English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm maggie

I'm maggie tradutor Turco

680 parallel translation
I'm Maggie Sutton.
Ben de Maggie Sutton.
- Oh, Maggie, what am I going to do?
- Maggie, ne yapmalıyım?
I'm comfortable, Maggie.
Rahatım, Maggie.
Professor, Maggie and I need guidance.
Profesör, Maggie ve ben yardım istiyoruz.
I'm going to live, Maggie.
Yaşayacağım Maggie.
I tried to kill your Aunt Maggie but I failed and I fell.
Maggie yengeni öldürmeye çalıştım... ama başaramadım... ve yere düştüm.
OH, HEY, JOHNNY, I LOVE YOU.
Canımız ne isterse. Harika olacak, Maggie. Harika olacak.
Maggie, as long as everybody's apologising, I think I'd better do mine too.
Maggie, herkes özür dileme sürecindeyken bende aynısını yapmalıyım diye düşünüyorum.
Maggie, I've been a prize chump.
Maggie, şu koca dünyanın süzme salağıymışım.
WELL, I DON'T REALLY HAVE TIME FOR BREAKFAST, MAGGIE.
Gerçekten kahvaltı için zamanım yok, Maggie.
I told you that I am shampooing Maggie's hair.
Maggie'nin saçını şampuanladığımı söylemiştim ya sana.
Well, um, for years, I've been shampooing my daughter Maggie's hair
Şey, yıllardır kızım Maggie'nin saçını çam reçinesi şampuanıyla...
'Um, last week I was in such a hassle with my daughter Maggie.
Geçen hafta kızım Maggie ile başım dertteydi.
- Maggie! I'm glad Didi got you to come.
Didi'nin seni buraya getirttiğine sevindim.
I'm Maggie...
Ben Maggie...
Maggie, I'd like you to meet our new assistant controller.
Maggie, seni yeni yardımcımla tanıştırayım.
You see, Maggie, I'm old-fashioned.
Görüyorsun Maggie, ben biraz eski kafalıyım.
I'm Maggie McKeown.
Adım Maggie McKeown.
Hi, Maggie, I'm Clive.
Merhaba Maggie, ben Clive.
Read it, Maggie,... because I am afraid more of us are going to die.
Oku onu Maggie. Çünkü korkarım başkaları da ölecek.
Maggie, I'm a very rich man.
Maggie, ben çok zengin bir adamım.
And Maggie! I thought she was going to tear your balls off after she got o ver that jo yous reunion.
O sevinçli toplantıdan sonra gelip seni hadım edecek sandım.
Maggie, this is the last time that I put up with your discourtesy.
Maggie ; bu, saygısızlığına son katlanışım olacak.
I had a bit of a turn, Maggie.
Küçük bir şok yaşadım Maggie.
Maggie, I'm sorry.
Maggie, üzgünüm.
Maggie, I have to leave, and I want you to come with me.
Maggie, gitmek zorundayım ve benimle gelmeni istiyorum.
Yeah, I know, Maggie, but we need the chopper.
Evet biliyorum Maggie ama helikoptere ihtiyacımız var.
- How in God's name could you drag me down here... to Yuckville, West Virginia, when I'm 40 months pregnant?
Maggie! Hangi akla hizmet beni Virginia'nın bu iğrenç tarlasına getirirsin?
Go help Chris with Maggie, and I'll stay with the kid.
- Olur. Git Maggie için Chris'e yardım et. Ben de çocukla kalayım.
Look, I'm really starting to worry about Maggie.
Bak, gerçekten Maggie için endişelenmeye başlıyorum.
There's Maggie, I suppose.
- Maggie olabilir, sanırım.
I'm just rushing to the station to meet Maggie, the nurse and guardian you insisted I send for from darkest Yorkshire.
Acelem var. Maggie'ye yetişmeliyim. Kasvetli Yorkshire'dan çağırmamda ısrar ettiğiniz koruyucum.
Sorry I've been so long, Maggie.
Geç kaldığım için üzgünüm, Maggie...
I went upstairs, and I was still in my room when I heard Maggie call out that she couldn't find her coat.
Yukarı çıktım ve hala odamdaydım ki Maggie'nin seslendiğini duydum. Paltosunu bulamıyordu.
Say I'm out with Maggie, we're having dinner, I have a few pops, okay?
Diyelim Maggie ile yemeğe çıkıyorum birkaç kadeh içmişim, tamam mı?
- I'm Maggie O'Connell.
- Ben Maggie O'Connell.
The bed I slept in last night is the same bed Maggie slept in?
Dün gece benim uyuduğum yatak Maggie'nin yatağı mıydı?
Do you realise that since I have been in Alaska we have not had one conversation that didn't end in an argument over Maggie?
Alaska'ya ayak bastığımdan beri dönüp dolaşıp Maggie'ye gelmeyen bir konudan bahsetmediğimizin farkında mısın?
- Maggie, sweetheart, I had a growth!
- Maggie, tatlım, bir urum vardı!
I hope Maggie isn't slowing them up too much.
Umarım Maggie onları çok yavaşlatmıyordur.
- I hope Maggie and the boys are all right.
- Umarım Maggie ve çocuklar iyidirler.
- Yeah, I haven't talked to Dad all evening. - Maggie!
- Evet, bütün gece babamla konuşmadım.
OK. I'm worried, Maggie.
Endişeliyim Maggie.
Maggie, I'm warning you, we are already halfway out the door here.
Sizi uyarıyorum, böyle devam ederseniz gideceğiz.
- I'm Maggie.
- Ben Maggie.
David, I don't think we have established Maggie... in the soup kitchen milieu.
David, biliyor musun, Maggie'yi mutfak ortamında tanıttığımızı sanmıyorum.
Maggie, I know we've had our differences in the past, but...
- Maggie, anlaşmazlıklarımız olsa da...
- Maggie, I-I'm sorry about Rick.
Maggie, Be-ben Rick için çok üzgünüm. Gerçekten.
Well, you know, Maggie, I'm a man.
Bildiğin gibi ben de erkeğim Maggie.
All I'm saying is, I can see why Maggie's had dreams about him.
Söylemek istediğim, Maggie'nin onu rüyalarında görmesinin sebebini anlıyorum.
Maybe I should give up on Lisa... and make a fresh start with Maggie.
Belki Lisa'yı bırakmalıyım... Maggie ile yeni bir başlangıç yapmalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]