English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / His lawyer

His lawyer tradutor Turco

1,402 parallel translation
- Who are you, his lawyer?
- Siz kimsiniz, avukatı mı?
His lawyer will get the DA to free him.
Avukatın da baskısıyla savcı onu bırakacaktır.
His lawyer's watching every move we make.
Avukatı, attığımız her adımı takip ediyor.
We lost his paperwork last night, but we're gonna have to let him talk to his lawyer.
Adamın evrak işlerini dün gece halledemedik, avukatıyla konuşmasına izin vermek zorundayız.
Let him call his lawyer, and then throw him in that hole.
Bırakın avukatını arasın, sonra da atın bunu bir deliğe.
The absence of a corpse does not mean there was no murder, it simply means that the murderer did his job well, and his lawyer would have you reward him for that with an acquittal.
Bunun anlamı katilin işini çok iyi yaptığıdır. Avukat Bey de sanığı bu yüzden beraatla ödüllendirmenizi istiyor.
If you can't find Rivers, talk to his lawyer.
Eğer Rivers'ı bulamıyorsan, avukatıyla konuş.
His lawyer, Nick Savrinn, is already dead.
Avukatı, Nick Savrinn ölmüş bile.
His lawyer.
Avukatı.
Ransom is lying low, probably at his lawyer's.
Elbette Ransom da gizleniyor. Muhtemelen avukatında.
His lawyer found a problem with the warrant.
Avukatı tutuklamada bir hata yapıldığını söyledi.
I want 10 more minutes with this piece of shit before his lawyer shows.
Avukatı gelmeden, 10 dakika daha bu bok parçası ile görüşmek istiyorum.
Call his lawyer and tell him we're going to send sadik to central jail.
Avukatını ara ve Sadik'i hapse göndereceğimizi söyle.
What are you, his lawyer?
Nesin sen, avukatı mı?
"I want a divorce," an oilman says to his lawyer.
Bir petrol milyarderi avukatına "Boşanmak istiyorum,..."
No, I got referred to his lawyer. Carver seems to know the drill.
Carver bu işleri biliyor.
If I go to trial, his lawyer will get him off by dragging me through mud.
Mahkemeye çıkarsam avukatı beni rezil edip onu kurtarır.
He used to say my breasts were like two soft... Is that him? No, that's his lawyer.
Göğüslerim için yumuşak bir çift şef...
His lawyer had the rape charge dismissed.
Avukatı, tecavüz suçlamalarının düşürülmesini sağlamış.
Then a week after the event, his lawyer called me and told me Frobisher was a huge fan and that he wanted to help me open a restaurant.
Bundan bir hafta sonra avukatı beni aradı ve Frobisher'ın beni çok beğendiğini ve lokanta açmam için yardım etmek istediğini söyledi.
We don't have to book him or let him see his lawyer until he's arraigned, which means we have less than 43 hours to tie him to Ruby's murder some other way.
Komiser, tutukluyu korumanı istiyorum. Karnının doyduğundan ve ihtiyacı olan tıbbi bakımı aldığından emin ol.
As soon as the suspect shows up in court with his lawyer,
David'in ne söylediği bilmiyorum.
And showed up with his lawyer.
Avukatıyla beraber buraya gelmiş.
Why didn't his lawyer post bond?
Avukatı kefalet ödemedi mi
Before Paxton fired his lawyer, she came to us, she wanted to make a deal.
Paxton'ın avukatı kovulmadan önce bize geldi. Anlaşma yapmak istiyordu.
Well, Karen If I Go With You, Then Your Ex Is Gonna Want To Have His Lawyer Come With Him- - Never Bring A Lawyer
Karen, eğer eski kocanın yanına seninle gidersem o da avukatını isteyecektir.
- What are you, his lawyer?
Nesin sen, onun avukatı mı?
Natalie am I his lawyer? No.
Natalie, Ben onun avukatı mıyım?
Probably his lawyer's idea.
Avukatının fikri olabilir.
He had his lawyer call with some legal thing.
Bir kaç yasal şey için avukatını arattı.
The Italian was his lawyer, the Norwegian - his friend and physician.
İtalyan onun avukatı idi... -... Norveç'li ise hem
His Lawyer Called Me.
Avukatı beni aradı.
His lawyer got him out.
Avukatı onu çıkarttı.
We got his pay lawyer. We got a bail. "
Avukatın parasını, kefaletini biz hallederiz. " falan derler mi sence?
His lawyer.
- Avukatı.
he calls dellamonte's lawyer and tom cali from his own cell phone.
Cep telefonuyla Dellamonte'un avukatını ve Tom Cali'yi arıyor.
gabriel : we read him his rights, and he's called for a lawyer.
Ona haklarını okuduk.
He then e-mailed his friend Carlos, Who was busy plotting strategy with his divorce lawyer.
Tom da avukatıyla boşanma ayrıntılarını görüşen arkadaşı Carlos'a e-mail attı.
tomorrow, i'll hire the best lawyer in town to defend him, and i'll pay every cent of his bill.
Yarın, onu savunması için şehrin en iyi avukatını tutacağım. Ve kefâletinin her sentini ödeyeceğim.
COOPER : Well, as I understand it, Bell's lawyer asked the prosecution to produce the evidence against his client.
Anladığıma göre Bell'in avukatı sanığa karşı kanıtları ortaya koymak için adli takibat istemiş.
I don't know yet, but... I saw him several times that weekend and the lawyer thinks that maybe I can contradict his testimony.
Henüz yok, ama onu o haftasonu birkaç kez gördüm ve avukat onun ifadesini yalanlayabileceğimi düşünüyor.
When Roger gets a lawyer and tells him what you did and I. A. hears his complaint... what about your future?
Bunu gerçekleştirmeye çalıştım. Suç işledin!
My friend Brian, his dad's a lawyer, did a LexisNexis search on you.
Arkadaşım Brian'ın babası avukat, LexisNexis'te seni araştırmış.
My father worked as a lawyer for the richest family in New York, until his plane went down in Long Island Sound.
Uçağı Long Island açıklarında okyanusun dibini boylayana kadar babam New York'un en zengin ailesi için çalışıyordu.
My father worked as a lawyer for the richest family in new york Until his plane went down in long island sound.
Uçağı Long Island açıklarında okyanusun dibini boylayana kadar babam New York'un en zengin ailesi için çalışıyordu.
My father worked as a lawyer for the richest family in New York until his plane went down in Long Island Sound.
Uçağı Long Island açıklarında okyanusun dibini boylayana kadar babam New York'un en zengin ailesi için çalışıyordu.
( Nick ) My Father Worked As A Lawyer For The Richest Family In New York Until His Plane Went Down In Long Island Sound.
Uçağı Long Island açıklarında okyanusun dibini boylayana kadar...... babam New York'un en zengin ailesi için çalışıyordu.
My lawyer's on his way.
Avukatım yolda.
Jaffad's lawyer was a cooperative dude. - He had a brand scorched on his hand...
Jaffad'ın avukatı bu konuda yardımcı oldu elinde bir damga vardı...
Let his jerk lawyer explain why his client is entering the courtroom through the prison door.
Pislik avukatı müvekkiline neden cezaevi kapısından duruşma salonuna girdiğini açıklayacaktır.
I'll dump his body in the same lake as your lousy lawyer.
Cesedini de senin o bitli avukatı attığın göle atacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]