He's an idiot tradutor Turco
670 parallel translation
- He's an idiot.
- Geri zekalının teki.
There's a widespread feeling that... just because a man has a large office, he must be an idiot.
Bir adamın geniş bir ofisi olması gerizekalı olduğuna işarettir.
But he's an idiot as well as a coward.
Ama korkak olduğu kadar aptaldır da.
He's an idiot?
Aptal mı?
He's only an idiot.
Belki o da budaladır.
He's an idiot.
Adam salağın teki.
Tell him he's an idiot to go.
Gittiğin için aptalsın de. Ben öyle dedim.
That's because he's an idiot boy.
Zekası biraz geridir.
- Do you think he's an idiot?
- Bir geri zekalı olduğunu mu düşünüyorsun?
He's definitely an idiot.
- O mu? Püre gibi yumuşak!
He's an idiot!
Saçmalıyor!
- He's an idiot.
- O adam aptalın teki.
- He's an idiot.
- Galiba ciddiydi. - Evet. O aptalın tekidir.
When he arrives, tell him he's an idiot.
Gelince salağın teki olduğunu söyle.
I'm new at this job, but it's not good to talk that way to a US senator, even if he is an idiot.
Sayın bakan, ben bu işte henüz yeniyim, Ancak bir senatörle bu şekilde konuşmak doğru değil - adam aptal olsa bile.
Tell him he's an idiot too!
Aptalın teki olduğunu da söyle!
He's an idiot and sly like his mother.
Dangalağın teki, ve annesi gibi sinsi.
He's an idiot.
Kendisi gerizekalıdır.
Now he's an idiot, huh?
Şimdi de o mu saçmalıyor, ha?
He's an idiot and we can't do a thing about it.
Oğlun salağın teki, yapacak bir şey yok.
To the devil with your Nikolai, he's an idiot.
Şeytan görsün yüzünü Nikolai, aptal.
He's an idiot and... and shouldn't have returned it.
Bu salağın geri getirmemesi gerekirdi.
- He's an idiot!
Aptalın teki!
He's an idiot.
Aptalın teki.
Listen to me. I think he's an idiot.
Bakın, bence o bir geri zekâlı.
I don't think he's an idiot. He's just had the misfortune of spending six, seven or eight years in the forest, absolutely alone.
Sadece altı, yedi ya da sekiz yılını ormanda, yalnız başına geçirme talihsizliğini yaşamış.
He's an idiot.
Herif aptalın teki.
He's an idiot
Ahmağın teki işte.
Listen Caterina, a man travelling at this hour, in this heat isn't a forest ranger.. He's an idiot.
Bak Caterina, bu saatte ve bu sıcakta yolculuk yapan bir adam... ormancı değil, ahmaktır.
- He's an idiot.
- O bir aptal.
But... if he who addressed me was an honest man, full of an idiot's sense of honor, if, by chance, I had happened to meet a heart still full of illusions...
'Ama'eğer benimle konuşan kişi dürüst bir adam idiyse'onuru hala takdir edebilen bir aptal'eğer, tesadüfen, hala hayallerle dolu bir kalple karşılaştıysam'dürüst adama söylemekten ziyade.
You've never walked into your building and had an idiot doorman with beer breath giggling at you because he's working.
Apartmana girerken ağzı bira kokan o salak kapıcının çalışacak bir işi olduğu için senin arkandan gülmesinin ne demek olduğunu bilir misin?
He's an idiot!
O bir budala!
Look, he's babbling like an idiot.
- Ne yapacağız?
He's an idiot.
- Carl, neredeydin?
He's an idiot.
Aptal bu ya!
An idiot! That's what he'll be.
Bu tam bir geri zekâlı olacak!
He's such a maniac, such an idiot, such a fool.
O kadar manyak, aptal, deli ki.
- He's an idiot.
- O aptalın biri.
He's an idiot, but I can't double-cross him.
Salağın teki ama ona ihanet edemem.
Given his arrest record, commendations- - and the interest he shows during an investigation- - I'd say either you've been had, or you're a complete idiot for believing the charges against him.
Tutuklama başarılarına... takdirlerine... ve araştırma sırasındaki gösterdiği ihtimama bakınca... derim ki ya seni kandırmışlar, veya bu suçlamalara inandığın için aptalsın.
He's an idiot.
O bir aptal.
Excuse me, fellas, but the man's not an idiot. He wouldn't let that happen.
Afedersin, fellas, ancak adam aptal değil.
Ugh! He's an idiot.
Salak.
He's an idiot.
O bir geri zekalı.
- What an idiot. - He's stupid.
Ne aptal şey.
Because he's married to an idiot. [LAUGHS]
Tamam, ayakkabı lambaları işe yarmadı.
Oh, come on, Harry, he's an idiot.
- Yapma Harry, aptal o.
Excuse your father, honey. He's an idiot.
Babanın kusuruna bakma, canım Kendisi bir salaktır.
He spoke to me and I grinned like an idiot.
Benimle konuştu ve ben ona bir aptal gibi sırıtıp durdum.
Now he'll tell Chroust that he's an idiot.
Şimdi gidip Chroust'a aptal olduğunu söyleyecek.
he's an architect 23
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's an alien 17
he's an ass 27
he's an old man 43
he's an artist 66
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's an alien 17
he's an ass 27
he's an old man 43
he's an artist 66
he's angry 68
he's an 20
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an adult 32
he's an ex 66
he's an old friend 37
he's an fbi agent 16
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an 20
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an adult 32
he's an ex 66
he's an old friend 37
he's an fbi agent 16
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an addict 25
an idiot 92
idiot 1960
idiots 371
idiotic 28
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
an idiot 92
idiot 1960
idiots 371
idiotic 28
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
he's dead 3015
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's back 468
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's back 468