Holland tradutor Turco
1,582 parallel translation
I'm fine, Holland.
Ben iyiyim, Holland.
- I'm fine, Holland.
- Ben iyiyim, Holland.
Hello, Holland.
Merhaba, Holland.
I appreciate that.
Buna minnettarım, Holland.
Holland's downstairs lording over his wine cellar.
Hadi gel. Holland aşağıda şarap mahzenini övüyor.
- Your wife kindly invited us in.
- Sanırım şöyle bir şeyden bahsetmiştin bir katliam. Eşin bizi içeri davet etme nezaketini gösterdi Holland.
- Do you know Holland Prescott?
- Holland Prescott'u tanıyor musun?
- Holland, look who's here.
- Holland, bak kim var burada.
The finest Botterjacht ever built in Holland.
Hollanda'da yapılan en ünlü Botterjacht.
– You have any morphine from Holland?
- Sende Hollanda'dan morfin var mı?
In Holland, they bumped you to Battalion XO.
Hollanda'da seni tabur komutanı yaptılar.
We're dropping deep into occupied Holland.
Hollanda'nın içlerine gireceğiz.
I think I love Holland.
Sanırım Hollanda'yı çok seviyorum.
But Buck wasn't the same as before he got shot in Holland.
Ama Buck, Hollanda'da vurulduktan sonra değişti.
- Ever since he got shot in Holland.
- Hollanda'da vurulduğundan beri.
Bull got a piece of exploding tank in Holland.
Bull, Hollanda'da patlayan tankın parçası ile yaralandı.
Liebgott got pinked in the neck in Holland.
Liebgott Hollanda'da boynundan yaralandı.
Buck got shot in his rather large butt in Holland.
Buck ise Hollanda'da daha büyük olan kıçından vuruldu.
Some say Buck changed after he was shot in Holland.
Bazıları Buck'ın Hollanda'da vurulduktan sonra değiştiğini söyler.
He was wounded in Normandy and again in Holland.
Önce Normandiya'da, sonra da Hollanda'da yaralanmıştı.
Must have liked that hospital, because we left Holland four months ago.
O hastaneyi sevmiş olmalısın, çünkü Hollanda'dan dört ay önce ayrıldık.
So did Alley, back in Holland.
Alley'de, Hollanda'dan geldi.
That's equivalent to the size of Holland and it isn't nearly enough.
Bu Hollanda boyutlarına denk geliyor ve yeterli olmaya yaklaşmıyor bile.
She wanted to ride on one of the floats, so I bought her one. We're drinking these big steins of Holland beer and one thing leads to another, and I'm throwin'$ 50 bills out to the crowd.
Her yere en büyüğünden bira fıçıları koyar... bilet fiyatlarını da elli dolar yaptık mı bu iş tamamdır.
You're not selling me a car, Holland.
Bana araba satmıyorsun Holland.
How did you end up in Holland?
Hollanda nasıl sonlandı?
They got me out and brought me to Holland.
Beni oradan kurtarıp Hollanda'ya getirdiler.
Marie-Anne Holland from Animal World.
'Hayvanlar Alemi'nden Marie Anne Holland.
They were in Normandy on D-Day, fought in Holland...
- Day'de ( Fransa'ya asker çıkartılan gün ) Normandiya'daydılar.
We're in Aldbourne and Upottery in England, France, Normandy, Holland.
İngiltere'de Aldbourne ve Upottery'deydik. Fransa, Normandiya ve Hollanda'daydık.
We're dropping into occupied Holland.
İşgal altındaki Hollanda'ya iniyoruz.
Holland Manners is gone, but he's looking down on us tonight.
Holland Manners öldü, ama bu gece yukarıdan bize bakıyor.
Holland had a vision of the future most of us can't imagine.
Holland geleceği bizim göremeyeceğimiz kadar iyi görüyordu.
Holland Manners was a brilliant lawyer.
Holland Manners dahi bir avukattı.
- Holland's vision lives.
- Holland'ın ileri görüşlülüğü devam ediyor.
We can never replace Holland Manners.
Holland Manners'ın yerini asla dolduramayız.
- Holland Manners.
- Holland Manners.
I've got a couple of ferry tickets for Holland tonight.
Bu akşam Hollanda'ya iki tane feribot bileti aldım.
- We can do that, right? - In Holland
- Yapabiliyoruz, değil mi?
In Holland
- Hollanda'da. - Hollanda'da.
to terrify Arbenz particularly, terrify his troops, much as the German Stuka bombers terrified the population of Holland,
Askerlerini korkutacaktık. Aynen Alman Stuka bombacılarının II.
Holland Dale Monty, a.k.a. Pooh-Bear.
Holland Dale Monty, yani Pooh-Bear.
Why don't you call rip Holland, hen?
- Neden Rip Holland'ı aramıyorsun?
Rip Holland?
- Rip Holland mı?
Rip Holland.
Rip Holland.
I'm rip Holland... rip Holland.
Ben Rip Holland'ım. - O bizim.
Even got rip Holland to promote it.
Hatta tanıtım için Rip Holland'la anlaştılar.
Rip Holland?
Rip Holland mı?
Rip Holland...
Rip Holland.
Holland.
Holland.
- Thank you, Holland.
- Teşekkür ederim, Holland.