English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm coming for you

I'm coming for you tradutor Turco

993 parallel translation
Though black is a little... hasn't it? I'm coming in... thank you for this.
Giriyorum.
Now I'm coming for you.
Şimdi senin için geliyorum.
You and everyone you love. I'm coming for all of them.
Sen ve sevdiğin herkes için geliyorum.
I'm coming, and I'm gonna put one in your dirty hide for every lying crack that you made about me, see?
Hakkımda uydurduğun her yalan için o pis vücudunda birer delik açacağım.
Hey, wait for me, I'm coming with you!
Bekleyin beni, sizinle geliyorum!
The next time those busybodies ask you what I'm striking for, you tell them it's for money that's coming to me for hard work.
Bir daha o işgüzarlar niye grev yaptığımı sorarlarsa onlara alnımın teri için yaptığımı söylersin.
I give up. Miss Tyndall, I want to thank you for coming here... and tryin'to help out.
Buraya kadar gelip yardım etmeye çalıştığınız için size teşekkür ederim Bayan Tyndall.
your beauty. Thank you, sir. But I'm not coming to listen to, but to ask for a horse.
Teşekkürler Bayım ama buraya şiir dinlemek için değil, bir at istemek için geldim.
I'm coming back for you.
Senin için geri döneceğim.
Me. I tell you now, whoever shot Larry Kinkaid ain't coming back here for you to... fuddle with your lawyers'tricks for six months and then be let off because Davies or some other whining old woman claim he ain't bad at heart.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Well, Miss Eyre... now that you know what your pupil is... the offspring of a French dancing girl... I suppose you'll be coming to tell me to look out for a new governess.
Evet, Bayan Eyre... artık öğrencinizin kim olduğunu... yani bir Fransız dansçının çocuğu olduğunu öğrendiğinize göre... sanırım bana yeni bir mürebbiye bakmamı söyleyeceksiniz.
I'm his brother, thank you for coming.
Kardeşimi görmeye geldiğiniz için teşekkür ederim.
I'm coming home to you, Bessie, this time for good.
Sana geliyorum Bessie, bu sefer kalıcıyım.
And with Christmas coming, I have a special treat for you.
Noel yaklaşırken, size bir kıyağım olacak.
Fear that I would punish you for not coming home last night?
Dün gece geç geldiğin için seni cezalandıracağımdan mı korktun?
Then I'm the right man for you, I'm a coming man, see.
O zaman ben senin için uygun erkeğim, gencim, bak.
I'm sure you never said a word about not coming in for coffee.
Kahve için gelmemem konusunda bir şey demediğine eminim.
- Mr. Lord I haven't had a chance to thank you yet for coming back for the wedding.
Bay Lord, düğün için döndüğünüze teşekkür etme fırsatı bulamadım.
I'll be waiting for you, Allison. And he won't be coming alone!
Allison senin için burdayım, Ve yalnız da beklemiyecek!
When I saw her and I knew you were coming, I gave her my feather boa to wear, but only for a lend.
Onu gördüğümde ve senin geldiğini farkettiğimde, giymesi için tüylü fularımı ona verdim, fakat sadece ödünç olarak.
I'm coming out for you.
Sana doğru geliyorum.
I'm coming for you, Tony.
Senin için geldim Tony.
If you allow this gentleman to hold the services, I'm obliged to warn you... there will be riots, the other prisoners will not stand for it, and the generals who are coming will not like what they see.
Eğer bu beyefendinin isteğini kabul ederseniz sizi uyarmak zorundayım ki Orada çıkacak kargaşada, diğer mahkumlarda bu fikri desteklemiyeceklerdir.
I got a message for you, Denton, coming from Pete Grant.
Pete Grant yolladı. Duyalım bakalım mesajı.
But if you think I'm gonna ante up for all the beer that hippopotamus of a sergeant can drink between now and the time you leave, you got two more things coming.
Ama çavuşun içeceği biraların parasını ödeyeceğimi sanıyorsan... -... sana iki şey daha gelecek.
Here, come here! I'm coming in for you, Grogan.
İçeri geliyorum Grogan!
To repay you for coming to my rescue, shall I look after the baby for you?
Sana beni kurtarmanın karşılığında, bebeğe bakmakta yardım edebilir miyim?
I'm coming for you!
Yanına geliyorum!
But I just need something, some sort of promise, that when you do come back, you're coming back for me.
İhtiyacım olan şey, bir çeşit söz vermen. Geri geldiğinde, benim için gelmen.
You mean now I got to call you if I'm coming home late for dinner?
Sen şimdi yemeğe geç kalacağım diye seni aramam lazımdı mı demek istiyorsun?
That's what I was coming to do, Ben... tell you I got some deep feelings for Elizabeth.
- Ben de bunu yapmaya gelmiştim. Elizabeth'e karşı derin duygularım olduğunu söylemeye.
I hope you forgive us for coming at this hour but we heard you were in trouble and so we came over to see if we could help.
Bu saatte geldiğimiz için bağışla ama başının belada olduğunu işittik ve yardımımız dokunur mu acaba diye geldik.
I'm coming for you, Mr. Baker.
Yanına geliyorum, Bay Baker.
Before we start, my partner Emilio and I want to thank you all for coming.
Başlamadan evvel, ortağım Emilio ve ben hepinize geldiğiniz için teşekkür ederiz.
Well, I thought my coming here today was going to be a nice surprise for you.
Buraya gelmemin senin için hoş bir sürpriz olacağını sanmıştım.
You know, I'm just coming here to look for somebody.
Aslında burada birisini arıyorum.
I want to thank you for your coming, but due to certain reasons we have to take back our'order
Geç kaldığım için bir mazeretim yok, efendim ama beklenmedik durumlardan ötürü talebimi geri çekmek istiyorum.
I'm just concerned for you coming into this pest hole.
Bu bok çukuruna geldiğinize göre rahatsız olmasınız sandım.
- Addie Pray, I'm going to get you $ 24 and an extra five for just coming to my door.
- Addie Pray 24 doIar, ve kapma kadar geIdigin için sana bes doIar verecegim.
I'm so excited about you all coming here for dinner.
Gerçekten bu akşam bana yemeğe geldiğiniz için çok heyecanlıyım.
I'm coming back for you.
Senin için geri geleceğim.
I'm not sure if it's a case of us coming for you, or you coming for us.
Biz mi sizin için geliyoruz, siz mi bizim için bilmiyorum.
I'm grateful to you for coming.
Geldiğin için minnettarım.
Master Pai, I extend my gratitude to you for coming to the aid of my son during the fight at the inn.
Bay Pai, bugün handa oğluma ettiğiniz yardım için size minnettarim
Mazzetti, if you don't stop griping... I'm coming over there and shut you up for good.
Mazetti, şikayet etmeyi kesmezsen oraya gelip kendim kapatacağım.
I'm coming for you now!
"Şimdi senin için geliyorum!"
Thank you for coming. I didn't know what to do.
Geldiğin için sağol.Ne yapacağımı bilmiyordum.
I believe you have enough of the Association's cattle out back... to pay for all of us... without coming up for air... the whole month of July.
Sanırım arka tarafta hepimizinkini ödeyebilecek kadar... birliğe ait sığırın var. Dışarıya hava almaya çıkmadan... tüm temmuz ayı boyunca yetecek kadar hem de.
Here. Listen, I hope you don't scold Faith for coming by.
Dinle, umarım Faith'in uğramasına kızmamışsındır.
I'm coming for you, Igor.
Senin için geliyorum, lgor.
I apologize for so late I'm coming, but you will forgive...
Bu kadar geç geldiğim için üzgünüm, ama dinleyince...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]