He's coming for you tradutor Turco
167 parallel translation
It don't look to me as though you had any right to fine a man for not coming if he can't!
Sırf gelemediği için birisine para cezası vermeye hakkın yok.
Mr. Standing sent to another post for help... but they can't get here in time, so after dark tonight... he's coming with a few men to try to rescue you.
Bay Standing başka bir devriyeyi sana yardım için gönderdi ama tam vaktinde gelemeyecekler, ancak karanlık olunca birkaç adamla seni kurtarmaya çalışacak...
Me. I tell you now, whoever shot Larry Kinkaid ain't coming back here for you to... fuddle with your lawyers'tricks for six months and then be let off because Davies or some other whining old woman claim he ain't bad at heart.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Tell him that you sold the set... and his money's waiting for him here. Find out what time he's coming by.
Parçaları sattığınızı ve parasının burada olduğunu söyleyin.
He's coming around on his feeling for you.
Zaten senin etrafında dolanıp duruyor.
You ask him for what's coming in the middle of a river crossing he'll pay off in dry bills.
Bir nehri geçerken ondan paranı istersen paranı kuru banknotlarla öder.
He's waking you up as promised and asks if you're coming for lunch.
Söz verdiği gibi kaldırdığını, ve yemeğe gelmek istediğini soruyor.
He claimed if you play for keeps and the law's coming, it's okay to kill.
"Dalga geçmiyorsan ve kanun üstüne geliyorsa öldürebilirsin." derdi.
He's coming back for you and for me.
Sizin için ve benim için döndü.
Sheriff Parent says for you to stay there, he's coming right over.
Sheriff Parent orada beklemenizi istiyor, hemen geliyormuş.
I leave you, for he's coming.
Geliyor, ben gideyim.
I don't know if it's for me or for you, but he's coming.
Senin için mi, benim için mi bilemiyorum ama o geliyor.
Otherwise, he's coming after you with a court order for withholding evidence, conspiracy...
Aksi takdirde mahkeme emriyle peşine düşecek, kanıt gizlemek ve komplo suçundan...
Quigley said to tell you he's coming for you.
Paddy ve Oliver. Quigley senin için geleceğini söylememi istedi.
and he's coming for you.
ve senin için geliyor.
And he's coming for you.
Ölü olmadığını biliyorum, ve o senin için geliyor.
He's coming for you, Diana. And your daughter.
O senin için geliyor Diana, ve kızın için.
He won't stop coming for you until he gets you, until he's reborn.
O durmayacak, senin için gelecek seni ele geçirene dek, yeniden doğana dek.
Anyway, he's got his boss coming round, so he's told me to schlep round the streets... for a couple of hours, and I said I'd come and say hello to Isadora Duncan... keep you company.
Neyse, bizimkinin patronu gelecekti, ve bana bir kaç saat... sokakları arşınlamamı söyledi, ve ben de Isadora Duncan'a uğrayıp merhaba diyeyim... tanışayım dedim.
He's coming for you. Larry!
Senin için geliyor Larry!
Little brother, he's coming for you right now.
Kardeşim, şu an senin için geliyor.
He's coming for you.
Senin için geliyor.
He's coming for you.
O sizin için geliyor.
You better be right... because if Doyle should send Hickey after me... he's coming directly for you.
Umarım doğrudur. Yoksa Doyle, Hickey'yi peşime takacak olursa... senin peşinden gelmesini söylerim.
He's coming for you.
O geliyor William.
- What? - He told me... to tell you to wait here for him, that he's coming over.
- Bana burada onu beklemeni... istediğini söyledi, buraya geliyormuş.
He said he's coming for you.
Senin için geleceğini söyledi.
Well, he's not coming back for you.
Ama senin için dönmeyecek.
It's you he's coming for.
O senin peşinden geliyor.
If you're looking for Rick, I don't know where he is, and I don't know when he's coming back.
Eğer Rick'i arıyorsanız, nerede olduğunu ve ne zaman geri döneceğini bilmiyorum.
Then what you coming back for, Jack? He's on his deathbed.
O ölüm döşeğinde...
- Look, I know he's the boss but you're up and coming here. It's time for you to spread your wings.
- Biliyorum patron o ama artık kanatlarını açma zamanın geldi, buna hazırsın, hukuk kartalı.
I need you to send me some sort of sign that he's coming for me.
Benim için geldiğine dair bir işaret göndermeni istiyorum.
I know this is going to sound strange coming from me... but he's not right for you, Tash.
Bunu benden duymanın garip geleceğini biliyorum ama o sana uygun değil Tash.
- He's coming for you.
Senin için geliyor.
Your husband, for example... Are you glad that he's coming?
Olivier'in gelmesi seni sevindirecek mi?
Said he didn't know when he was coming back. We've been waiting for you to come to us with this. Your uncle's been a person of interest since two hours after the robbery.
Bildiğiniz gibi, bunlar düzenli ve çok çalışan insanlar menfaatleri yok, çoğunun çocukları var ve...
- He's dead, Ramon, and they're coming for you next.
- Pablo! - O öldü, Ramon ve sırada sen varsın.
Fix his work again, he's coming back for you.
Eserlerini yeniden düzeltirsen, senin için geri gelecek.
He's coming for you. Send in the clowns!
Senin için geliyor!
Pasic want? - There are problems at the border, so he wants you to know that he won't be coming home for a while.
- Sınırda bazı problemler var bu yüzden bir süreliğine eve gelemeyeceğini bilmenizi istiyor.
He's coming here for lunch and I want you to be here.
Buraya yemeğe geliyor ve senin burada olmanı istiyorum.
Or my considerations of alternatives for being fucking intimidated... because the time's coming he sees what I'm up to beyond any fucking mistake, and I only hope you don't doubt it.
Veya alternatiflerimi değerlendirmemi korkmam olarak mı algılıyor, çünkü vakit yaklaşıyor, neyin peşinde olduğumu anlarsa, bu büyük bir hata olur. Umarım hiçbir şüphen yoktur.
You know, actually he has another poetry slam thing coming up right across the square. Good. I will be there for sure this time.
Biliyor musun, Aslında bir başka şiir gecesinde çıkacak meydanın karşısında güzel, Bu sefer kesin orada olacağım.
He sees you coming for him two years from now.
İki yıl içinde karşısına çıkacağını biliyor.
But, you know, he's obviously coming to me for some reason.
- Ne için? - Bilmiyorum. Fakat biliyorsun ki, bana gelmesinin belli bazı nedenleri var.
He says... You have something called underlying borderline personality disorder, which means you were fragile to start with, so this... This has probably been coming on for a while.
Dediğine göre sende alttan gelen belirsiz bir kişilik düzensizliği sorunun varmış yani bazı şeylere başlamak için çok kırılganmışsın, yani bu bu, muhtemelen bir süredir devam eden bir şey.
He's coming for me, you know?
Benim için geldiğini biliyorsunuz değil mi?
The coach sends his apologies for not coming to greet you but I know he's very keen to see you.
Antrenör seni karşılamaya gelemediği için özürlerini yolladı,... ama seni görmeye hevesli olduğunu bizzat biliyorum.
Now, he's coming for you.
Şimdi senin peşinde!
He's coming for you!
Senin için geliyor!
he's coming 800
he's coming up 33
he's coming now 18
he's coming with me 26
he's coming back 130
he's coming your way 17
he's coming home 33
he's coming around 25
he's coming for us 19
he's coming over here 18
he's coming up 33
he's coming now 18
he's coming with me 26
he's coming back 130
he's coming your way 17
he's coming home 33
he's coming around 25
he's coming for us 19
he's coming over here 18
he's coming in 30
he's coming over 46
he's coming here 37
he's coming for me 28
he's coming this way 26
he's coming with us 38
he's coming out 54
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
he's coming over 46
he's coming here 37
he's coming for me 28
he's coming this way 26
he's coming with us 38
he's coming out 54
for you 2938
for your information 371
for your own good 102