Frustration tradutor Turco
874 parallel translation
American suitors are beating the walls in frustration :
Amerikan Şirketi evlenmek isteyen taliplerini hayal kırıklığına uğrattı!
He suffers from the pangs of frustration.
Kendini engellenmiş hissediyor.
- Frustration!
- Engellenmişlik!
It's driving our readers crazy with frustration.
Okuyucularımızı öfkeden deliye döndürür.
I came here because I wanted to, to prevent your getting Hoffner and all you can do in return is to commit ordinary murder to relieve your sense of frustration.
Buradayım çünkü ben istedim Hoffner'i ele geçirmeni engelledim ve senin de tek yapabileceğin hayal kırıklığını bastırmak için sıradan bir cinayet işlemek.
I was just tossing away my frustration.
Sadece korkularımı atmaya çalışıyordum.
Frustration.
Hayal kırıklığı.
Yep, life begins in frustration.
Evet, yaşam düş kırıklığıyla başlıyor.
Due to some long frustration
Uzun süre acı çekmiştir
All that elation turned into frustration.
Bütün çabanın sonucu başarısızlık.
... more enraged and more inflamed with each new frustration.
Her yeni üzüntüde daha kuduruyor, daha alevleniyor.
And finally, the corrosion of life, the depletion of energy and the frustration of love, which result from following a philosophy of romantic opportunism in an idealistic society.
Ve son olarak, yaşamın aşınması, enerjinin dağılması ve aşk bahtsızlığı, ülkücü bir toplumda romantik fırsatçılıktan doğan bir anlayışı izlemenin sonucu.
When women reach the age of maturity Mother Nature sometimes overworks their frustration to a point of irrationalism.
Kadınlar olgunluk çağlarına ulaştığında Tabiat Ana bazen kadınların hüsranlarıyla fazla çalışarak irrasyonalizmi işaret eder.
No more frustration
Artık gerginlik yok
"The Effects of Frustration on the American Woman."
"Düş Kırıklığının Amerikalı Kadınlar Üzerindeki Etkisi."
For everyone knew that as long as Maleficent's domain, the Forbidden Mountains, thundered with her wrath and frustration, her evil prophecy had not yet been fulfilled.
Maleficent'in yaşadığı yer olan Yasak Dağ'ı bilenler için onun tüm öfkesini ve gazabını kustuğu kötü laneti henüz sona ermemişti.
"It was rejected by every Broadway producer in terms so outraged that I determined never to write another one thus saving myself years of futile effort and frustration."
"Broadway yapımcıları oyunumu yerden yere vurunca..." "... ben de asla bir daha oyun yazmamaya karar vermiştim. " " Böylece, beyhude uğraşmamış ve hüsrana uğramamış olacaktım. "
I thought it would insulate me against this frustration.
Bunun beni hayalkırıklığından soyutlayacağını düşündüm.
A sickness of frustration.
Hastalıklı, sinirli bir düş kırıklığı.
I too had to suffer the lonely frustration of being a nobody.
Bir hiç olmanın eşsiz hüsranının acısını ben de tek başıma çekmek zorunda kaldım.
The same unbelievable boredom and frustration
Aynı inanılmaz can sıkıntısı ve hüsran.
Pre-adolescent frustration complex.
Ergenlik öncesi reddedilme kompleksi.
As a result of affective frustration you developed towards your daughter an exaggerated and obsessive sense of responsibility.
Kızınızı abartılı ve saplantılı sorumluluk duyguları ile.. ... yetiştirmenizin sonucunda şimdi hayal kırıklığına uğradınız.
It would mean an end for all time to poverty, disease, doubt, and frustration!
Sefalet, hastalıklar, güvensizlik ve hayal kırıklıkları sonsuza kadar yok olacaktı!
Those were the years of frustration.
Çok sıkıntılı yıllardı.
Despite frustration, it is more adaptable than specimens from other planets.
Asabiyetine rağmen, diğer gezegen yaratıklarından daha uyumlu.
Death by hunger, disease, torture, frustration.
Açlık, hastalık, işkence, hayal kırıklıkları yüzünden yaşanan ölümler.
It " s typical of autistic frustration.
Bu tipik bir otistik engelleme.
Such demands are generally based on sexual frustration, which is common in troops abroad.
Bu gibi talepler genellikle yurt dışındaki birliklerde sıkça ortaya çıkan cinsel düş kırıklıklarına dayanıyordu.
And you feel most definitely that that frustration is the kind of thing that is taken out here.
Kesinlikle ezikliğin dışa vurumu olduğunu düşünüyorsunuz. Evet, bunun bir şeklidir.
Expected to find me there kicking my tyres in frustration, I suppose?
Öfkeden lâstiklerimi tekmelerken görmeyi mi beklediniz?
That way, at least some of their frustration should be diffused.
O şekilde, en azından hüsranlarının birazı dağılır.
I go crazy with the frustration.
düşlerim hep boşa çıkıyor.
The desire for possessions can lead to frustration, and too much pleasure can make you nauseous.
Mala mülke sahip olma arzusu hayal kırıklığına yol açabilir ve aşırı zevk düşkünlüğü sizi iğrenç biri haline getirebilir.
I always felt, was... dying out of pure frustration.
Ben hep şöyle düşünmüşümdür... düş kırıklığından öldü o. "Siktir et" dedi ve gitti. Müziği sınırsız.
But I understand your frustration, Frank, believe me.
Ama senin hayal kırıklığını anlıyorum, Frank, inan bana.
Through my appearance here today, I hope that police officers in the future will not experience the same frustration and anxiety that I was subjected to for the past five years at the hands of my superiors because of my attempt to report corruption.
Bugün buraya gelmem sayesinde umarım gelecekte polis memurları rüşvet alındığını rapor etmeye çalıştığım için geçen beş yıl boyunca üstlerim yüzünden yaşadığım gerilim ve endişeyi yaşamazlar.
An egg is pure frustration.
Yumurta, tam bir hüsran.
It seems to be directing at trying to pull out anger, repression, frustration, stuff like that.
- Sanırım bu testin amacı kızgınlık, bastırılmış hisler, asabiyet ve benzerlerini ortaya çıkarmak.
It's a fact I remember with frustration every time I take that seat.
Aslına bakarsan, o koltuğa her oturuşumda bunu acı bir şekilde hatırlıyorum.
Oh, the same thing I always feel every time I have the dream. Outrage. Frustration at not being able to save her.
Her zaman hissettiğim aynı şeyi her rüya gördüğüm anki öfke onu kurtaramamanın verdiği dayanılmaz acı.
All right. Now, we know that extreme emotional commitment, anger, frustration, whatever, was present in all of those people that we interviewed, right?
Pekala, bu bildiğimiz aşırı duygusal hisler öfke, düş kırıklığı gibi şeyler röportaj yaptığımız o insanların tümünde görülmüştü.
This drove Blackwolf mad with frustration.
Bu Blackwolf'a boşuna uğraştığı hissini veriyor, onu çılgına çeviriyordu.
Then one day, that frustration vanished.
Günlerden bir gün, o his yok oldu.
His frustration must have been enormous.
Hüsranı çok büyük olmalıydı.
It produces anger, frustration, the strain of modern-day living... in a world that is moving too quickly.
Büyük bir hızla değişen dünyada, modern günlük yaşamın zorlayıcılığı... öfke ve hüsran üretiyor.
Some sort of frustration caused by the inability to resist to the opponent.
Düşmanının kim olduğunu bilememekten kaynaklanan asabi düş kırıklığı.
Like the clerks, with their pettiness and frustration...
Küçük şeylerle uğraşan memurlar...
I hope before you answered harshly, you took into account her frustration in the maternal instinct department.
Umarım sert bir cevap vermeden önce onun annelik içgüdüsü konusundaki hayal kırıklığını hesaba katmışsındır.
Since we learn nothing and can't copy and it's a kind of racism, since they're for full-time students and create anxiety and sexual frustration.
Madem ki bir şey öğrendiğimiz yok. Madem ki kopya çekmek yasak. Hem bu bir nevi ırkçılık da sayılır.
The beetle frustration. Causes the homicidal impulse.
- Niye şimdi geliyor?