English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Hell's kitchen

Hell's kitchen tradutor Turco

240 parallel translation
I was born in Hell's Kitchen.
Ben Hell's Kitchen'da doğdum.
I'm saying it. Gail Wynand of Hell's Kitchen who had the strength and spirit to rise by his own effort but who made a bad mistake about the way he chose.
Bunu tek başına yükselme gücüne ve ruhuna sahip olan buna karşılık yöntem seçiminde büyük bir yanlışa düşen Hell's Kitchen'lı Gail Wynand'a söylüyorum.
Howard, that's where I was born, Hell's Kitchen.
Howard, işte benim doğduğum yer, Hell's Kitchen.
There it is, on the site of Hell's Kitchen.
İşte orada, Hell's Kitchen'ın kıyısında.
I've seen action in Williamsburg, Hell's Kitchen, Yorkville, Weehawken...
Williamsburg'da, Hell's Kitchen'da, Yorkville'de, Weehawken'da...
I come from just across the river, Hell's Kitchen.
Irmağın karşı kıyısındanım.
You see, Mrs. Castonmeyer, I grew up in hell's kitchen!
Görüyorsunuz işte Bayan Castonmeyer, ben zaten cehennemin mutfağındayım!
You didn't get as far from Hell's Kitchen as you thought.
Hell's Kitchen'dan sandığın kadar uzaklaşamamışsın, değil mi?
They don't even want to call it Hell's Kitchen no more.
Hell's Kitchen adını bile kullanmak istemiyorlar artık.
* * [ "Hell's Kitchen" by Asphalt Ballet ] * *
[ Hell's Kitchen
My three friends and I were inseparable... happy and content to live in the closed world of Hell's Kitchen.
Üç arkadaşım ve ben birbirimizden ayrılmazdık. Cehennem Mutfağı'nın kapalı dünyasında yaşamaktan memnunduk.
Hell's Kitchen was populated by an uneasy blend of Irish, Italian... Puerto Rican and Eastern European laborers.
Cehennem Mutfağı, İrlandalı, İtalyan, Porto Rikolu... ve Doğu Avrupalı işçilerden oluşan karışık bir nüfus barındırıyordu.
Domestic violence was a cottage industry in Hell's Kitchen... yet there was no divorce and few separations.
Cehennem Mutfağı'nda ev içi şiddet eksik olmazdı. Yine de kimse boşanmaz, çok az çift ayrı yaşardı.
Hell's Kitchen offered the kids on its streets a safety net... enjoyed by few other neighborhoods.
Cehennem Mutfağı, sokaklarındaki çocuklara... pek az mahallede rastlanabilecek bir güvenlik sunardı.
A drug dealer from an uptown neighborhood... moved heroin into Hell's Kitchen.
Başka mahalleden bir uyuşturucu satıcısı... Cehennem Mutfağı'na eroin sokmuştu.
Hell's Kitchen was a place of innocence ruled by corruption.
Cehennem Mutfağı, rüşvetle yönetilen bir masumiyet kalesiydi.
Hell's Kitchen's half-breed... half Puerto Rican, half Irish.
Carol, mahallenin yarı Porto Rikolu, yarı İrlandalı meleziydi.
Hell's Kitchen was run by a man named King Benny.
Cehennem Mutfağı, Kral Benny adında biri tarafından yönetilirdi.
But while they shouted their slogans... my friends and I went to funeral services... for the young men of Hell's Kitchen... who came back from Vietnam in body bags.
Ama onlar slogan atarken, arkadaşlarımla... Cehennem Mutfağı'nın Vietnam'dan ceset torbaları içinde dönen gençleri için... düzenlenen cenaze törenlerine katılıyorduk.
I knew you Hell's Kitchen boys weren't as dumb as everyone says.
Cehennem Mutfağı gençlerinin söylendiği kadar salak olmadığını biliyordum.
- So... you Hell's Kitchen boys get any lunch?
Cehennem Mutfağı çocukları, yemeğinizi aldınız mı?
You tell them that Republicans are not welcome in Hell's Kitchen... and either a political conversion or a change in conversation is in order.
Ya siyasi görüşlerini değiştirsinler, ya da sohbetlerinin konusunu.
Michael's plan relied heavily on Hell's Kitchen... to deliver information and keep quiet.
Michael'ın planı Cehennem Mutfağı'ndakilerin... bilgi iletip sessiz kalmalarına dayanıyordu.
right here, Hell's Kitchen.
Tam burası, Cehennem Mutfağı.
The Four Gladiators. Worst quartet to ever hold a Hell's Kitchen corner, swear to God.
Cehennem Mutfağı'nda şarkı söyleyen en berbat kuartet.
Carol still works for a social service agency... and lives in Hell's Kitchen.
Carol hala sosyal hizmetlerde çalışıyor, Cehennem Mutfağı'nda oturuyor.
She's in Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'daymış.
His body is dissolving in a bathtub in Hell's Kitchen. I don't want to leave anything out here.
Cesedi bir banyo küvetinde çürüyor!
Striker out of Cardiff, now residing in hell's Kitchen.
Cardiff'li golcü, şimdi Hell's Kitchen'da oturuyor.
If you can't stand the heat then maybe you should get the Hell out of my kitchen!
Eğer sıcağa dayanamayacaksan O zaman belki de, mutfağımdan defolup gitmelisin!
Go tell Whitey that you asked around the neighborhood and unless his ghost is haunting the streets, young Sean has not been seen in Hell's Kitchen since 1980.
- Ona şunu söyle, mahallede sordum - ve... hayalet değilse sokaklarda gezen - Genç Sean, 1 980'den beri sağlıklı bir şekilde görülmedi.
Yeah, well, I don't know how they do shit in Ireland, but this is Hell's Kitchen.
- Biri karıştırıyor işleri - Ama bu işin mutfağı böyle
A farmer from Hell's Kitchen? What do you grow?
- Çiftlik ha
Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen.
Off to rehearsal, where l hopefully still have a few band members left to fire before our big Hell's Kitchen debut performance tomorrow night.
Umarım hâlâ bir kaç grup arkadaşım vardır. Yarın akşam Hells Kitchen'da ilk kez çıkmadan önce bir prova yapabiliriz.
We have a gig tonight at Hell's Kitchen. - That's great.
Biliyorsun bana tahammül edemiyor ve bütün Basmati pirincini yediğimi sanıyor ama bütün gün prova yaptık ve bu akşam Hells Kitchen'da sahneye çıkıyoruz.
He was a little crazed, but he wants to meet you and the gang at Hell's Kitchen at, like, 8 : 30, okay?
İşleri çok yoğunmuş. Ama sizin çeteyle 20 : 30 gibi "Cenennem Mutfağı" nda buluşacakmış, tamam mı?
Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'da.
I grew up in Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'da büyüdüm.
Stay out of Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'dan uzak dur.
You're the blind lawyers from Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'daki kör avukatlarsınız.
The blind lawyer from Hell's Kitchen?
Hell's Kitchen'daki kör avukat mı?
Hell's Kitchen is my neighborhood.
Hell's Kitchen benim mahallem.
Or you could just meet me down at Hell's Kitchen tonight if you want.
İstersen bu akşam Hell's Kitchen'da buluşabiliriz.
And believe me, this place was no more a pizza joint than a church in hell's kitchen.
- Emin değildim. İnan bana, burası bir pizzacıya Hell's Kitchen Bölgesi'ndeki bir kiliseden daha çok benzemiyor.
The Jews out of Brownsville... the blacks on Lenox Avenue, the Italians from Mulberry Street... the Irish in Hell's Kitchen.
Brownsville'den Yahudileri... Lenox Caddesi'ndeki siyahları, Mulberry Sokağı'nın İtalyanlarını... Cehennem Mutfağı'ndaki İrlandalıları.
The police found him 2 weeks later in his painting studio in hell's kitchen.
Polis onu 2 hafta sonra... Hell's Kitchen'daki resim atölyesinde bulmuş.
Hell's kitchen. - My sister's been shot?
Hell's Kitchen.
In hell's kitchen at 9 : 15 P.M. I'm not denying that. We also have a witness who saw Malia get into your car.
Akşam dokuzda Hell's Kitchen'daki bir telefon kulübesinden arandınız.
Makes me believe that, when they went to gentrify Hell's Kitchen, they got rid of all the smart tough guys.
Anlaşılan Hell's Kitchen'ı temizlerken kafası çalışan ne kadar adam varsa ortadan yok etmişler.
A case with ties to an ex-member of the I.R.A. living in Hell's Kitchen.
- Hell's Kitchen'da yaşayan eski bir IRA üyesiyle bağlantılı bir olaydı. Ama sözünü ettiği kişi sen değildin değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]