from here, at the doors of Hell, there stood a tall turkey oak.
Bir zamanlar, burada uzakta, bilinmeyen bir yerde, Cehennem'in kapılarında, uzun bir Türk meşesi vardı.
I think we should get as far away from here as possible.
- Buradan mümkün olduğunca uzaklaşmalıyız.
- Far away from here and safe.
- Buradan uzakta ve güvende.
# Let me fly far away from here
# Let me fly far away from here
Why don't you take a nice long drive somewhere far away from here?
Neden arabana atlayıp uzaklara gitmiyorsun?
He's heading for planet Earth, far away from here.
O buradan oldukça uzak olan Dünya adlı gezegene doğru gidiyor.
You need to get as far away from here as possible.
Olabildiğince hızlı bir şekilde buradan uzağa gitmen gerekiyor.
And to enjoy it properly... we should go far, far away from here.
Ve bu güzelliği daha iyi yaşayabilmek için.. buradan çok ama çok uzaklara gitmeliyiz.
I want to get away from here, from you, just as fast as I can... and as far as 100,000 francs will take me.
Buradan ve senden, olabildiğince çabuk ayrılmak ve 100.000 frankın... beni götürebileceği kadar uzağa gitmek istiyorum.
If you will give me those two days I believe I will be far enough away from here.
Bana bu iki günü verirseniz inanıyorum ki buradan yeterince uzaklaşmış olurum.
How far away was that from here?
Buradan ne kadar uzaklıktaydı?
Here I was among all those people... and at the same time I felt as if I were looking at them from someplace far away.
Bunca insanın arasındayken bir taraftan da onlara uzak bir noktadan bakıyormuş gibiydim.
My heart is here in the theatre, and 3,000 miles are too far to be away from one's heart.
Kalbim burada, tiyatroda.. .. ve 3000 mil, birinin kalbinden uzak kalmak için fazla bir mesafe.
That star is so far away..... that by the time the light from it reaches us here on Earth,..... it might not even be up there any more.
Şu yıldız o kadar uzak ki ve öyle bir zamanla ışığı bize, yani dünyaya ulaşıyor ki belki de artık orada değildir.
Carla would have played the harp, as on any night, and we would have been happy hiding in here, far away from the world.
Carla arp çalardı diğer gecelerdeki gibi... buraya dünyadan kaçarak saklanmış olan bizleri... mutlu ederdi.
Ι shouΙd have hidden myseΙf away with ΑΙphonse as soon as he arrived far from here.
Alphone buradan uzaklara gider gitmez kendi kabuğuma çekilmeliyim.
Get away from here, Hartmann, as far as possible.
Benden uzaklaş Hartmann, olabildiğince uzağa.
The Wise Ones brought us here from far away.
Bilge Kişiler bizleri uzaklardan buraya getirdiler.
So I brought her here hoping she'd feel better far away from it all.
Ben de onu buraya herşeyden uzakta daha iyi olur diye getirdim.
You are so far away. It takes light more than 20 min. To reach you from here.
" O kadar uzaktasınız ki Işığın bulunduğunuz yerden buraya ulaşması, 20 dakikadan fazla sürüyor.
I'm gonna take our little country cousins on a decoy operation... lead'em away from here as far as I can... buy some time.
Küçük taşralı akrabalarımıza bir tuzak kurup onları buradan mümkün olduğu kadar uzaklaştıracağım. Biraz zaman kazanırız.
How far's the city away from here?
Şehir buradan ne kadar uzakta?
When you used to sit here in this corner, I thought, "If she's thinking about me from so far away, I am alive for her." And this thought supported me and comforted me.
O köşede oturduğunda, kendime derdim ki : "Eğer o uzak diyardayken de beni düşünebiliyorsa, onun için yaşayacağım." ve içim rahatlardı.
Then take me far away from here. - Yes, my daughter
Ozaman beni çok uzaklara götür.
But, uh, I need to get away from here as far as possible.
Ama buradan mümkün olduğunca çabuk uzaklaşmak istiyorum.