Gee tradutor Turco

Oh, gee, I'm sorry about that.

Üzüldüm. Çocuğunuz var mı?

Gee, sir.

Aman, efendim.

Gee, sorry...

Gerçekten mi?

Gee, you can imagine I feel pretty terrible.

Berbat hissettiğimi tahmin ediyorsunuzdur.

- Gee. How responsible of him.

- Ondan sorun etmiyor.

Oh, gee.

Tanrım.

Gee, Joel, I don't know.

Ben nereden bileyim, Joel?

Gee, Bobby!

Gee, Bobby!

Gee, scout leader Duram,

Tanrım, keşif lideri Duram...

Gee, this is bad, because you now have to choose between her living and the truth becoming public, and frankly, given what the truth is, it's a tough call.

Ne kötü. Kızın hayatıyla gerçeğin alenen açıklanması arasında seçim yapmak zorundasın. Doğrusu, gerçeği de düşünürsek zor bir karar.

Gee, that must be because Ted doesn't like girls. Or because it's vascular.

Ted kızlardan hoşlanmadığı için olmalı.

Gee, thanks.

Eh, sağol.

Gee weez!

Yüce Tanrım!

- You didn't just say'gee wizz', Bill?

- Yüce Tanrım demedin, değil mi Bill?

- I did say'gee wizz'.

- Aynen öyle dedim.

- Gee wizz!

- Yüce Tanrım!

Oh, gee, thanks. Criticism is always welcome.

Sağ ol, bu eleştiriler her zaman işime yarar.

Gee, Dad, thanks. That makes everything so much better.

Çok sağ ol baba ya, özür dileyince her şey yoluna girdi hakikaten.

Gee, I don't know.

Bilmem.

Gee, I knew that.

- Lux, doğru.

Gee, that feels really right, but I'm in the middle of something.

Hiç uygunsuz bir şey gibi görünmüyor, ama şuan bir şeyle uğraşıyorum.

Gee up there!

Hadi oğlum!

"Gee, is that all?"

"Vay be, o kadarcık mı?"

- Gee, I don't know, Damon.

Bilmiyorum Damon.

Gee, even these samurais...

Şu samuraylar bile öyle.

- Well, gee, thanks.

- Vay canına, teşekkürler.

Oh, gee, thanks, mom.

Aman teşekkürler anne.

Well, gee, guys.

Yok artık yahu!

She wrote a book, has her own website. Oh, gee, why didn't you say so?

Bir kitap yazmış ve kendi internet sitesi bile var.

Gee get a virgin..

Bakiresin.. vay be

Tomorrow? Oh, gee.

Yarın mı?

Gee, tnks.

Tanrım, teşekkür ederim.

Gee, I don't know.

Ay, bilmem.

Gee, I wonder which one of us is gonna go up to talk to him.

Hangimizin üst kata çıkıp onunla konuşması gerektiğini bilemiyorum.

Ow, gee!

Tanrım.

Gee, I hope there's not a problem.

Umarım bir sorun yoktur.

Gee, I hope not.

- Umarım öyle olmaz.

Oh, gee, thanks, Leonard.

Tanrım! Sağ ol, Leonard.

- Gee, you think?

- Deme yahu!

" gee, phil.

" Ah Phil...

Aw, gee, thanks, no,

Yok, almayayım.

Gee, I wonder where all the students are.

Bütün öğrencilerin nerede olduğunu merak ediyorum.

Gee, Scoob, I think it's a little undercooked.

Ne dersin Scoob, yemeğin az pişmiş gibi.

There's just a lot of lazy bitches who go, " Gee, I can work 40 hours a week at Kentucky Fried Chicken...

"Ya haftada 40 saat Kentucky Fried Chicken'da calisacagim ya da Albay Sanders'a 10 dakika sakso cekecegim"

Gee, I don't know, Jeremy, are you?

Kusura bakmayın, bilmiyordum.

Well, Damien, gee, I'm... I'm sure you're a nice guy and everything.

Damien, eminim çok iyi bir çocuksundur.

Sheila, could you help me? Gee, um...

Shelia, yardım eder misin?

Gee, thanks.

Tanrım, sağol.

- Well, gee, I'm sorry.

- Kusura bakmayın.

Oh, gee, Madelyn.

Madelyn.

Uh, gee, I don't know, are you Jewish, Gordon?

Emin değilim Jeremy, ya sen?