Handedly tradutor Turco
434 parallel translation
But it's bad taste to brag about writing... an anonymous letter left-handedly.
Ama sol elle ite kaka, isimsiz bir mektup yazarak böbürlenmek sadece zevksizliktir.
He annihilates armies of thousands single-handedly.
Bir el hareketi ile düşman ordularından binlercesi imha eder.
Joe, this is Pam... who runs this war pretty well single-handedly... from crack of dawn till midnight.
Gün doğumundan, gece yarısına dek bu savaşı tek başına ve büyük bir başarıyla sürdürüyor.
They say he won the war single-handedly.
Derler ki ; savaşı sadece tek eliyle kazanmış.
His citation, attested to by his commanding officer, Captain Marco and the nine surviving members of his patrol, read in part : " Displaying valor above and beyond the call of duty, did single-handedly save the lives of nine members of his patrol,
Amiri, yüzbaşı Marco ve bölüğündeki 9 arkadaşı tarafından tasdik edilen takdirnamesinde, şöyle dendi : "Görevinin gerektirdiklerinin üstünde ve ötesinde cesaret gösterek..." ... bölüğündeki 9 kişinin hayatını tek başına kurtarmış, düşman makinalı tüfek yuvasını ele geçirerek
Listen, you've heard about how Mataemon Araki single-handedly killed 37 men?
Dinleyin, duymuşsunuzdur Mataemon Araki'nin tek eliyle 37 adamı nasıl öldürdüğünü?
But he killed Kudo and Okazaki single-handedly!
Ama tek eliyle Kudo ve Okazaki'yi öldürdü!
He confronted Kagotome single-handedly to get her back.
Kızı almak için tek başına Kagotome'ye karşı geldi.
It can't have been easy for a man to raise a daughter single-handedly.
Bir adamın tek elden..... bir kız çocuğu büyütmesi çok zor olmalı.
Single-handedly is right.
Tek kol de sen şuna.
Wait a second. lf this soldier wants to enforce her orders, I'll take her on single-handedly.
Bir dakika. Bu asker emirleri uygulamak istiyorsa, onunla tek savaşırım.
She slew him single-handedly in order to restore her honour.
Onurunu kazanmak için tek eliyle Enki'yi öldürdü.
Duffy, take this down. The Examiner, guardian and conscience of Chicago having single-handedly captured Earl Williams has just handed him over to Sheriff what's-his-name.
Chicago'nun koruyucusu ve vicdanı The Examiner tek kollu Earl Williams'ı yakalayıp Şerif Bilmemkime teslim etti.
His band, the Juicy Fruits single-handedly gave birth to the nostalgia wave in the'70s.
Grubu, Sulu Meyveler...'70lerin nostaljik havasını geri getirdi.
The mystery here tonight is why Father Diller a well-known and local priest would have single-handedly destroyed a major telephone center.
İyi tanınan yerel bir rahip olan Peder Diller'ın, neden telefon merkezine saldırdığı hâlâ gizemini koruyor.
You should have seen how we spent our day. We managed to single-handedly keep the Cylons off your neck while you took off on a little cruise!
Siz deniz sefası yaparken, Cylonlar ensenize binmesinler diye ben, tek başıma uğraştım.
We managed to single-handedly keep the Cylons off your neck while you took off on a little cruise!
Siz küçük bir seyahat yaparken ben tek başıma... Cylonları boynunuzdan uzakta tutmayı başardım.
Let me fight you single-handedly
Seninle tek elle dövüşeyim.
This man could single-handedly save... the entire population of Los Angeles.
Bu adam, tek başına bütün Los Angeles'ı kurtarabilir.
It makes it sound like she won the war single-handedly.
Sanki savaşı tek başına kazanmış gibi yazıyorlar.
The final human wave he held off almost single-handedly.
Saldıran son insan selini tek başına durdurdu.
After the news reports about him single-handedly saving Liebster's life, the place has being booming.
Tek başına Liebster'ın hayatını kurtardığına dair haberlerden sonra mekan büyük rağbet gördü.
You're the fellow who single-handedly saved all those Frenchies?
Sen, tek başına bütün o Fransızlara yardım eden adam mısın?
Not quite single-handedly, sir.
Pek tek başına değil, efendim.
Guess who took a whole army of bad guys single-handedly?
Düşmanın kökünü kurutacak diyorlar.
You might mention I single-handedly decorated that house.
Onlara bu evi tek başıma dekore ettiğimi söyleyebilirsin.
Mr. Plunkett, single-handedly the worst vacation... that I've ever experienced in my life.
Bay Plunkett, hayatımda tecrübe ettiğim en kötü tatildi.
" single-handedly took down Morton and Baker of the Murphy-Dolan faction,
Murphy-Dolan klanından... Morton ve Baker'i, öldürdüğünü söylüyorlar.
It single-handedly prolonged the Cold War for decades!
Cenevre'de görüşülen Nükleer Denemelerin Yasaklanması * antlaşmasını etkileyecek... ve soğuk savaşı tek başına yıllarca uzatacak.
I want to show you how one small television station can single-handedly disrupt and destroy the moral fiber of an entire community.
Size küçük bir TV İstasyonunun nasıl tek başına koca bir toplumun ahlaki yapısını rahatsız edip çökertebileceğini göstermek istiyorum.
I practically ran the motel single-handedly by the time I was 15.
Oteli 15 yaşımdan beri ben tek başıma yönetiyordum.
Charles F Drucker has single-handedly changed the face of advertising.
Charles F Drucker tek başına reklam sektörünün çehresini değiştirdi.
If they'd found that son of a bitch, I'd have brought the death penalty back to New York single-handedly.
Eğer o orospu çocuğunu bulabilselerdi, idam cezasını New York'a tek başıma geri getirirdim.
We're talking about the vicious co-option of the field of labor, and you sit there, sir, who have single-handedly created this monster, who have forged this bond with improper, with criminal activity... if it please the committee, my client has been convicted of nothing.
Biz işçilik bölümünün kirli dolandırıcılığından bahsediyoruz, ve sen orada oturmuş bu canavarı yaratmış, bu suçlu aktiviteyi hazırlamış... Müşterim hiç bir şeyden mahkum olmamıştır.
I'll go to the barracks single-handedly and kill the Master! Do you have a plan?
Gidip Liu'yu kendi ellerimle öldüreceğim! Planın var mı?
And in one fell swoop you have single-handedly destroyed our reputation.
Ve bir çırpıda, tek başına şöhretimizi mahvettin.
Why, single-handedly I even saved the whales
Tek bir hareketimle balina kurtardım
By anyone's account I single-handedly have saved Hudsucker Industries.
Hudsucker Endsütrisini tek başıma kurtardım.
He was the one who single-handedly fought to get us our Amsterdam routes.
Kendisi, tek başına bize Amsterdam seferlerini kazandırdı.
I think that I may have single-handedly put the kibosh...
Sanırım şu büyük su birleşmesi olaynı...
When it came my time to lead our family, I thought that I could single-handedly end the fighting between the great houses.
Ailemizi yönetme zamanım geldiğinde tek başıma büyük evlerin arasındaki savaşı sona erdirebileceğime inandım.
His computer virus crashed 1 507 systems, including Wall Street trading systems, single-handedly causing a seven-point drop in the New York stock market.
Onun bilgisayar virüsü 1507 sistemi çökertti bunların arasında Wall Street ticari sistemleri de vardı sırf bu yüzden New York Borsası 7 puan düştü
Our stupid friend freaked out the pilot single-handedly delayed the plane a whole hour.
Aptal arkadaşımız pilotu sinirlendirmiş. Tek başına uçağın bir saat kalkmamasına neden olmuş...
Single-handedly won us the Civil War, it did.
Tek başına İç Savaşı bitirmişti.
I suppose. Or, you could say you gave us wings to fly, and defeated a giant shark single-handedly.
Yerinde olsam bize uçmak için kanatlar verdiğini, ve dev köpek balığını tek elinle yokettiğini söylerdim.
No-handedly.
El kullanmadan.
I shall now narrate how I escaped from jail. Stole a train... and single-handedly defeated the weasels'plans... to destroy the riverbank.
Şimdi sizlere hapisten kaçışımı bir treni çalışımı ve tek başıma Gelincikler'in nehri yok etme planını durdurduğumu anlatacağım.
That you saved Bajor single-handedly.
Bajor'u tek başınıza kurtardığınızı düşünüyorsunuz.
The attack began minutes ago, when the man single-handedly derailed a train.
Saldırı, dakikalar önce tek eliyle treni raydan çıkarmasıyla başladı.
Isn't he the guy who single-handedly killed 100 men... -... at the battle of Liguria? - 200.
- O, Liguria savaşında tek elle 100 adamı öldüren adam değil mi?
Sheriff Fred Heflin apprehended Babitch single-handedly.
Şerif Fred Heflin Babitch'i tek başına buldu.