From what i've heard tradutor Turco
197 parallel translation
- From what I've heard, this is not a case for the law.
- Anladığım kadarıyla, suç teşkil eden bir durum yok.
But I can tell it from what I've heard.
Ama duyduklarımdan çıkarabilirim.
I've heard from the blighter what left you to swing instead of him.
Namussuz herifin seni dolaba getirip kendi yerine hapse attırdığını biliyorum.
From what I've heard, it's very flattering.
Duyduğum kadarıyla, çok yakışıklıymış.
From what I've heard, you were very good to both Matt and Sue in those days.
İşittiklerime göre, o sırada sen hem Matt'e hem de Sue'ya karşı çok iyiymişsin.
Er, Dame Beatrice, on the quiet, I've heard about what you do from Lily.
Bayan Beatrice Lily'den sizin hakkınızda bir şeyler duydum.
From what we've heard here, I think he did exactly that.
Burada duyduğumuza göre, tam istediği gibi olmuş.
From what I've heard, perhaps only purgatory.
Duyduklarım düşünülürse, arafa gönderir bence.
From what I've heard there should more
Duyumlarıma göre bundan çok daha fazlası olmalı
From what I've heard around, those people play rough.
Etraftan duyduğum kadarıyla, bu adamlar çok sert oyuncular.
From what I've heard, I wish I had 50 of you for the arena.
Namınızı duydum, keşke arenada en az 50 tane sizin gibisinden olsa.
From what I've heard, actually, or so they say,
Duyduklarıma göre ya da bana söylediklerine göre Fransız filmleri o zamanlar çok güzeldi.
From what I've heard from outside sources for many years I was very, very much surprised.
Yıllarca sağdan soldan duyduklarımla karşılaştırırsam, Benim için çok büyük bir sürpriz oldu.
I heard the same kind of talk from your father after his first engagement only I happen to have been fighting right beside him and saw what he did.
Aynı şeyleri ilk görevinden sonra babandan da duymuştum fakat onun yanı başında savaştım ve yaptığını gördüm.
Judging from what I heard happened between him and Justin this morning, ain't nobody named Willis showing up at this party.
Bu sabah Justin ve onun arasında olanları göz önünde bulundurduğumda bu partiye Willis adında biri gelmeyecek.
But from what I've heard... they haven't made up their minds what side of the law they're on.
Ama duyduğuma göre kanunun hangi tarafında olduklarına henüz karar vermemişler.
The Phoenix Asteroid... From what I've heard, Doolittle, they glow... glow with all the colors of the rainbow.
Duyduğum kadarıyla, Doolittle, gökkuşağının tüm renkleriyle parlıyor.
Son, from what I've heard, the biggest thing about the Bandit is his ego, and I figure that plus a lot of my dollars, and he'll try anything, legal or not.
Duyduğuma göre evlat, bir haydudun en önemli şeyi egosudur, ve şunu anladım ki, benim bir kaç dolarım ile o her şeyi yapar.
From what I've heard, nothing to choose between them.
Duyduğum kadarıyla, ikisinin birbirinden farkı yok.
Impudent lot from what I've heard. American children.
Arsız çocuklar diye duydum Amerikan çocuklarını
I have it from a very reliable source, that you know what's what, and you have ears and I wanna know what you've heard.
Çok önemli bir kaynaktan senin değerli şeyler bildiğini öğrendim. Senin kulağın delikmiş, neler duyduğunu bilmek istiyorum.
From what I've heard, Fegelein, from all sources... I don't think we can depend on him much longer.
Tüm kaynaklardan duyduklarıma göre, Fegelein ona daha fazla güvenebileceğimizi zannetmiyorum.
From what I've heard, you've lost Ganz for the second time.
Uzun da bir geceymiş.Diyorlar ki, Ganz'ı ikinci kez kaybetmenin yanında, siyahi...
- Yeah, but only from what I've heard. - And what have you heard?
- Evet ama sadece duyduğum kadarıyla.
From what I've heard here, you've got it and you're stuck with it.
Bu kasette duyduklarıma göre, evet, sen olayı anladın ve çok çalışıyorsun.
Playing dead and from what I heard, doing a damn good job of it, too.
Ölü numarası yapıyor... ve anladığım kadarıyla, bayağı da iyi yapıyor.
From what I've heard, your singing career was almost nonexistent.
Duyduğuma göre, şarkıcılık kariyerin yok gibiymiş..
- Well, it's more than a laugh, from what I've heard.
Benim duyduğuma göre eğlenceden biraz fazlaymış.
I know very little about where you come from but from what I've heard I think your kind has a lot to learn.
Geldiğin yer hakkında fazla bir şey bilmiyorum fakat duyduklarıma göre türünüzün öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum.
Though from what I've heard, it'll be to fight against Bajor.
Duyduğuma kadarıyla, Bajorlular'la savaş çıkacakmış.
But from what I've just heard, we don't have a lot of time.
Ama duyduğum kadarıyla fazla vaktimiz kalmamış.
From what I've heard, he's wrecked more homes than he's fixed.
Duyduğum kadarıyla, tamir ettiğinden daha fazla yuvayı yıkmış.
I haven't heard from her in seven months, what else is it about?
Lütfen, ondan 7 aydır haber almıyordum ve şimdi arıyor. Başka ne olabilir ki?
'He stayed up all night from what I heard,'and in the morning he spoke to African groups who'd come to see him,'and they more than revered him, he was a god.
Duyduğuma göre bütün gece uyumadı ve sabah onu görmeye gelen Afrikalı gruplarla konuştu ve ona tapıyorlardı, o bir Tanrı'ydı.
From what I've heard you've lived with the blight longer than anyone.
Duyduğum kadarıyla, yanıklıkla herkesten fazla yaşamışsın.
I've never actually encountered them... but from what I've heard, I'm glad I didn't.
Aslında onlarla hiç karşılaşmadım... ama duyduklarıma göre iyi ki de karşılaşmamışım.
No, but from what I've heard, having a ghost pass through you is a singular experience.
Duyduğum kadarıyla, içinden hayaletin geçmesi eşşiz bir deneyimmiş.
- Not from what I've heard.
Benim duyduğuma göre öyle değil.
From what I've heard, you're no stranger to scandal yourself.
Duyduğum kadarıyla, sen de skandala yabancı değilmişsin.
Like I heard, from what I thought was a reliable source, that you and Ross were close.
Sanırım. Güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgilere göre sen ve Ross yakınmışsınız.
This is the fifth child and from what I heard, you still don't have any suspects.
Çünkü bu 5. çocuk ve duyduğuma göre hala tek bir şüpheliniz bile yok.
It could be bad air, but judging from what I've heard from the crew it sounds a little out of the ordinary.
Ama uçuş ekibinin dediğine bakılırsa sıradan bir olay değil.
And from what I heard of your phone conversation...
Ve telefon görüşmenizden duyduğum kadarıyla...
From what I've heard,
Duyduğum kadarıyla,
Well, all I know, from what I heard he took that last 105 on D-day practically by himself.
Duyduklarım ve bildiklerime göre. O gün 105'lik topu neredeyse tek başına ele geçirmiş.
And uh, he thought it was pretty intriguing and he asked me to give it at his first PERL conference, which was uh.. later that year, in Fall of 97. And apparently what happened, I was told later, although I had no idea that this was happening at the time, uh is that some people from Netscape actually heard the paper at the PERL conference and took those ideas back to Netscape and they kind of lit a fire there.
ve onun ilk PERL konferansında ona verip veremeyeceğimi sordu konferans 1 yıl sonraydı, 1997 sonbaharda ve görünüşe göre, bana sonra söylendi o zaman ne oldu ne bitti bilmediğim halde ah, Netscape den bir kaç kişi bildiriyi bu Perl Konferansında duymuşlar
It's tedious and the sex is dwindling. So, from what I've heard, yes.
Çok sıkıcı ve seks diye bir şey yok, o yüzden duyduğuma göre, evet.
From what I've heard, there are very few secrets between you and Jack.
Duyduklarıma göre Jack'le senin aranda çok az gizli şey varmış.
Every one of our parents does considerable emotional damage, and from what I've heard, it just might be the best part of being a parent.
Herkesin ailesi duygusal anlamda hasar veriyor. Duyduğum kadarıyla anne-baba olmanın en iyi yanı buymuş.
I've heard about other towns bringing in counsellors that know how to find things out from kids without really telling them what's going on.
Diğer kasabalarda danışmanlar, çocuklara neler olduğunu anlatmadan bilgi alabiliyorlarmış.
I've got the exclusive rights on a new product and from what I've heard, it's just what you need, knowing what a spunky guy you are.
Yeni ürün üzerinde çok özel haklarım var ve duyduğum kadarıyla tek ihtiyacın olan şey bu. Sen çok cesur bir adamsın.
from what i hear 195
from what i gather 25
from what i've seen 39
from what i understand 108
from what i can see 37
from what i can gather 21
from what i can tell 87
from what 425
from what i see 25
from what i saw 24
from what i gather 25
from what i've seen 39
from what i understand 108
from what i can see 37
from what i can gather 21
from what i can tell 87
from what 425
from what i see 25
from what i saw 24
from what we can tell 21
from what i remember 29
from what i know 24
from what i've read 16
from what i heard 44
i've heard of him 57
i've heard 148
i've heard of it 63
i've heard about it 20
i've heard it before 24
from what i remember 29
from what i know 24
from what i've read 16
from what i heard 44
i've heard of him 57
i've heard 148
i've heard of it 63
i've heard about it 20
i've heard it before 24