Heartbeat tradutor Turco
1,910 parallel translation
You were running, and the next thing you knew, You were hearing your baby's heartbeat on the monitor.
Yürürken bayıldın ve ilk öğrendiğin şey bebeğinin kalp atışlarını duymak oldu.
Heartbeat looks normal for ten weeks.
Kalp atışı on haftalık için normal görünüyor.
Let's see if we can get a heartbeat.
Kalp atışlarına bakalım.
Justin, i heard our baby's heartbeat this morning.
Justin, bu sabah bebeğimizin kalp atışlarını duydum.
I reside in every heartbeat of yours.
Her kalp atışındayım.
Every heartbeat of yours.
Her kalp atışında.
Come, and hold my heartbeat.
Gel ve kalp atışlarımı tut.
It's just amazing when you hear that heartbeat for the first time, isn't it?
İnanılmaz olmalı, ilk defa kalp atışını görmüş olmalısın değil mi?
It's particularly amazing since you can't hear the heartbeat until week six.
Gerçekten inanılmaz, 6 haftalık olana kadar kalp atışını göremezsin.
- She says she can feel movement, but I can't angle in to hear the fetal heartbeat.
- Hareketi hissettiğini söylüyor. Ama ben bebeğin kalp sesini alamadım.
The aliens on the spaceship said they just wanted to listen to my heartbeat, too.
Uzay gemisindeki uzaylılarda sadece kalp atışımı dinlemek istediklerini söylediler
He's the heartbeat of this place.
O buranın kalbiydi.
And I found out I had a bad heart because they did an echocardiogram and my heartbeat was like...
ve şunu farkettim kalbim iyi değildi çünkü eko'ya girdiğimde kalp atışlarım aynen şöyleydi- -
The heartbeat of the heart's problem patient is fine, right?
Kalp rahatsızlığı olan hastamız şu an iyi, değil mi?
His heartbeat is good.
Kalp atışları iyi.
He goes to see the priest to ask about his past, but arrives one heartbeat too late.
Geçmişi hakkında bir şeyler öğrenmek için, pedere gitti. Ama geç kalmıştı.
Every heartbeat.
Her kalp atışında.
Not when one can rewrite the future in a heartbeat.
Bilhassa geleceği hemen değiştirebilirsem.
It's got a really strong heartbeat.
Kalp atışları çok güçlü.
Feel her heartbeat.
Kalp atışını hisset.
We're only alive one breath, one heartbeat at a time.
Bir varız, bir yokuz.
Hydronium bromide, total paralysis within seconds, heartbeat slows to almost nothing.
Hidronyum bromit, birkaç saniyede felce yol açar kalp atışı yavaşlar, neredeyse durur.
There's no heartbeat.
Kalp atışı yoktu
You managed to open up your senses one by one, and then your heart, until you were able to hear the tree's heartbeat.
Hislerini tek tek açabilirsin Ve sonra da kalbini Sonra ağaçların kalp sesini duyabileceksin
I can see his heartbeat on the monitor.
Ekranda kalp atışlarını görebiliyorum.
The possibility was an overdose of Tegretol, but there is no irregular heartbeat.
Aşırı dozda Tegretol almış olabilir ama kalp atışlarında düzensizlik görünmüyor.
If I'd have known where this one was heading, I would have turned it down in a heartbeat.
Bu işin nereye varacağını bilseydim göz açıp kapayana dek reddetmiştim bile.
Listen, a number of clients and artists would dump Lois Geller in a heartbeat and come with me.
Dinle, bir numaralı müşteri ve sanatçılar bir çırpıda Luis Geller'i indirebilir, gel benimle.
The theory of entrainment in Physics states that some specific sounds increase the rate of your heartbeat.
Bilinen fizik teorisine göre bazı özel sesler kalp atışlarını arttırabilir.
With a little bit of luck, we'll see a heartbeat.
Şanslıysak kalp atışlarını görebiliriz.
I see another heartbeat.
Bir kalp atışı daha görüyorum.
My life is more to me than a heartbeat.
Hayatım bir kalp atışından daha anlamlı bence.
Sex, your heartbeat... your soul.
Seks, senin kalp atisin... ruhun.
Your heartbeat slows down.
Nabzın yavaşlıyor.
Because the truth is you get a bud and no way to smoke it, you turn into MacGyver in a heartbeat, don't you?
Çünkü kubarınız vardı ve bunları tüttürmenizin bir yolu yoktu, MacGyver *'in ruh haline bürünürdünüz, değil mi?
She's been the heartbeat of this program for 12 years. Alright... hey!
12 yıldır bu programın can damarı oldu.
You're the heartbeat of this place, always have been.
Sen buranın kalbisin, hep öyleydin.
Feel my heartbeat, move closer and dance...
Kalp atışlarımı hisset, yaklaş ve dans et.
Honey, I love your heartbeat, I know, I'm in tune with you,
Canım seni seviyorum Seninle nefes alıyorum
It will work according to your heartbeat.
O kalp atışına göre çalışacak.
I hope the heartbeat controls this thing.
Umarım kalp atışım bunu şeyi kontrol edebilir.
Because of this, you will be armed with weapons that are non-lethal to anything with a heartbeat.
Bu yüzden silahlarınız nabzı atan hiçbir şeye zarar veren cinsten değil.
The heartbeat of a Time Lord.
Zaman Lordlarının kalp atışı.
Fetal monitor shows decelerations, but overall, heartbeat has good variability.
Fetal monitörde yavaşlamalar var fakat genel olarak kalp atışlarının değişimi düzenli.
Okay, I lost fetal heartbeat.
Fetal kalp sesleri kayboldu. Hayır!
All right. Okay. I can't get a heartbeat here.
Fetal kalp sesi alamıyorum.
Do you want to hear your baby's heartbeat?
Bebeğinin kalp atışlarını duymak istiyor musun?
You're hearing your own heartbeat.
Kendi kalp sesini duyuyorsun.
[fetal heartbeat on monitor] what?
Ne oldu?
He called me in a heartbeat.
Sonrasında, beni aradı.
In a heartbeat.
Hiç tereddütsüz.
heart 404
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heart disease 37
heartedly 17
heartbroken 26
heart rate's 34
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heart disease 37
heartedly 17
heartbroken 26
heart rate's 34