Harm tradutor Turco
9,722 parallel translation
No harm in being careful.
Eşeği sağlam kazığa bağlamaktan zeval gelmez.
How dare you harm public morals with an unspeakable act?
Hangi cüretle ağza alınmayacak işler yapıp toplum ahlakına zarar verirsiniz?
My father had every reason in the world to do him harm, but he didn't.
Babamın dünyasında ona zarar vermek isteyecek yüzlerce sebebi olan insanlar vardı. Ama o bulamadı.
Now I have to ask, did you ever have to harm anyone physically in order to protect your identity?
Şunu sormak isterim. Kimliğinizi korumak için birisine fiziksel şiddet uygulamanız gerekti mi hiç?
I mean you no harm.
Sıkıntı çıkartmayacağınızı biliyorum.
- We mean no harm.
Zarar vermek istemiyoruz.
I will do no harm.
Kimseye zarar vermeyeceğim.
Just don't harm us, man. Shit! - Let's go.
- Bize zarar verme dostum!
I would not do anything to put it in harm's way.
Ona zarar verebilecek hiçbir şey yapmam.
There's no harm in that.
Bunda kötü bir şey yok.
Sorry to my soul for the pain you must feel, but I swear I didn't do this to harm you.
Hissetiğin acı için çok üzgünüm, ama yemin ederim bunu seni üzmek için yapmadım.
I would never harm Lola or your son!
Lola'ya ve oğluna zarar vermedim.
I didn't harm your son!
Oğluna zarar vermedim!
They didn't harm him, thank God.
Onu incitmediler, Tanrı'ya şükür.
We mean no harm.
Zarar vermek istemeyiz.
You have my word I won't harm Norrie.
Sana söz veriyorum, Norrie'ye zarar vermeyeceğim.
They're gonna come looking for me, and if you harm me- -
Benim için gelecekler ve bana zarar verirsen...
Is it possible that his work here put him in harm's way?
Buradaki işinin onu bir şekilde tehlikeye sokması mümkün mü?
- Do you feel that you have suffered economic harm due to Ms. Dahl's turning you away?
Bayan Dahl sizi geri çevirdiği için maddi bir zarara uğradığınızı... -... düşünüyor musunuz?
No harm intended...
Plan zarara uğramaz.
If you intend any harm to this planet, or its people, then killing me is by far your best move.
Eğer bu gezegene ya da insanlarına zarar vermeye niyetliysen beni öldürmek yapacağın en iyi hamle olacaktır.
No harm in that.
Bunda bir zarar yok.
Mrs Drewe found her and has taken her home to be out of harm's way.
Bayan Drewe onu bulup, başına bir şey gelmesin diye eve götürmüş.
I destroyed the Arch and betrayed my town to protect you from harm!
Sırf sana zarar gelmesin diye kemeri yok edip kendi şehrime ihanet ettim!
I've already ordered the immediate evacuation of any Chinese nationals who might be in harm's way.
Zarar görebilecek konumda olan bütün Çinlilerin tahliye edilmesi için emir verdim bile.
Not enough to permanently harm you, but enough to weaken you.
Sana kalıcı zarar vermeye yetmez ama seni yeterince zayıflatır.
You possess no weapon that could harm me.
elinde bana zarar verebilecek bir silah yok.
" Cannot a plain man live and think no harm,
" Sade adam yaşamak ve hiçbir zarar, düşünemiyorum
What harm is there in that?
Ne var bunda?
I'm not here to harm you.
- Sana zarar vermeye gelmedim.
Haven't you two done enough harm already?
İkimize zaten yeterince zarar vermedin mi?
If you harm him, Gabriel, I will kill you.
Ona kötülük edersen Gabriel, seni öldürürüm.
He promised me he won't harm you, Alex.
Seni incitmeyeceğine dair bana söz verdi, Alex.
You promised you wouldn't harm him.
- Onu incitmeyeceğine söz vermiştin.
If you harm him, they'll disappear forever.
- Onu incitirsen, sonsuza dek yok olurlar.
- Uh-huh. - I didn't see the harm, Trav.
Bir sakınca görmedim ben Trav.
Before she brought you in, she made me promise that I would not harm you, that we would talk, and that I would exchange you for my wife's return.
Seni getirmeden önce sana zarar vermeyeceğime dair benden söz aldı. Sadece konuşacağımıza ve seni karımın hayatına karşı takas edeceğime söz verdirdi.
Who would seek to harm Her Highness Henriette?
Majesteleri Henriette'e kim zarar vermek ister?
I didn't mean any harm.
Herhangi bir art niyetim yoktu.
And as long as they don't cause harm, I cater to all of them.
Ve kimseye zarar vermedikleri sürece, onların arzularına hizmet ederim.
- No harm, no foul. - Well...
- Zararı yok, bir şey olmadı.
Even now. But why would I harm you?
Sana neden zarar vereyim ki?
♪ the room is inbred ♪
- No Harm #
You cannot harm us.
Bize zarar veremezsin.
And why would he have reason to harm her?
Neden Kahine zarar versin ki?
Wouldn't want you to come to any harm.
- Başınıza bir iş gelmesini istemem.
No harm done.
Bir şey yapmadı.
He was doing no harm.
- Hiçbir zararı yoktu.
Did I harm him physically?
Ona fiziksel olarak zarar verdim mi? Hayır.
It won't do any harm, anyway.
Zarar gelmeyeceği kesin.
No, I do not seek to harm!
- Zarar vermek istemedim.