Hey handsome tradutor Turco
250 parallel translation
Hey handsome,
Yakışıklı!
Hey Handsome.
Selam yakışıklı.
"Hey handsome..."
"Hey, yakışıklı."
"Hey handsome..."
"Hey yakışıklı."
"Hey handsome... sweet, naive and such a rookie."
"Tatlı ve toy."
- Hey, handsome, want some company?
- Selam yakışıklı, arkadaş ister misin?
HEY, WHAT'S YOUR HURRY, HANDSOME?
Hey, yakışıklı bu acelen niye?
Hey, handsome.
Selam yakışıklı.
Hey there, handsome!
Dur bakalım yakışıklı.
"Hey, handsome, come on inside."
"Hey, yakışıklı, içeri gelsene."
Hey, handsome, come on inside.
Hey, yakışıklı, içeri gelsene.
Hey, baby, wanna take a ride with two handsome guys?
Ne haber yavrum? İki tane yakışıklıyla turlamak ister misin?
Hey daddy, you're handsome.
Çok yakışıklıymışsın babacığım.
Well, you're a very handsome young man.
Hey, siz çok yakışıklı bir gençsiniz.
Hey, handsome.
- Hey yakışıklı.
Hey, handsome.
Hey, yakışıklı.
Hey, handsome, wanna dunk the clown?
Hey, yakışıklı, şaklabanı düşürmeye ne dersin?
- Hey, handsome.
- Yakışıklı!
- Hey, handsome.
- Merhaba yakışıklı.
Hey, handsome, age before beauty.
Hey, güzellik önden yaşlılar.
I'II have you know, gloria T ribbiani was a handsome woman in her day.
Hey, sana söyleyeyim, Gloria Tribbiani gençliğinde çok güzel bir kadındı.
Hey there, handsome.
Merhaba! Yakışıklı.
Hey, handsome, send the bill to my dad.
Hey yakışıklı, faturayı babama yolla.
Hey, you're not handsome, you're gorgeous!
Sen yakışıklı değil, çok yakışıklısın!
Lara! What do you say to two handsome Greek partners?
Hey Lara, iki yakışıklı Yunanlı ortak ister misin?
Hey, Bud, you're really handsome.
Bud, gerçekten çok yakışıklısın.
- Hey, handsome.
- Hey, yakışıklı.
Hey there, handsome.
Gel bakalım, yakışıklı.
Hey, you look handsome here.
Hey, burada yakışıklı görünüyorsun.
Hey, handsome, look around- -
Hey, yakışıklı! Etrafına bak.
You had me leave rehearsals in Berlin just to do that? Hey, watch it, handsome!
- Sadece bunu yapmam için... beni Berlin'den getirmene gerek yoktu.
Hey, handsome!
Alın bakalım, yakışıklılar!
Handsome...
Hey yakışıklı.
Hey there, handsome thing.
Ne haber yakışıklı?
Hey, when I grow up, I'm gonna be handsome.
Hey, büyüdüğümde yakışıklı olacağım.
You look really handsome.
Hey! Gerçekten çok yakışıklısın.
- Hey, handsome!
- Selam, yakışıklı.
Hey, handsome... who do you stake on?
Hey, yakışıklı! Kimi tutuyorsun?
Hey, look who's here. I just hate it when handsome young men follow me around the countryside.
- Yakışıklı erkeklerin beni takip etmesinden nefret ediyorum.
- Hey, handsome.
- Merhaba, yakışıklı.
Hey there, handsome.
Hey, yakışıklı.
- Hey there, handsome.
- Merhaba yakışıklı.
Hey, she called me "handsome."
Bana "yakışıklı" dedi.
Hey, handsome!
Hey, yakışıklı!
Hey, Lara! What do you say to two handsome Greek partners?
Hey Lara, iki yakışıklı Yunanlı ortak ister misin?
Hey, handsome, want your fortune told?
Yakışıklı, falına bakayım mı?
Hey, you want to have some fun with this handsome guy?
Hey, bu yakışıklı adamla biraz eğlenmek ister misin?
Hey, this Seth in the story seems really handsome and awesome.
Hikâyedeki Seth gerçekten çok yakışıklı, yani harika görünüyor.
Hey, speaking of handsome black men, have you spotted any more of Dr. Knicks?
Yakışıklı siyahlardan söz etmişken Dr Knicks'i tekrar gördün mü?
Hey, handsome.
Hey yakışıklı.
Hey there, handsome boy. Stop.
İnanılmaz!