Heal tradutor Turco
4,351 parallel translation
So she can't heal, not like us.
O yüzden bizim gibi iyileşemiyor.
My blood, it could heal her.
Kanım onu iyileştirebilir.
You'll heal.
Biz buyuz.
I can heal him.
Onu iyileştirebilirim.
His blood can heal you.
Onun kanı seni iyileştirir.
- It's okay. I gave as good as I got, but we need Klaus's blood to heal.
Merak etme, elimden geleni yaptım ama yine de iyileştirmek için Klaus'un kanı gerek.
You took my daughter so I would heal you and your friends.
Seni ve arkadaşlarını iyileştirmem için kızımı aldın.
They'll help it heal faster.
Onlar daha hızlı iyileşmesine yardımcı olacağız.
Lord heal your child.
Tanrım, bu kulunu iyileştir.
You were trying to heal each other.
Birbirinizi iyileştirmeye çalışıyordunuz.
Someone to spend poison, when in fact it should heal?
İyileştireceğiz diye zehirleyelim mi onu?
Your body is trying to heal.
- Vücudun kendini iyileştirmeye çalışıyor.
It's funny, when your heart breaks like that, you think it'll never heal.
Komik, kalbin kırıldığında, bir daha asla iyileşmeyeceğini sanırsın.
That's all right, Sweetie. We'll heal those.
Şunları iyileştiririz.
And all he wanted to do was heal me. And I know how ridiculous and naive it sounds.
Bunun kulağa nasıl saçma ve safça geldiğini biliyorum.
You heal very quickly.
Karayip güneş ışığından olsa gerek.
No, I can heal an injury, but I can't undo a spell I didn't cast.
Büyüyü tersine çevirdin mi? Hayır, bir yarayı iyileştirebilirim ama kendi yapmadığım bir büyüyü geri alamam.
And I know my mom can heal my injuries, But I'm worried about why it keeps happening.
Annemin yaralarımı iyileştirebildiğini biliyorum ama neden olmaya devam ettiği konusunda endişeliyim.
I can lay my hands on a patient and heal them.
Ellerimi bir hastanın üzerine koyup onu iyileştirebiliyorum.
It'll heal your throat.
Boğazına iyi gelir.
You've lost a lot of blood and I can't heal you.
Çok kan kaybettin. Seni iyileştiremedim.
No family to help heal.
İyileşmesine yardımcı olacak bir ailesi yok.
I had this also once. It will heal.
İyileşiyor.
You were supposed to come to rehab to heal and to grow.
Rehabilitasyona iyileşip olgunlaşmak için gelmen gerekiyordu.
It's also to heal.
İyileştirmek de.
And I use my magic touch to heal them.
Ve onları iyileştirmek için sihirli dokunuşlarımı uygularım.
The break didn't properly heal.
Kırık düzgün iyileşmemiş.
They replicate for a long time and can be used to heal or maintain your whole body.
Uzun zamandır kopyalıyorlar ve tedavide veya tüm vücudu korumada kullanılabilir.
Sure, so my body uses the cells so I stay the same age and heal very fast.
Aynen, vücudum hücreleri kullanıyor böylece aynı yaşta kalıyorum ve hızlı iyileşiyorum.
Let's see, I got you pregnant, you can use those embryo cells to heal fast and live forever, when you do that you physically become half the man who got you pregnant.
Al o zaman, hamilesin o embriyo hücrelerini hızlıca iyileşmek ve sonsuza dek yaşamak için kullanıyorsun bunu yaptığında seni hamile bırakan adamın yarısı oluyorsun.
Hey, you have to heal first.
Önce iyileşmen lazım.
But she has the same scars on her back, and she's got a bunch of old injuries that didn't heal properly.
Ama onun da sırtında aynı yaralar var ve düzgün iyileşmemiş birkaç eski yarası mevcut.
Give him an IV to heal faster. Okay -
- Çabuk iyileşsin diye serum takın.
It'll take time to fully heal you.
Seni tamamen iyileştirmek zaman alacak.
Are you able to heal... anyone?
Herhangi birini iyileştirebilir misin?
Those with... pure intent, who have faith to heal and be healed... yes.
Saf niyetli... iyileşmeye ve iyileştirmeye inancı olanları... evet.
C-can your goddess... can she heal me...
Tanrıçan... beni iyileştirebilir mi...
Why won't you heal me?
Neden beni iyileştirmiyorsun?
Heal me.
İyileştir beni.
Heal me, so I can save my friends!
İyileştir ki arkadaşlarımı kurtarabileyim!
That arm don't heal right, you're a cripple for life.
Kolun düzgün iyileşmezse, ömür boyu sakat kalırsın.
To have the potential to heal thousands.
Binlercesini iyileştirmek için potansiyele sahip olmak.
To heal Jeremy.
Jeremy'i iyileştirmek.
Perhaps I should have used it to heal myself.
Ya da kendimi iyileştirmek için kullanmalıyım.
Heal me!
İyileştir beni.
Heal me!
- İyileştir beni.
They heal.
Bunlar iyileşir.
Lord, heal thy servant, Jenny.
Tanrım, kulun Jenny'e şifa ver.
♪ Like an empty bottle takes the rain ♪
Tom Odell - Heal
We can always heal.
Her zaman iyileşebiliriz.
It won't heal him, but it helps with the pain.
Bu onu iyileştirmez ama acısını dindirmeye yardımcı olur.
health 115
healthy 188
healing 44
heal me 22
health and safety 26
health insurance 26
healy 137
health care 24
health inspector 16
healed 19
healthy 188
healing 44
heal me 22
health and safety 26
health insurance 26
healy 137
health care 24
health inspector 16
healed 19