For business tradutor Turco
5,977 parallel translation
Otherwise, it's bad for business.
Aksi halde işler kötüye gider.
For business.
İş için.
She was touting for business 20 yards away.
Hemen 200 metre ötede karaborsacılık yapıyormuş.
Hudson Valley Sanitarium will be open for business with all the newest and most relevant equipment.
Hudson Valley Sanatoryumu en yeni ve en gelişmiş ekipmanlarıyla açılacaktır.
If it's good for business, it's good for us.
Bu durum hem işler için hem de bizim için iyi olacaktır.
We are open for business, and the market is kissing 17 again, you punk-ass bitch, whose...
İş yapıyoruz burada ve borsa yeniden öpüşüyor seni pis pire torbası...
The little prat's bad for business.
O küçük ahmak işlerim için çok kötü.
The little prat's bad for business.
O küçük serseri işlerimi kötü etkiliyor.
It's good for business.
İşler için iyidir.
Rape is bad for business, also.
Tecavüz de iş için kötü.
Guess that'd be bad for business, eh?
İş açısından kötü olur herhalde.
It's bad for business, bro.
Bu iş, kardeşim için kötü.
Can't imagine that being good for business.
Hayal bile edemiyorum iş için iyi olmak olduğunu.
Quite frankly, you're not good for business.
- Dürüst olmak gerekirse, işletmeye zararınız oluyor.
Daddy is ready for business.
Babacık iş için hazır.
- Bad for business.
- İş için kötü.
People are acting crazy, and crazy's bad for business.
İnsanlar zıvanadan çıktı. Ve benim kitabımda zıvanadan çıkmak diye bir şey olmaz.
Sharon, I have been working so hard to not be a problem for you anymore, and I just feel like all of this adoption business makes me a problem for you again.
Sharon, ben senin başına daha fazla dert olmamak için gerçekten çok uğraştım. Ama bu evlat edinme işi yüzünden yine sorun olacağım.
For your dirty business.
- Gençler...
Hey. This is great news for the business.
- Hey bu iş için harika bir haber.
Uh, joubert jewelers has been a family-owned business For three generations - - no legal troubles.
Joubert Kuyumculuk aile şirketi olarak üç nesildir yasalarla herhangi bir sorun yaşamamış.
- I don't work for the CIA, and your health is none of my business.
- Ben CIA için çalışmıyorum ve senin sağlığın beni bağlamaz.
Got a business proposition for him.
Ona bir iş teklifinde bulunacağım.
To a wealthy family in the oil business. Educated at oxford. And he's been working for cnb since the'90s.
Oxford'da eğitim görmüş, 90'lardan beri CNB haber ajansı için çalışıyor.
Their son, Paul, was released from prison two weeks ago after serving a six-year sentence for embezzling from the family business.
Oğulları, Paul, iki hafta önce hapishaneden çıkmış. Aile şirketini hortumladığı için altı yıl hapis yatmış.
Everything I've done in business has been for our family.
İşimde yaptığım her şey ailemiz içindi.
One you'll recognize from last night's reading failed in business, had a nervous breakdown, was defeated for both houses of congress, and lost as vice president, before he was finally elected as one of the
Bir tanesini dün akşam yaptığınız okumalardan biliyorsunuz. Bu ülkenin seçtiği en büyük başkanlardan biri olmadan önce iş hayatında başarısız oldu, büyük bir yıkım geçirdi. İki senotaya girme çabasında da başarısız oldu ve başkan yardımcılığını kaybetti.
It was rather underwritten and only suggested that they were looking for feathers in a native-owned business.
Yerel işletmelerden sadece... Tüy işleri ile ilgilenenlerin aranmasını... altına reddettiğini yazıp imzalamış.
It's perfect for your business trips.
İş seyahatleriniz için mükemmel.
But at the same time, if you're gonna provide a service for the underprivileged, it requires solid business acumen and organizational skills, not just good intentions.
Ancak bunun yanında, eğer sosyal haklardan mahrum insanlara böyle bir hizmet veriyorsanız güçlü bir ticari zekanız ve yönetme kabiliyetiniz olmalı, iyi niyet bunun için yeterli değildir.
Poor man, you were perfectly ready for a business-like arrangement, and I went and spoiled it.
Sen bir mantık evliliği yapmak isterken ben işleri berbat ettim.
The L.A.P.D. thinks these legitimate business activities might be a legitimate motive for murder.
Polis bu meşru iş etkinliklerinin meşru bir cinayet nedeni olabileceğini düşünüyor.
I'm just trying to drum up some business for us.
Yeni müşteriler bulmaya çalışıyorum.
You weren't defending anything except for the business interests of evil men.
Kötü adamların mali çıkarlarından başka bir şeyi savunmuyordun.
I need you to handle some business for me.
Benim için bir iş halletmeni istiyorum.
- Lucky for you, though, you run a cash business.
- Şanlısın yine nakitle yürütüyorsun işini.
My parents spent their whole lives building that business to provide for me and Lauren.
Benim ve Lauren sağlamak için bina Ailem onların bütün hayatları geçirdi.
It's just that for a third-floor bar only accessible after passing through a residential home, you do a pretty brisk business.
içkide sizanlar için bir konaklama haline getiriebiliyorsan çok hareketli bir iş yapiyorsun demektir..
Big business for Jetmir.
Jetmir için büyük iş.
Maybe good business for Landsman.
Belki de Landsman için iyi bir iş.
Lucky for you, though, you're in a cash business.
Parayla uğraştığın için çok şanslısın.
For your goingout-of-business sale.
Senin goingout-of-iş satılık.
I might be a little behind on my mortgage payments... But I've started the process of applying for a commercial loan against the business.
Mortgage ödemelerimde biraz gecikmiş olabilirim ama ticari krediye başvurmak için gerekli işlemleri çoktan başlattım ben.
I have not accomplished these things by doing business with men who would take for granted the hard-won bounty of my table or endeavor to waste my precious time.
Alın teriyle kazanılmış masamın nimetlerini kendi hakkı gibi gören ya da değerli vaktimi boşa harcamaya çabalayanlarla iş yaparak bütün bunları başarmadım.
And I ran a good business for a while.
Bir süreliğine iyi bir iş çıkardım.
I'm gonna give him a cut of my pay, for a business he's starting.
Payımın bir kısmını ona vereceğim, bir iş başlatıyor.
Femme skin is definitely a unique business for a family to run.
Femme skin, bir aile için gerçekten benzersiz bir iş.
- Well, it's none of my business, but Atticus isn't shooting to make room for you.
- Bana kalmaz ancak size yer açmak için Atticus bugün vurmaya çıkmadı.
So... tonight, I will tell them that I have been called away, out of town, on business, for a day or two.
- Bu gece, onlara bir ya da iki günlüğüne iş için şehir dışına çağrıldığımı söyleyeceğim.
Uh... but I also saw a man who is fighting for his business, determined to get his life back.
Ancak aynı zamanda işi için mücadele eden hayatını geri almaya kararlı bir adam da gördüm.
Prostitution's a big business for Russian syndicates.
Fuhuş, Rus kartelleri için büyük bir iş alanı.
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48