English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / How's the pain

How's the pain tradutor Turco

105 parallel translation
How's the pain, Karl?
Acın nasıl Karl?
HANNIBAL : How's the pain?
Sancın nasıl?
Let's See How Well You Handle The Pain Of Others.
Bakalım başkalarının acıları ile nasıl başediyorsun.
How's the pain now?
Şimdi ağrın nasıl?
[Sobbing ] [ Scorsese] Beyond the horror of the crime, Ida Lupino illuminates the changes in the psyche of the victim, a wounded young woman who " s about to be married... but now has to learn how to overcome her pain and despair.
Suçun korkunçluğunun ötesinde Ida Lupino, evlenmek üzere olan yaralanmış bir kadın kurbanın ruhundaki değişimlere ışık tutmaya çalıştı.
They don't know how to cure the strange pain he's suffering from.
Çektiği bu garip acıyı nasıl tedavi edeceklerini bilmiyorlar.
How's the pain?
Ağrı nasıI?
- He came out of the surgery OK, but he's still in a lot of pain. - How is he?
- Durumu nasıl?
How he's hiding the pain all the time.
Acı çektiğini herkesten saklıyor.
- How's the pain?
- Acı durumu nasıl?
How's the pain?
Ağrı nasıl?
How's the pain?
- Ağrın nasıl?
How's the pain?
Ağrın nasıl?
- I understand what you're going through. I know how numbing the pain of hating yourself is.
Kendineden nefret etmenin... acısının insanı ne kadar duygusuzlaştırdığını bilirim.
How I could cause the ultimate horror and pain to the creation of the human.
NasıI, büyük bir dehşete sebebiyet verip, insanın yaratıIışına nasıI zulmedebilirdim?
It's amazing the guy can play considering how much pain he's in.
O kadar acı içinde olmasına rağmen oynayabilmesi harika bir şey.
- How's the pain in your chest?
- Daha kötü 80'e 60 - Göğsünüzdeki ağrı nasıl?
How's the pain?
Ağrın ne durumda?
How's the pain?
Ağrılarınız nasıl?
How's the pain?
Ağrınız var mı?
HOW'S THE PAIN? IT'S BETTER.
- Acı durumu nasıl?
I don't know how he stood the pain.
Ağrıya nasıl dayanmış bilmiyorum.
Thompson, we've got your fever down, but how's the pain in your abdomen?
Tamam, Bay Thompson ateşinizi düşürdük, fakat karnınızdaki ağrı nasıl?
I heard the pain in my best friend's voice, and felt how little I cared.
En iyi arkadaşımın sesindeki acıyı hissettim ve ne kadar az umursadığımı fark ettim.
How's the pain?
Ağrıların nasıl?
How could I tell her she's just a giant pain in the ass?
Ona tam bir baş belası olduğunu nasıl söyleyebilirdim ki?
She's got this whole bit about being a superhero and how she can take the pain.
O tüm bunları ve nasıl acıya dayanabildiğini süper kahraman olmasına bağlıyor.
How's the pain, sir?
- Ağrınız nasıl bayım?
Nate, how's the pain?
- Nate. Ağrın nasıl?
Because it reminds me of the pain and suffering. How noble.
- Bana dünyanın çektiği acı ve sıkıntıları hatırlatır.
How's the pain level, mr.Forrest?
Acı durumunuz nedir, Bay Forrest?
How many people could understand the pain of losing a spouse?
Eşini kaybetme acısını kaç kişi anlayabilir ki?
How do we connect abdominal pain and numbness in the extremities with respiratory collapse?
Karın ağrısını ve ekstremitelerdeki uyuşukluğu solunum yetmezliğine nasıl bağlayabiliriz?
What makes you think the pain of being alone is worse than the pain of how his wife is gonna feel when she finds out?
Karısı olanları öğrendiğinde neler hissedecek biliyor musun? Senin yalnız hissetmen bundan daha mı kötü?
The whole last chapter's about how I let go of that pain.
Kitabın bütün son kısımları bu acıyı unutmakla ilgili.
He'll hate himself for forgetting you, but that's how the mind numbs the pain.
Seni unuttuğu için kendinden nefret edecek, ama zihin acıyı bu şekilde yok ediyor.
That's how the monks can tolerate what for anyone else would be extraordinary pain.
Rahipler sıradan birisi için olağan dışı olacak miktarlardaki acıya böyle dayanıyorlar.
No matter how many bandages I have it can't stop the pain.
Ne kadar yara bandı yapıştırsam da, acısı geçmiyor.
How's the pain?
Ağrıların ne durumda?
You remember how we were always saying what a pain you are - that you're the world's worst dog?
Her zaman senin nasıI bir eziyet olduğunu söylediğimizi hatırlıyor musun peki dünyanın en kötü köpeği olduğunu söylediğimizi?
What? No, I find out what the customer's pain is, and then I tell them how our software is gonna ease it.
Hayır, ben müşterinin derdi neymiş öğrenir ve onlara yazılımımızın bunu nasıl halledeceğini söylerim.
The abdominal pain, how it all started.
Karın ağrısı, böyle başlamıştı.
He didn't believe you when you said your handswere tied, he didn't understd how you didn't have the same urgency he did or why you couldn't sense his pain.
Elinizden bir şey gelmediğini söylediğinizde size inanmadı. Nasıl onunla aynı aciliyete sahip olmadığınızı veya neden acısını hissedemediğinizi anlayamadı.
Here it is. Jesus told them how a woman goes through pain and sorrow in the throes of childbirth.
İsa, bir kadının çocuk doğururken çektiği sancıları, acıları ve ızdırapları onlara anlatmış.
How long would you say brad's been having the pain?
Ne kadar süredir Brad'in ağrıları devam ediyor?
How do you think you bear the simple physical pain of it?
Bunun basit, fiziksel acısına nasıl katlanılır sanıyorsun?
- How's the pain?
- Ağrın nasıl?
I know how hard it was for you dealing with Samuel's death, the pain you must have felt.
Samuel'in ölümüyle başa çıkmanızın zor olduğunu hissettiğiniz acıyı biliyorum.
They say women forget the physical pain of childbirth right after the baby is born. That's how come they can start all over again, have another child.
Kadınların yeni bir çocuk doğurduktan sonra fiziksel ağrıyı unutmak için her şeye yeniden başlamak istediğini söylerler, ve bu başka bir çocuk doğurmaları ile devam eder.
But if you blink an eye or even fart at the wrong time you can't imagine how much pain a person can feel...
Ama yanlış bir zamanda göz kırpar ya da aptalca hareket edersen bir insanın ne kadar çok acı çekebileceğini hayal edemezsin.
Hey, how's the ear pain?
Kulak ağrın nasıl?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]