For both of us tradutor Turco
2,436 parallel translation
Well, I guess it's time for both of us to work for it.
Sanırım, ikimiz içinde istediğimiz şey için çaba sarf etme vakti geldi.
Enough for both of us to feast upon.
İkimizin de ziyafet çekeceği kadar meyve verecek bekle sen.
- Oh, it works for both of us.
İkimizin de işine yarıyor.
Life is same for both of us at the moment we are both alive
Şu an için hayat ikimiz için de aynı. İkimiz de yaşıyoruz.
- Yeah, for both of us.
- Evet, ikimiz için de.
I will be strong for both of us.
Ben ikimiz için de güçlü olacağım.
Take your life back... for both of us.
Hayatını geri al ikimiz için.
Enough for both of us.
İkimiz de keselim artık.
I will be strong for both of us.
Ben ikimizin yerine de güçlü olacağım.
That speaks for both of us.
İşte ikimizin cevabı.
Lucky for both of us.
Boyle oldugu icin hepimiz sansliyiz
For both of us.
İkimiz içinde.
And every day of her life from that day to this I loved her enough for both of us.
Ve o günden bugüne, hayatının her anında, onu ikimizin yerine de sevdim!
But he always just makes breakfast for both of us.
Ama sürekli kahvaltımızı o hazırlar.
I'm doing this for both of us, amber. I need to be elected queen, And you need to get into heaven...
Amber ben kraliçe olucam sen de cennete gideceksin
Well, for both of us.
İkimiz için de.
It's a-a fresh start, for both of us.
Bu ye-yeni bir başlangıç, ikimiz için de.
Make a plan for yourself... For both of us.
Kendin için, ikimiz için bir plan yap.
I'll cry for both of us.
Ben her ikimiz için de ağlarım.
I ordered plenty for both of us. Come on in.
İkimize yetecek kadar ısmarladım.
It could jeopardize everything for both of us.
İkimiz için de her şeyi tehlikeye atar.
For both of us.
İkimiz için de.
For both of us.
İkimiz de öyle.
This is about dignity for both of us.
Bu, her ikimizin de saygınlığı demek oluyor.
I'm sorry for both of us.
İkimiz için de.
And it worked out fine for both of us.
İkimiz için de her şey güzel işliyordu.
I just, you know... it's for both of us.
Bunu ikimiz için de dedim.
It's a difficult time for both of us.
Bu ikimiz içinde zor bir zaman.
Well, I've got enough for both of us.
Süper, ikimize yetecek kadar yemeğim var.
It sucks for both of us.
İkimiz için de berbat.
Wish I'd have gotten enough for both of us, but I didn't.
Keşke ikimize de alsaydım ama almadım.
Make a plan for both of us.
İkimiz için bir plan yap.
Look, we're gonna make this work for both of us.
Bak, biz ikimiz bu işi yapacağız.
I don't know who you think is working for whom here, but he's playing both of us.
Burada kim kimin için çalışıyor bilmiyorum ama bu adam ikimizle de oynuyor.
Now... I won't be seeing you in heaven... But you enjoy it for the both of us, okay?
Seninle cennette buluşamayacağız ama sen ikimiz için de oranın tadını çıkar, tamam mı?
We have absolutely no doubt some sort of partnership would be very profitable for us both.
- Aramızdaki böylesi bir ortaklığın iki taraf için de çok avantajlı olacağına dair hiç şüphemiz yok.
I think the less I know about you, the better it is for the both of us.
Seni ne kadar az tanırsam bu ikimiz için de o kadar iyi olur.
There you go again, speaking for the both of us.
İşte yine yapıyorsun. İkimiz adına konuşuyorsun.
It's also super-duper gay, which is totally cool with me, but unless you want us to get a warrant for your hard drive and show your buddies here all of that fun stuff we both know you like to download...
Ve de ayrıca süper bir geysin, ki benim bununla bir derdim yok. Tabii sen sabit diskini açar ve ikimizin de senin indirmekten hoşlandığını bildiği süper eğlenceli şeyleri arkadaşlarına göstermemi istiyorsan.
You could say that for the both of us.
- Aynısı senin için de geçerli.
Well, I thought it would save you a little money with both of us paying for gas.
Benzin parasını birlikte ödersek senin için kazançlı olur diye düşünmüştüm.
Lucky for the both of us, we're burning the evidence.
Neyse ki kanıtları yakıp yok ediyoruz.
By the time Robert dies, it will be too late for the both of us.
Robert öldüğünde ikimiz için de çok geç olur.
Okay,'cause I just brought enough, I think, for at least both of us.
Pekâlâ. Sanırım tam ikimize yetecek kadar getirmiştim.
When you can worry for the both of us?
Sen ikimiz için de endişeleniyorsun ya!
So you're gonna take back Atlantic City for the both of us.
Atlantic City'i ikimiz için geri alacaksın.
She and her lawyer want to meet with both of us for settlement talks
O ve avukatı, uzlaşmak için ikimizle de görüşmek istiyor.
I thought it could be interesting for the both of us, but forget it.
İkimiz için de iyi olacağını düşünmüştüm ama unut gitsin.
Until this little detour of yours is over, I will carry on his work... for the both of us.
Bu yoldan sapışın bitene kadar ikimiz adına da onun planını devam ettireceğim.
Whatever I did, I did for the both of us.
Ne yaptıysam, ikimiz için yaptım.
I'll do the worrying for the both of us.
Ben ikimiz adına da endişelenirim.