The pain tradutor Turco
12,439 parallel translation
Teresa Halbach's family, what they're going through, the pain... the hate they got.
Teresa Halbach'in ailesi, yaşadıkları, çektikleri acı biriken öfkeleri için.
That would explain the pain, the confused state of masculinity and infertility.
Bu acıyı, maskülenlik karmaşasını kısrılığınız açıklayabilir.
It dulls the pain as he gets stitched up.
Dikilirken acıyı hafifletir.
I believe it is generally acknowledged that the pain a woman experiences during childbirth far exceeds anything a man must endure.
İnanıyorum ki genelde ağrının Doğum sırasında bir kadın yaşar Bir insanın katlanmak zorunda olduğu her şeyi aşıyor.
Breathe out the pain.
Acıyı dışarı üfle.
Just think away the pain.
Acının gittiğini düşün.
Just, think away the pain.
Acının olmadığını düşün.
Just think away the pain.
- Sadece acının olmadığını düşün.
Think the pain away.
Acının olmadığını düşünmüş.
You put enough cracks together, like rooms in a house, all the pain, all the fear, all the emotions left behind after death they start to turn acidic.
Bir evin odaları gibi, yeterince çatlaklar koymuşsundur. Tüm acılar, tüm korkular, tüm duygular Ölümden sonra geride asidik hale gelmeye başlarlar.
No one understands the pain he was in and how loyal he was.
Onun içindeki acıyı ve sadakatini kimse bilemezdi.
I don't mind the pain.
Acıyı umursamıyorum.
About the pain.
Izdırabını...
Stop the pain.
Izdırabıma son ver.
Each week on Say Uncle, we find out if you have what it takes to take the pain and win cash and prizes, or will you say uncle and go home empty-handed, disappointing your family and crushing your dreams?
Her hafta Amca Desene'de, neler olduğunu göreceğiz... Acıyı çekip para ve ödüller mi kazanacaksın yoksa amca mı diyeceksin ve eve elin boş dönerek, aileni hayal kırıklığına uğratıp.. ... hayallerini mi ezeceksin?
Just take the pain, bitch.
Sık dişini cadaloz.
This gonna help the pain.
Bu ağrını kesecektir.
You'll scream and try to kill yourself to save the pain.
Çığlık atmaya başlayacak, acın sona ersin diye kendini öldürmeye çalışacaksın.
One that has not been stuck in the pain of the past.
Geçmişin kederinden kurtulmuş bir aile.
I can only ask God and you... to forgive me for the pain I've caused.
Tek yapabileceğim ; Tanrı'dan ve senden sebep olduğum zarar için beni affetmenizi istemek.
You twist, and the pain gives your brain something else to focus on.
Kıvranıyorsun ve acı zihnini başka bir şeye yönlendiriyor.
Doc said the CAT scan looks fine, gave me some medicine for the pain, so.
Doktor tomografi sonucunun iyi olduğunu söyledi. Ağrı için bazı ilaçlar verdi.
But your mother could not be rid of the pain she had caused in her life.
Ama annen hayatında sebep olduğu acılardan kaçamazdı.
Get ready to feel the pain of Brax "The Brute" Lectrus!
Acıyı hissetmek için onunla olun, karşınızda Brax Lectrus!
When I'm training, when I'm in that place the pain just turns my brain off.
Çalışırken, burada olduğumda acı beynimi kapatıyor.
My ex was called Dog. Feeling the pain.
Eski kişime "köpek" denir ; bu acıyor.
The Greek spirits of pain and suffering.
Ağrı ve acının Yunan ruhu.
But... any pain... any burden that he's bearing... pales in comparison to what the State of Wisconsin and the people working for it have inflicted on Steven Avery and his family.
Fakat yaşadığı hiçbir acı omuzunda taşıdığı hiçbir yük Wisconsin Eyaletinin ve onun için çalışanların Steven Avery'ye ve ailesine çektirdikleriyle mukayese edilemez.
I can be a pain in the ass.
Tam bir baş belası olabiliyorum.
What a major pain in the ass.
Ne büyük bir baş belası!
He had pain in his shoulder from the wheelchair.
Tekerlekli sandalyeden dolayı omuzlarından sorunları vardı.
They will return to pester the living with unspeakable pain and torment.
Yaşayanların başlarının etini tarifsiz bir acı ve ızdırapla yemek için dönecekler.
I made sure I had Zima for that little pain in the ass.
O baş belası için Zima getirttim.
He feels the arctic's pain.
"Kuzey Kutbu'nun acısını hissediyor".
I could feel him hitting me. No pain, just the thud of his fists.
Bana vurduğunu hissedebiliyordum, ama acı yoktu, sadece itişleri hissediyordum.
Save ya a lotta pain and money in the long run, I'll tell ya.
Sana a lot ve acıdan para kazanın Uzun vadede, sana söyleyeceğim.
The assignment was, "Paint your pain." So I... painted your pain.
Atama "Acını Boya" oldu. Yani... Acını boyalı.
And all the dirty money that's sloshing around, the profits of heartache and pain, we've seen that, too.
Ortaya pislik saçan bütün o baş ağrısı ve acının kârı olan kirli parayı da gördük.
It's a pain-in-the ass process involving three separate audits and an in-person interview.
Üç farklı denetim ve yüz yüze görüşmelerden oluşan belalı bir süreç.
Amigo, after all the blood, the cold, and pain, with this black powder in our saddle bags, we win.
Amigo, bu kadar kandan, soğuktan ve acıdan sonra hurçlarımızda bu kara barutla dönersek, biz kazanırız.
The Jade Slayer. Master of Pain.
- Zümrüt katil, acıların efendisi.
The heart asks pleasure first, And then, excuse from pain ;
Yürek önce haz ister, Sonra acının mazeretini,
It means you won't feel any pain, but you'll be slightly aware of the room and what's going on.
Dur, bekle, dur! Dur biraz, içeri alın beni! Durun, durun, durun.
Despite, obviously, the extraordinary pain and hardship of the families and-and persons who've been affected, and despite the fact that we have to take this very seriously, it is important to remind ourselves this is not an airborne disease.
Bu olaydan etkilenenlerin ailelerinin çektiği zorluk ve acılara ve bu durumu ciddiye almamız gerekmesine rağmen bunun hava yoluyla bulaşan bir hastalık olmadığını hatırlamakta fayda var.
Living life in the fast Lane now your pain only be champagne so please come join me one thing, good vibes only start the keg { Mine fill my cup got fireworks, got booze let's blow some shit up
MIKE VE DAVE AH BİR SEVGİLİ YAPSAK
The bitter sweet pain among man is having knowledge with no power.
İnsanları yiyip bitiren acı güçsüz olduğunu bilmektir.
Plus, when people are really in pain, they beg me for something stronger than what they can buy over the counter.
Ayrıca insanların canı sahiden acıdığında basitçe reçetesiz alabilecekleri ilaçlardan daha kuvvetli şeyler yazmamızı isterler.
The horrid psychic pain as you have relived for years.
Yıllar boyu yaşadığın o korkunç ruhsal acıyı.
- The word "pain" does- -
- "Ağrı" kelimesi- -
Shh. My boy, the sooner we find this child, the sooner you can put that pain in the past where it belongs.
Oğlum, bu çocuğu ne kadar çabuk bulursak, sen de bu acıları geçmişte, ait olduğu yerde bırakabilirsin.
Man, you're a pain in the ass.
Tam bir baş belasısın ya.
the painter 35
the painting 54
pain 390
paint 104
painter 49
painful 111
painting 127
painted 33
paine 39
paintball 24
the painting 54
pain 390
paint 104
painter 49
painful 111
painting 127
painted 33
paine 39
paintball 24
paintings 59
painters 17
pain in the ass 57
painless 48
painful death 18
painfully 29
painkillers 47
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
painters 17
pain in the ass 57
painless 48
painful death 18
painfully 29
painkillers 47
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the police station 24
the point is 1527
the park 61
the phone rang 17
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the police station 24
the point is 1527
the park 61
the phone rang 17
the prince 110
the party's over 96
the policeman 19
the player 16
the people 229
the phone rings 24
the point 85
the patient 39
the phone 197
the police came 16
the party's over 96
the policeman 19
the player 16
the people 229
the phone rings 24
the point 85
the patient 39
the phone 197
the police came 16