Fashion week tradutor Turco
169 parallel translation
These bizarre circumstances have cast a strange pall over fashion week here in Paris, where it's difficult to eclipse the epic drama of the prêt-à-porter.
Bu garip olaylar burada, Paris'te moda haftasının üzerine kasvetli bir bulut gibi çöktü. Hazır giyimin epik dramasını gölgede bırakmak pek de kolay bir şey değildir.
During fashion week?
Defile zamanı mı?
That's Fashion Week.
14 gün? O zaman Moda Haftası.
How many fashion shows did you drag me to during Fashion Week?
- Moda Haftası'nda beni kaç defileye sürüklemiştin? - 8. Ne var bunda?
I'm doing a little behind-the-scenes book about Fashion Week.
- Şu anda Moda Haftası için sahne arkası fotoğrafları çekiyorum.
" blowing through the tents at Fashion Week...
Fashion Week'in çadırları üzerinden esen...
Eli, you have fewer people. It's fashion week.
Ben Star dergisine çıktım ve Elsa bu partiyi her sene veriyor.
It's the whole goddamn world. Eli, I have fashion week.
Senden bu odayaı tekrar düzenlemeni istiyorum çünkü 70 kişi değil tüm dünya burada olacak.
A model says she was Council topping first night of fashion week.
Moda haftasının ilk gününde konsoloslukları dolaşıyormuş.
Last sightings I have on Michelle was open night at fashion week.
Michelle, en son moda haftasının ilk gecesinde görülmüş.
I'm sorry, love, it's Fashion Week.
Üzgünüm, aşkım, Moda Haftası.
This funeral is better than Fashion Week.
Bu cenaze Moda Haftasından bile daha iyi.
- It's Fashion Week. Where else would I be?
- Şey, moda haftasındayız...
I am in charge of her schedule her appointments and her expenses and most importantly, I get to go with her to Paris for Fashion Week in the fall.
Ben programı, görüşmeleri, masraflarından sorumluyum ve en önemlisi sonbahardaki Moda Haftası için onunla Paris'e gideceğim.
I was in New York for Fashion Week.
Moda Haftası'nda New York'taydım.
Isn't it Fashion Week?
Bu moda haftası değil mi?
Ever see fashion week in new york?
Hiç New York moda haftasını gördünüz mü?
Oh, here we are at Fashion Week.
Burada Moda Haftası'ndayız.
It's fashion week.
Moda haftası.
It's fashion week.
Moda haftası için.
And yet, you chose fashion week to test yourself.
Kendini sınamak için moda haftasını mı seçtin?
It's fashion week.
Bu moda haftası.
I mean, you always call me during fashion week.
Yani, moda haftasında beni hep arardın.
Fashion week.
Moda haftası.
Next week is Fashion Week, and the magazine needs you.
Gelecek hafta Moda Haftası var ve derginin sana ihtiyacı var.
- Fashion Week.
- Moda Haftası.
I'm submitting it for the Mode show at Fashion Week.
Onu Moda Haftası'ndaki Mode gösterisine göndereceğim.
Nice of you to come back for Fashion Week, since you are Editor-in-Chief.
Genel Yayın Yönetmeni olduğun için, Moda Haftası'na gelmen çok hoş.
No. It's Fashion Week.
Moda Haftası.
- What is Fashion Week?
- Moda Haftası da nedir?
- "What's Fashion Week?"
- "Moda Haftası ne" mi?
"Fashion Week!" What is wrong with this family?
"Moda Haftası!" Bu ailenin nesi var?
You know every year the "it" item comes out of Fashion Week?
Her yıl Moda Haftası'ndan çıkan "o" eşya vardır ya.
It's Fashion Week!
Moda Haftası!
We could use some more help for Fashion Week.
Moda Haftası'nda birkaç yardımcımız daha olabilir.
Go! Daniel hired Hilda for Fashion Week.
Daniel, Moda Haftası'na Hilda'yı tuttu.
- You two are taking me to Fashion Week.
- Beni Moda Haftası'na götüreceksiniz.
[Male reporter] We are reporting live from Bryant Park, the kick off of Fashion Week.
AMERICAS BULVARI Moda Haftası'nın başladığı yerden, Bryant Park'tan canlı yayındayız.
I'm going to see you after Fashion Week.
Moda Haftası'ndan sonra görüşeceğiz. Değil mi?
Fashion Week.
Moda Haftası.
It's Fashion Week, when the buyers get their first looks at the fall couture.
Bu Moda Haftası, alıcılar sonbahar modasını ilk kez görüyorlar.
So what brings you to Fashion Week?
Seni Moda Haftası'na getiren nedir?
- You saw my work at the Fashion Week?
Fashion Week'teki çalışmamı mı gördünüz?
Sarah Jessica Parker wouldn't know you if I hadn't put you in Fashion Week.
Seni Fashion Week'e koymasaydım Sarah Jessica Parker göremeyecekti.
- Hi. Kevin and Ben were at Fashion Week setting up audio equipment.
Kevin ve Ben, Fashion Week'te ses ekipmanını düzenliyorlarmış.
I didn't get into Fashion Week because of my talent.
Fashion Week'e yeteneğimden ötürü girmedim.
Well, this is the most important time, the most important week in fashion.
Bu moda dünyasındaki en önemli hafta.
This week, we're in south-central Los Angeles... at the intersection of Florence and Normandy... the flashpoint of fashion.
Şu anda güney LA'de Florence - Normandy kavşağındayız.
TV hostess : A familiar, yet all grown-up Tina Menzhal was back in Cornwall this week following her whirlwind success on the fashion catwalks of Paris.
Tanıdık bir genç Tina Menzhal Paris podyumlarında gösterdiği büyük başarının ardından yeniden Cornwall'a döndü.
- Some event for fashion week.
- Oh hayır.
One day, she can't live without him, and a week later he's the worst crime in fashion unless we have a proper trader.
Bir gün onsuz yaşayamıyor bir hafta sonra modası geçmiş oluyor. Ne yazık ki uygun pazarımız var.
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
fashion 71
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
fashion 71