Heat tradutor Turco
11,784 parallel translation
Wait, I think the heat's coming from the floor.
Bir dakika, galiba sıcak yerden geliyor.
Dormammu, feel the heat of the seven suns of Cinnibus.
Dormammu, Cinnibus'un yedi güneş sıcaklığını hisset.
You have to heat them up.
Onları ısıtman lazım.
Of course, because if you expose your phone to any form of moisture or heat or dust or vibration, it will break.
Tabi ki, eğer telefonunuzu herhangi bir şekilde nem... ısı, toz ya da sarsıntıya maruz bırakırsanız bozulacaktır.
And I'm expecting it to work here in this dust and this heat and with these vibrations... and then go farming.
Ve bu tozun içerisinde, bu sıcaklıkta bu sarsıntıda çalışmasını bekliyorum. Sonra da çiftçilik yapacağız.
This is a serious test, actually, of these cars, drag racing them in this heat.
Yaptığımız bu test, bu sıcakta bu araçlarla gerçekten çok zor.
I got heat. I'm good.
Sıcağı yetiyor.
The walls sweat in the heat as the snow falls outside.
Dışarıda kar yağarken duvarlardan ateş fışkıracak desene.
CLEO : Let's see what happens if I turn up the heat. ( typing on keyboard )
Bakalım sıcaklığı artırınca, ne olacak.
A heat source... some tubing...
Tek ihtiyacımız birkaç basit bileşen. Hey, üzgünüm ama ateşi almalıyım. Bir ısı kaynağı... biraz boru...
Can we turn the heat back on now?
Artık ısıtıcıyı açabilir miyiz?
My high school didn't even have heat.
Benim lisemin ısıtması bile yoktu.
I would bathe, if you heat the water.
Banyo yaparım ama sen su getirirsen.
They are gonna come at us any way they can, and when they do, it's not gonna be about heat sensors, it's gonna be about you.
Bize her yoldan saldıracaklar, geldiklerinde ise, sıcak sensorleriyle degil, seninle ilgili olacak.
As soon as I use the words "crash," "heat," or "sensors," they all stop talking. Mike, people died.
"Kaza," "ısı," ya da "sensor" kelimelerini kullanır kullanmaz hepsi konusmayı bırakıyor.
Switching to heat sensor.
Isı sensörüne geçiyorum.
Really turn up the heat on this.
Olayın üstüne git.
No. The door's made of titanium ; it's a low conductor of heat.
Bu kapı titanyumdan yapıldı, ısı iletimi en alt düzeydedir.
We got to move. This door has been warped by the heat.
Kapı ısıdan büküldü.
People say stupid things in the heat of battle.
İnsanlar olayların sıcaklığıyla aptalca şeyler söylerler.
The hot and cold are balanced, but if we dump enough heat into the storm, it'll break apart.
Sıcak ve soğuk dengelidir ama fırtınayı yeteri kadar sıcağa maruz bırakırsak durabilir.
Let's crank the heat so he stays.
Kombiyi açalım da bizde kal bari.
Yeah, because you have the heat cranked, I'm allergic to dust, and your basketball hit me in the face.
Evet, çünkü ısıtıcın açık, toza alerjim var ve basketbol topun yüzüme düştü!
Oh, well, I guess some people can't take the heat.
Birileri baskı hissedince ateş bastı herhâlde.
SECNAV is turning up the heat.
SECNAV baskı yapıyor.
The heat you're feeling is a hallucination, the last symptom of hypothermia.
Hissettiğin sıcaklık halüsinasyon. Hipoterminin son belirtisi.
Okay, well, maybe he said that during an argument or in the heat of the moment. Sometimes people get hurt.
Tamam ama belki bunu bir tartışmanın ortasında veya olayların etkisiyle söylemiştir.
You need heat between a man and a girl.
Bir kadın ile bir adam arasındaki gibi bir sıcaklığa ihtiyacın oluyor
- No, Your Honor, I simp... I was feeling heat coming from somewhere under...
Sayın yargıç sanki alttan bir yerden sıcak hava geliyor gibi hissettim.
You got it. Fitz, we need heat signatures for five bodies.
Fitz, 5 kişinin termal izlerine ihtiyacımız var.
Don't think about the heat.
Isıyı düşünme.
We're already drawing enough heat down here.
Zaten yeterince dert var başımızda.
Heat of the moment, adrenaline pumping and all that.
Olayın sıcaklığı, adrenalin falan.
I think it's the heat.
Sanırım sıcaktan dolayı.
There was no heat in the residence.
Evin içinde ısıtma yoktu.
Reassurance that we would not perish by the heat of our own sun.
Güneşimizin sıcaklığında yok olmayacağımızı bilmenin getirdiği bir rahatlama.
I keep telling the store they got to heat it up in there, but they're not really interested
Dükkanı ısıtmalarını söyleyip duruyorum... -... ama gerçekten ilgilenmiyorlar.
The heat's off.
Isıtma sistemi kapandı.
The bats take out our electricity, they take out our heat.
Yarasalar elektriğimizi ve ısıtmamızı kestiler.
Somebody tipped him the heat was on.
Birisi ona söyledi.
- in the heat of battle. - I keep waiting to hear what your real plan is.
Gerçek planının ne olduğunu duymayı bekliyorum.
Heat of the moment?
Olayın heyecanından olamaz mı?
Show'em some heat, Balsamo!
Göster onlara, Balsamo!
Uh, residual heat will be intense, so, uh, we'll need heat-resistant suits from the fire department.
İç ısı yoğun olacaktır bu nedenle itfaiyenin ısı geçirmez elbiselerine ihtiyaç olacak.
It's a fail-safe in case heat-sensitive experiments are left running and the city gas goes out.
Isıya hassas deneyler çalışmaya bırakılır da şehir gazsız kalır diye bir güvenlik önlemi.
Excessive heat causes atoms to speed up, decreasing magnetic domains.
- Yüksek ısı, atomların hızını artırarak mıknatısın etki alanını azaltıyor.
Aah! The heat is becoming untenable.
Sıcaklığa dayanamıyorum.
Okay, without a thermal fire suit, even with the incinerator off, the heat in the vent is 128 degrees.
Tamam, ısıya dayanıklı elbisesi olmadan yakma fırını kapalı bile olsa bacanın sıcaklığı 128 derece.
Really hard to heat in winter.
Kışın odayı ısıtması çok zor oluyor.
Over a low heat.
Kısık ateşte.
And it's not because of the heat.
Ve sebebi sıcak değil.