From here on tradutor Turco
2,804 parallel translation
You must go alone from here on.
Bundan böyle yalnız devam edeceksiniz.
That is on a need-to-know basis from here on in, Charles.
Artık bu bir devlet sırrı durumu Charles.
From here on, until I state otherwise, there will be no more debate, no more discussion, no more compromise!
Şu andan itibaren, ben aksini söylemedikçe başka tartışma kavga ve ödün olmayacak.
Landlines only from here on out.
Sadece sabit hat kullanacağız.
– I bought a camera... and I'm filming everything from here on out.
Bir kamera aldım. Bundan sonra her şeyi kaydedeceğim.
Smooth sailing from here on out.
Buraya kadar sakin bir sürüş oldu.
Maybe from here on out, I can...
Belki buranın dışında, kim bilir,
From here on out, silence.
buradan şu çıkıyor, sessizlik.
It's just everything from here on out is an innovative leap.
Şu ana kadar yaptığımız her şey başlı başına büyük bir buluş.
Only land lines from here on out. I'm not getting involved in agency bullshit.
Ben bu ajanlık işlerine bulaşmam.
If we have to cut ourselves off from that future in order to hold on to our home, then we'll just have to survive out here with what we've got.
Kendi topraklarımıza bağlı kalmak için kendimizi o gelecekten soyutlamak zorundaysak o hâlde burada elimizdekilerle yaşamak zorunda kalacağız.
You think some plumber from Normal, Illinois, saves up for 25 years to come here on a cruise ship to read about bad times in the sugar plantation?
Sence Illinois, Normal'li bir tesisatçı 25 yıl tasarruftan sonra buraya gemiyle gelip şeker fabrikasının kötü zamanlarını okumak ister mi?
Stuck up here on your head, far away from Juliet.
Burada başınızın üzerinde, şaşırıp kalmış vaziyetteyim. Juliet'ten çok uzakta.
Get him on the phone so that he can wire you some money and then we can go the hell of away from here.
Kocanı ara ki, sana para gönderebilsin... böylece biz de buradan çok uzaklara gidebilelim.
Yeah, well... money might grow on trees where you're from... but it's a little harder to come by here.
Evet, neyse... Senin oralarda para, ağaçtan yetişiyor olabilir ama burada kazanması biraz daha zor.
Or I'll send you on every patrol until you've cut the wire from here to Switzerland.
Yoksa seni buradan İsviçre'ye kadar uzanan bütün telleri kesene kadar seni her türlü devriyeye gönderirim.
I can never lay a hand on this douche because of my personal relationship with God, but I know two guys about four stops from here who'll come and threaten to saw his feet off for $ 900.
Tanrıyla aramdaki kişisel ilişki yüzünden, bu hıyara elimi bile sürmem ama yalnızca 900 dolara gelip onun ayaklarını kesebilecek iki herif tanıyorum.
Here I am on the train coming in from all parts out of London, and, you know, they've got this tiny little triangular sink in the bathroom on the train, and I'm washing all the make-up off.
Londra'ya döndüğümüz trende tuvalette küçük üçgen bir ayna vardı ve makyajımı temizleyebilirdim.
So, here we now had this piece of material that had a couple of grams of coke in it, and then I just folded up those ponchos buddy, put them in my suitcase, and headed on a direct flight to L.A. from Bogota.
Şimdi üstünde kokain olan bu kumaşla sahiptik, Sonra bu panchosları katlayıp, bavuluma koydum ve direkt uçuşla Bogota'dan L.A'ya gittim.
Come on, we didn't evolve from slugs just to sit here drinking our own sweat, now, did we?
Sümüklü böceklerden, oturup kendi terimizi içmek için evrimleşmedik.
Come, you spirits that tend on mortal thoughts, unsex me here, and fill me from the crown to the toe topful of direst cruelty.
Ruhlar, ölümlü düşünceler eğilimindedir. Gelin, alın benden kadınlığımı ; katılaştırın, taşlaştırın beni.
You'd sleep here from now on.
Burada uyuyabilirsin.
So did that professor here from Rome on the evening of the 12th, sent by the Secret Services, meaning Prefect D'Amato.
O sebeple Gizli Servis tarafından ayın 12'si akşamı.. .. ta Roma'dan buraya ünlü profesörümüz Prefect D'Amato apar topar gönderildi.
From what I'm reading on her vitals here, it don't look good.
Buradan gördüğüm kadarıyla, hayati değerleri pek iyi görünmüyor.
I'm on loan here today from the CSS because of my, uh, experience with you and Mr. Westen.
Buraya Ulusal Güvenlik Teşkilatı adına geldim çünkü sizinle ve Bay Westen ile bir mazim var.
I'd be surprised if your arm was long enough to reach from Paris to here and paint a brick on my house.
Elinin yeterince uzun olmasına şaşırdım. buradan Paris'e uzanmasına ve eviminin bir tuğlasının boyanmasına
Number four on the HV I list for MNF West. He's the top man running the IED cell down the Euphrates river, and every IED from here to Fallujah reeks of his scum.
Mahmut Ebu Hassan 4 numaralı düşman.. ve şu an en çok arananlar arasında
There's a pretty big chicken industry, a bunch of restaurants, and a whole lot of money is made from summer tourism on the water here.
Oldukça büyük bir tavuk fabrikası vardı. Lokantalar zinciri ve yaz turizminden gelen bir sürü para. ... burada suyun üstünde.
Come on you have to jump i cant jump from here quit it lets go
Hadi atlaman gerek - Yapamam Hadi
From now on I'll sleep here.
Bundan böyle burada yatacağım.
from someone who actually knows what's going on in here.
Burada işlerin nasıI yürüdüğünü bilen biri sana yardımcı olsun.
I just gotta get from here to there safely and on my own terms.
Bu andan o ana güvenli bir şekilde ve kendi kurallarımla gitmeliyim.
Oh, I guess the guys back home are feeling some heat from higher up, and now they want to find out exactly what's going on here.
Bizim memlekette yüksek mevkilerdeki dostlarımızın bir rahatsızlığı olsa gerek ki, .. şimdi buralarda neler olup bittiğini pek merak ediyorlar.
It says here there was a curse put on the gem to prevent any cat from misusing it again.
Burada yazana göre kedilerin tekrar kullanmasını önlemek için lanetlenmiş bir mücevhermiş.
Aw, come on, Eddie, she just moved here from Canada, and the bank screwed up the wire to her american account.
Ah hadi Eddie, Kanada'dan daha yeni taşındı, ve bankası Amerikan hesabıyla bağlantısını batırdı.
The plan was to cut him loose far away from here, not on our front step with a gun.
Plan onu uzakta bir yere bırakmaktı. Eline silah verip yanımızdan salmak değil.
- And now here's - Gettin'up morning from far back of the pack beginning to hit his stride.
Erkenci en arkadan uzun adımlarla ön sıralara doğru hamle yapıyor.
You can either reach for your wallet or we're 30 seconds away from the wife wondering what's going on out here.
Ya cüzdanına uzanırsın.. ... ya da 30 saniye sonra karın burada neler olduğunu merak etmeye başlar.
From now on I'll bring her here with me
Bundan sonra buraya onunla birlikte geleceğim.
First time I saw her was on this river, just up from here.
O'nu ilk bu nehrin biraz yukarısında görmüştüm.
If you're on the ground, you can see the alley from here.
Aşağıda olsan sokağı buradan görürsün.
I keep the fluoride on my teeth for as long as it takes to go from the bathroom to here.
Florürü dişlerimin üzerine sürüyorum ve banyodan buraya gelinceye kadar dişlerimin üzerinde duruyor.
I think you're gonna find things will be quite different around here from now on.
Bundan böyle buradaki işleyişte birçok değişiklik olacağını göreceksiniz.
It indicates here the purchase of a candy bar Mr. Ames made at a concession stand on the ferry ride back from the casino.
Bay Ames'in kumarhaneden kalkan feribottaki büfeden almış olduğu bir çikolata da dökümanlarda mevcut.
Becky, I've got the police here on the phone - saying you stole money from a customer.
Becky, telefonda bir polisle konuştum müşterinin tekinden para çaldığını söylüyorlar.
There's nothing from this century on here.
- Bu yüzyıldan hiçbir şey yok burada.
We're quicker on foot from here.
Yürürsek daha hızlı varırız.
See, he told me that Large-Mart is buying land up here and they have such a head start on us that we cannot stop them from getting enough land to build a store on.
Large Mart'in burada arazi satın alacağını söylemişti. Eğer yeterli araziyi alırlarsa onlara kafa tutabileceğimiz ve onları durdurabileceğimiz hiç bir şey olmayacak.
I'm tired of being stepped on all the time. I take a lot of crap from a lot of people, but I refuse to take it from Sebastian the Criminal Chipmunk, so I've been sitting here for the last hour, making a list of ways to get back at him.
Bir sürü insanın ağız kokusunu çekiyorum ama Rezil Sincap Sebastian'nınkini çekmeyi reddediyorum.
I want to sit here, eat some chicken and look back on everything you've done to get to this moment and everything I'm going to do from this moment on to make sure you feel... as special... and amazing as I know you are.
Burada oturup, tavuk yemeyi ve bu noktaya gelene kadar yaptığın her şeyi gözünün önüne getirmeni ve kendini mutlaka şu andaki gibi özel ve muhteşem hissetmen için bu andan itibaren benim yapacaklarımı düşünmeni istiyorum.
So let's assume the drugs were meant to come here, presumably from Latvia, or from Ventspils the Major said, there was somebody in Sweden on the receiving end, who knew enough and had enough personnel ruthless enough,
Uyuşturucunun buraya getirilmek istendiğini var sayalım. Büyük olasılıkla Letonya'dan. Ya da Ventspils'ten.
from here on out 107
from here on in 44
from here 210
here on earth 20
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
from here on in 44
from here 210
here on earth 20
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931