Hang about tradutor Turco
583 parallel translation
Who else do I got to give a hang about?
Senden daha yakın kimim var benim?
You're not going to ask us to hang about on ropes, I hope.
İplere tırmanmamızı istemezsin umarım.
Don't hang about here screaming.
Çığlık atarak oyalanma.
- Don't hang about here.
- Buralarda dolanma.
It's all he gives a hang about.
Onun umurunda olan tek şey bu.
Hurry, don't hang about.
- Çabuk, gidin buradan. - Almanlar burada. - Francesco nerede?
Nobody seems to ever care a hang about the other fellow.
Kimse kimseyi umursamıyor.
Come on, children, don't hang about
Yürüyün bakalım çocuklar. Oyalanmayalım.
A pretext to hang about cheap dancehalls and drink all night.
Bütün gece ucuz salonlara gidip içmenin sonucu bu.
I don't give... a hang about the money.
- Para benim umurumda bile değil.
Who cares a hang about history in wax?
Mumyalama tarihinde bir idamla kim ilgilenir ki?
Just making an excuse to hang about and pick up extra cargo.
Biraz daha oyalanıp ilave yük almak için bahane üretiyorlar.
I don't give a hang about the money.
- Paraya taktığım yok.
Somebody just said we had to hang about here.
- Biri burada beklememiz gerektiğini söyledi.
Oh, I don't give a hang about the others.
Diğerleri umurumda bile değil.
Don't do to hang about there.
- Durulacak bir yer değil.
Why would she hang about here?
Neden burada sallanıyor?
You hang about with nothing to do :
Zamanını boşa harcıyorsun.
- We don't want to hang about here!
- Burada daha fazla duramayız.
They don't hang about here, do they?
Bir bilgi koymamışlar.
You didn't hang about.
İçeri girdin.
Don't hang about.
Oyalanma.
Come along, don't hang about.
Bu taraftan, çok takılmayın.
No, I don't wanna hang about.
Hayır, çok kalamam.
Come on, Basil, don't hang about.
Hadi Basil, oyalanma.
Hang about a minute, all right?
Bir dakika bekle, tamam mı?
Besides, I'd like to get to know... the people you hang about with.
Üstelik, birlikte takıldığın insanları tanımak istiyorum.
They don't hang about, do they? - I say!
Onların botlarını!
Blackie, why don't you take this chance to get away from those hoodlums that hang around you like a bunch of flies, and from gambling houses and rackets and graft, and all the rotten, vicious things about you?
Blackie, neden bu şans işlerini bırakıp kabadayılardan uzaklaşmıyorsun? Neden özgür bir çift kuş olamıyoruz? Ve neden kumarhanelerden, düzenbazlıklardan ve yolsuzluklardan uzaklaşmıyoruz?
I interrupted you. You were about to hang somebody for a traitor.
Sözünüzü kestim.Birilerinin hain olduğu için asılmasından bahsediyordunuz.
Now does he feel his title hang loose about him, like a giant's robe upon a dwarfish thief.
Krallığı bol geliyor sırtına, cücenin devden çaldığı kaftan gibi.
Now does he feel his title hang loose about him like a giant's robe upon a dwarfish thief
Krallığı bol geliyor sırtına... Bir cücenin bir devden çaldığı kaftan gibi.
When I told her about Gabey, she was out of the house before I could hang up.
Telefonda Gabey'den söz edince sözümü bitirmeden kapattı.
I have a mirror for shaving, a basin for washing... and a closet where I hang my coat, and that's about it.
Tıraş aynam, küvetim ve paltomu asmak için bir dolabım var.
Don't hang about!
Oyalanmayın!
How about letting me hang that up tomorrow?
Yarın asmama ne dersiniz?
If Hilton, Knox, Hartley and I about 3 hours in the cave are... you can hang him.
Hilton, Knox, Hartley ve ben Mağaraya gidiyoruz... Şu andan itibaren 3 saatte dönmezsem.
What kind of justice, to hang a man before he's heard about his appeal?
Bu nasıl bi adalettir, adamı daha davasını duyar duymaz asıyorsunuz.
Stewing about how I sit down to a drink and play some cards, and how I get up and hang a man.
Oturup içip, kağıt oynayıp sonrada kalkıp, adamı astığımız için endişeliyim.
You mean to say you have to know how the fellow you're gonna hang feels about it?
Yani asacağınız adamın idamla ilgili duygularını mı bilmeniz gerekir?
You have this hang-up about men that destroys any possible relationship.
Erkeklerle bir problemin var. Bu yüzden hiç ilişkiye giremiyorsun.
He feels his title hang loose about him like a giant's robe upon a dwarfish thief.
Krallığın, üstüne uymadığını anlıyor. Bir cüce hırsızın dev kisvesi gibi.
My fellow man is about to hang me.
Bu adam da bana iyilik yapıyor, Beni asmaya götürüyor.
- Hang on, what's this all about?
- Bekle, bu da nerden çıktı?
I have here a very fine animal once owned by the hombre we're about to hang.
Asmak üzere olduğumuz adama ait çok güzel bir hayvan bu.
Hang a right. Who cares about the ocean, Wally?
- Okyanus kimin umurunda?
What is this big hang-up you've got about fidelity?
Nedir bu sadakat merakı?
Hang on, what about them blokes Pete's always on about?
Dur, Pete'in sürekli takıldığı heriflerde var mıdır?
And if you don't tell me why you called... in about fifteen seconds, I'll have to hang up on you.
Eğer 15 saniye içinde neden aradığını söylemezsen telefonu kapatmak zorunda kalacağım.
You guys hang back about 10-15 feet.
Çocuklar, 10 - 15 adım uzak takip edin.
Always hang on to things you care about.
Senin için önemli şeyleri asla yanından ayırma.
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
about an hour ago 126
about you 267
about you and me 17
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
about an hour ago 126
about you 267
about you and me 17
about what 2516
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about a year ago 138
about your 17
about your dad 25
about a week ago 65
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about a year ago 138
about your 17
about your dad 25
about a week ago 65