Offices tradutor Turco
2,123 parallel translation
Peter Lassen looks damn good on paper, but he'd look even better in my offices.
Peter Lassen kagit uzerinde cok iyi gorunuyor ama ofislerimden birinde cok daha iyi gorunecektir.
Kent is expecting an accountant from Banefield financial to show up at his offices.
Kent bir muhasebeci bekliyor banefield mali sırıtmak için kendi ofislerinde.
Executive offices are just around the corner.
Yönetim ofisleri bulunmaktadır köşeyi dönünce.
Peter Lassen looks damn good on paper, but he'd look even better in my offices.
Peter Lassen lanet iyi görünüyor kağıt üzerinde, Ama daha da iyi bakmak istiyorum benim ofislerde.
I'm told that the FBI agent who was shot today is the same agent who came by my offices last night asking for my help.
Bana dendiğine göre dün gece ofisime gelip benden yardım isteyen ajanla bugün vurulan ajan aynı kişiymiş.
You had the FBI search my offices and my house.
FBI evimi ve ofislerimi araştıracak.
He'd been in and out of our offices enough times.
Ofisimize birçok kez girip çıkmıştı.
I collect a paycheck And I have a title and a suite of offices.
Bir maaşım, bir görevim ve süit ofisim var.
I want to check out hospitals, doctor's offices, veterinarians.
Bütün hastanelerin, doktor ofislerinin, veterinerlerin araştırılmasını istiyorum.
He broke into one of our field offices and stole some information.
- Bizim yerel ofislerimizden birine girip, - bazı bilgileri çalmıştı.
And 10 blocks farther east are offices of practically every major media outlet.
10 blok doğuda ise bölgedeki tüm büyük medya organlarının ofisleri var.
They attacked one of my detectives and infiltrated my offices.
Dedektiflerimden birine saldırdılar, ofisime sızdılar.
Look at the huge offices, Jim.
Büyük ofislere bak, Jim.
How many offices are there?
Kaç ofis var?
He consults for an import-export company. Madrazo lmports. Offices in Virginia and Santiago, Chile.
Bir ithalat-ihracat şirketi için danışmanlık yapıyormuş Madrazo İthalat, Virginia'da ve Santiago, Şili'de ofisleri var.
And he's got no friends in those offices.
Ayrıca o ofislerde hiç arkadaşı yok.
Even though we don't know what it is, all of Korea's intelligence offices have entered alert.
Olay hakkında bilgim yok ama, Kore'deki bütün ajanları telaş sardı.
Imitating a Robin Hood figure who robs government offices and wealthy merchants'homes.
Devlet memurlarının ve zengin tüccarların evini soyan bir Robin Hood'u örnek aldı.
The announcement is expected at midday from the steps of 100 Whitehall where the MP's offices are located.
Bildirinin öğlen saatlerinde... milletvekili ofislerinin bulunduğu... 100 Whitehall basamaklarından yapılması bekleniyor.
Post offices should deliver mail, not hoard it.
Posta Ofislerinin mektubu teslim etmesi gerekir, onu biriktirmesi değil.
So I'll show you to your offices and...
Size ofislerinizi göstereceğim ve...
Secure lines are being set up with all field offices as well as other agencies.
Bölge ofisleri ve diğer ajanslar dahil, güvenli hatlar kuruluyor.
Party members will be summarily fired from central and local government offices, hospitals, universities, schools and other public institutions.
Parti üyeleri, tüm merkezi ve yerel hükümet bürolarından hastane, üniversite, okul ve diğer enstitülerden kovulacaktır.
Therefore, and with regret, I accept your resignation of all your offices and matters of state.
Bu nedenle ve maalesef tüm devlet dairelerinden istifanı kabul ediyorum.
Harley Davidsons, are outside the offices in Savile Row, you know, with the Hells Angels.
Hepsi Apple'da takılıyordu. John ve Yoko'nun...
You have a campaign to run, I've got offices to look at.
Senin ilgileneceğin bir kampanya var. Benim de bakacağım ofisler.
There's, like, a million vacant offices in Lower Manhattan.
Manhattan'da bunun gibi bir milyon boş ofis var.
The old offices were perfect.
Eski ofis mükemmeldi.
All these components were taken from things right here in our offices.
Bu makinenin tüm parçaları doğrudan bu ofisten alınmış.
I thought they were offices.
İş hanı olduğunu zannediyordum.
I mean other than the executive offices like this.
Yani bunun gibi yönetim ofisleri haricinde diyorum.
It allows us to sign the agreement as if we were in the Swiss offices of Kromberg Partners.
Anlaşmanın İsviçre'deki Kromberg Avukatlıkta imzalamış gibi olmasına olanak sağlıyor.
I need you go over to the Gazette's offices, over there by Ditmars.
İkinizin Ditmars'taki Gazette'nin ofisine gitmenizi istiyorum.
But for the sake of clarity... someone went in and tore the Gazette's offices to shreds last night... about 11 p.m.
Ama anlaşılsın diye söylüyorum dün gece 11 civarında birisi Gazette'nin ofisine girip ortalığı dağıtmış.
I need to know where all the factories, offices and projects were from 1949 to 1966.
Fabrikaların nerde olduğunu öğrenmem lazım, ofisler, projeler 1949'dan 1966'ya.
She's atour offices looking at more old crap.
Eski şeylere bakıyor şuanda.
The beauty of public offices?
Kamu görevinin güzelliği nedir?
Your father has used its good offices...
Baban buradaki...
That is the same getup they wear in the veterinary offices.
Veteriner kliniklerinde de aynen bu kıyafeti giyiyorlar.
The law offices on the top two floors of that building.
- O sırada, o çatıda nöbet tutmakta olan iki polisti.
Because there are no corner offices left.
Çünkü köşelerde oda kalmadı!
But you realize most offices aren't even open this early
Bu saatte çoğu ofis açık olmuyor, bilmem farkında mısın?
That includes coming to my offices uninvited.
Ofisime davetsiz dalman da buna dahil.
Intelligence-agency field offices have to find a delicate balance between blending in and providing adequate security...
İstihbarat örgütlerinin saha büroları, uyum ile güvenliğin arasında nazik bir denge gözetecek şekilde kurulurlar.
They got offices in Dubai, Vancouver.
Dubai'den Vancouver'a kadar pek çok yerde büroları var.
I went on a search for some stuff around the offices.
Ofislerde bazı malzemeleri aramaya giriştim.
- Taking cover in the offices of...
- Ofislere sığınıyoruz şeydeki...
Uh, the law offices are on the next floor up.
Hukuk büroları üst katta.
You're not really looking for law offices, are you?
Gerçekten hukuk bürolarını arıyor değilsin, değil mi?
And it starts down in the city garbage dumps and ends way up in the pristine offices of city hall.
Hikâyemiz şehir çöplüklerinde başlayıp belediye binasının saf ofislerinde sona eriyor.
To appear in the offices of Elmer Durgin, attorney-at-law and guardian Ad Litem of Kyra Devore.
Nedir bu? Mahkeme celbi mi?
office 169
officer 2766
official 47
officers 467
officially 347
officer down 213
officer reagan 31
official business 23
officer peck 20
officer mcnally 17
officer 2766
official 47
officers 467
officially 347
officer down 213
officer reagan 31
official business 23
officer peck 20
officer mcnally 17