His office tradutor Turco
4,347 parallel translation
There's literally not a single personal item in his office.
Bürosunda bir tane bile kişisel eşya yok.
Captain Gregson was nice enough to lend us his office so that we could speak privately.
Yüzbaşı Gregson ofisini kullanmamış için ödünç verdi. Böylece özel konuşabiliriz.
Oh, the doctor was just showing me his office.
Doktor bey bana ofisini gösteriyordu.
Go to his office and thank him.
Ofisine gidip teşekkür et.
How could he beat people up in his office?
Resmi kurumda insanları böyle hacamat ediyor.
- Where's his office?
- İyiyim.
I'm supposed to be waiting in his office, but Mission Control is boring.
Ofisinde beklemem gerekirdi ama Görev Merkezi çok sıkıcı.
As a matter fact, if you hear of anything... in his office, that might concern my business ; I'd sure appreciate you, share it with me.
Aslına bakarsan, ofisinde benim işimle alakalı olabilecek bir şey duyarsan bunu benimle paylaşırsan müteşekkir olurum.
We can't break into his office.
Ofisine giremeyiz.
In his office during business hours, closed door, with colleagues nearby.
İş saatlerinde, ofisindeyken. Etrafı iş arkadaşları ile doluyken.
I'm trying to hail a cab. I'm going to his office.
Taksi bulmaya çalışıyorum, ofisine gideceğim.
He would like you to come to his office immediately.
Derhal ofısine gelmenizi istedi.
The next morning I woke up and I, who had been under the spell of this shrink who was determined to change me, rushed into his office.
Ertesi sabah uyandım ve beni... değiştirmeye kararlı psikiyatristin büyüsünün etkisinde aceleyle ofisine gittim.
I get a call from Hiram's office saying I should be in his office right away first thing this morning.
Hiram'ın ofisinden çağrı aldım. Bu sabah ilk iş ofisinde olmam gerekiyormuş.
- Bill Clinton. But I think it's probably his office.
Ama sanırım muhtemelen ofisinin numarasıdır?
Yeah, it's his office.
Evet, onun ofisiymiş.
We got Marty Landry at his office. All right?
Marty Landry de ofisteymiş.
Is that his office?
Ofisi o mu?
- Is that his office?
- Ordaki onun ofisi mi?
His office just called a third time.
Ofisinden üç kez aradılar.
He's waiting in his office.
Ofisinde bekliyor.
Manager called the cops when somebody broke in his office and stole some money.
Yönetici biri ofisine girip parasını çaldığı için polisi aramış.
Moyers wants to see me in his office.
Moyers beni odasında görmek istiyor.
And the police are being bribed at his office so no one knows.
Kimse öğrenmesin diye polise kendi ofisinde rüşvet veriyor.
We're going to his office.
Babamın ofisine gidiyoruz.
Yes, Monsieur Gustave... and, also, M. Serge would like to speak with you privately in his office, please.
Tabii, Mösyö Gustave. Bu arada Mösyö Serge sizinle ofisinde özel olarak görüşmek ister.
The ultimate legality of this accumulation requires further analysis, but in the opinion of this office, it was Madame D's intention that control of the vast bulk of her estate should be transferred, forthwith, to her son, Dmitri, with special allowances for his sisters, Marguerite, Laetizia, and Carolina, and minor gifts for various members of the extended family as shown in the List of Recipients, which I will elucidate in due course.
Bu birikimin nihai meşruiyeti daha ileri bir inceleme gerektirir ama dairemizin kanaatine göre, Madam D'nin niyeti mirasının çok büyük bir bölümünün kontrolünün bir anca önce oğlu Dmitri'ye geçmesi kız kardeşleri Marguerite, Laetizia ve Carolina'ya özel ödenekler verilmesi ve vakti gelince açıklayacağım Alıcılar Listesi'nde bulunan sülalesindeki muhtelif isimlere de küçük hediyeler vermekti.
We have identified and arrested one Dr. Karl Murphy, who was found with whyphy residue throughout his office and had a close personal relationship with the deceased.
Doktor Carl Murphy'i teşkis ettik ve tutukladık. ofisinde uyuşturucu maddeler ile yakaladığımız için ve....... ölen kişi ile yakın ilişkisi olduğunu tespit ettik..
Yeah, so V-Mac's in his office.
Evet, V-Mac ofisindeymiş.
Bertleman wants to see you in his office.
Bertleman ofisinde seni görmek istiyor.
She just saw me come out of his office and probably thought i was...
Ofisinden çıkarken beni gördü ve muhtemelen...
He heard my full story, told me that if it happened again I would be defrocked, and I left his office committed to walking the path of grace.
Tüm hikayemi duymuştu. Bir daha olursa men edileceğimi söyledi. Ofisini, kendimi fazilet yolunda yürümeye adamış olarak terk ettim.
How's his office coming along?
- Onun işleri nasıl?
- He's in his office, OK?
- Ofisinde. Tamam mıdır?
In his office.
- Ofisinde.
One more thing, drop by the Attorney General's office and kiss his ring.
Bir şey daha var,... bugün Adalet Bakanı'nın yanın uğra ve biraz gururunu okşa. *
Listen to me, His Name's Denham, he's an agent in the New York office.
Dinle, adı Denham. New York biriminde ajanlık yapıyor.
Bec, in Evan's office, his computer.
- Bec, Evan'ın odasında bilgisayarı var.
So, what about the office next to his?
Peki ya yanındaki ofis?
We don't need you to break into Lemkov's computer, just into the office next to his.
Lemkov'un bilgisayarına sızmana gerek yok, onun ofisinin yanındaki yere girmelisin.
Then I went to my office and this guy was telling a joke... about a man having sex with his wife one last time, and I thought...
Sonrasında ofise gittim ve oradaki bir adam karısıyla son bir kez seks yapan adam hakkında bir şaka yapıyordu, ve ben de...
We break into Lord Business'office... and we'll plunder his collection of relics for disguises.
Lord İşkolik'in ofısine girip kutsal emanetlerini kullanarak kılık değiştireceğiz.
Her father, Crocker, also known as the Dark Prince of Palos Verdes... was a lead lawyer at the office of Voorhees-Krueger... who had given Doc his first paying gig as a PI.
Namuslugünler Sarayı'nın Kara Prensi olarak da anılan babası Crocker Forheath Kruger'daki bir ofiste yönetici avukattı ve Doc'a özel dedektif olarak ilk ücretli işini bulan kişiydi.
At his office?
Ofiste mi?
Now his description very closely resembles the man who was arrested in your office earlier today.
Şimdi de bu adamın eşgali, tam da sizin ofisinizde tutuklanan adamla uyuşuyor.
It will serve as a lesson to your office and his subjects not to act without due thought and deliberation.
Onun ölümü, memurlarının özgürlük konusunu bir daha düşünmesini sağlayacak.
According to a source at the coroner's office, the back of his skull was badly crushed, possibly by a hammer.
Adli tıp kaynaklarına göre kafatasının arkası muhtemelen bir çekiçle feci bir şekilde parçalanmıştı.
You try his office?
Ofisini denedin mi?
Russian Minister's office issued a blank denial of all acusations as Arkady Federov takes an extended leave from his office while weighing his political options.
- Güzel. - Evet.
Timmy, um, forgot his volcano and my sister's stuck at the office, so she asked me to bring it in.
Timmy, yanardağını unutmuş, kız kardeşim de ofisten çıkamamış, benim getirmemi rica etti.
I met the CEO in his 40th-floor office.
Şimdi bir binanın 40'ncı katında CEO ile görüştük.
office 169
officer 2766
officers 467
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
officer peck 20
officer mcnally 17
officer needs help 24
officer kalakaua 20
officer 2766
officers 467
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
officer peck 20
officer mcnally 17
officer needs help 24
officer kalakaua 20