I did it tradutor Turco
28,950 parallel translation
All crimes involving my ship, but I did it on my own.
Gemimin karıştığı tüm suçları, ama ben kendi başıma yaptım.
I did it!
Başardım!
- Mary, I did it for you!
- Mary, senin için yaptım!
You both thought I did it.
- İkiniz de benim yaptığımı zannediyordunuz.
Look, I did it.
Pekâlâ ben yaptım.
I did it.
Ben yaptım.
I did it to give her a chance...
Ona bir şans vermek için yaptım.
Why I did it.
Neden yaptığımı.
This woman is the reason I'm here today. She should be giving the speech because she's how I did it.
Bu işi başarmamın sebebi o olduğu için bu konuşmayı o yapmalı.
I did it for me.
Kendim için yaptım.
I did it.
Yaptım.
But I did it with a clear head and I knew where I was in the morning, so that's progress.
Ama bunu ayık kafa ile yaptım ve bunu sabah biliyordum, yani bu da bir gelişmedir.
So I did it.
Böylece bende yaptım.
- Igor, I did it!
İgor, başardım.
I did get a list of faculty that worked at Momentum Energy Labs back when it was operational. Could be something to look into.
Momentum Enerji Laboratuvarı aktif olduğu zamanlarda orada çalışanların listesini buldum.
I'm sure it wasn't easy growing up where you did, but you were 1 in 10 from your high school to graduate from college and the only one to go on and get a PhD.
Yaşadığınız yerde büyümenin kolay olmadığına eminim ama okuduğunuz lisede üniversite mezunu olan 10 kişiden birisiniz ve bir tek sizin doktoranız var.
It was asking me if I wanted a second chance, did I want to punish those who hurt my brother, did I want to avenge my own death.
İkinci bir şans isteyip istemediğimi soruyordu. Kardeşime zarar verenleri cezalandırmak ve ölümümün intikamını almak ister miydim?
I mean, I did try to cut the crust off somebody's sandwich at lunch, but other than that, it was amazing and it wouldn't have been possible - if it weren't for you. - Oh.
Öğlen birinin sandviçinin kenarlarını kestim, ama onun dışında harikaydı ve sen olmasaydın mümkün olmazdı.
I have a plaque from the county, which I said we should hang in the den, and you never did, and now nobody can find it.
Şehirin bana verdiği bir plaketim var, ki onu çalışma odasına asmamızı söylemiştim ama hiç yapmadın ve kimse de bulamadı.
Well, I do, and you did it already.
Aslında ben biliyorum, ve zaten yaptın da.
It did not- - I don't know what I'm gonna do.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Th-That's just it. I did.
Yaptım, tamamladım.
I did a list of cool road trip stuff. Check it.
Yolculukta yapabileceğimiz havalı şeylerin bir listesini yaptım, bir göz at.
And I think that once people come out of the fog of confusion or an issue, or initial uncertainty on an issue, and realistically appreciate it at some level, the threat, and they're informed of what the best action is to deal with it, they got on and did it.
İnsanların, bu kafa karışıklığından veya bir sorunun beraberinde getirdiği ilk belirsizlikten kurtulup, tehdidi gerçekçi bir şekilde kabullenip, bundan kurtulmanın en iyi yolu hakkında bilgilendirilirse harekete geçeceğini düşünüyorum.
So I... I suppose we did it to honour Adam and Grace.
O gün de Adam ve Grace'in onuruna yaptık galiba.
OK, I did it.
Pekâlâ ben yaptım.
I've known that he and Moira have been..... for a while and I finally did something about it.
Bir süredir onunla Moira'yı biliyordum ama sonunda bir şeyler yapabildim.
'I thought maybe if it all did come out...'and people ended up finding out what we did...
Her şey ortaya çıkarsa ve insanlar ne yaptığımızı öğrenirlerse diye.
I did not make it up ; it exists in the world of architecture, thank you very much.
Hiç de uydurmadım. Mimari aleminde böyle bir şey var cidden. Çok teşekkürler.
I wish I could tell you why I did what I did that day, but it just...
Size keşke o gün yaptığımı neden yaptığımı söyleyebilsem. Ama sadece...
I believe he did it, sir, to show us he can.
Bence yapabileceğini göstermek için yaptı efendim.
I can't tell you what happened that night, how they did it, why. But I can tell you MacLeish survived...
O gece neler olduğunu, nasıl ve neden yaptıklarını bilemem ama MacLeish'in hayatta kaldığını söyleyebilirim...
The problem presented itself ; I did not look for it.
Hadise kendi kendine vuku buldu, ben kurcalamadım.
What they did to you today, it was... I cannot think what you must be feeling right now.
Bugün sana yaptıkları, gerçekten şu an neler hissettiğini tahmin dahi edemiyorum.
Story's already going viral and national, and I don't know how she did it.
Hikayen şimdiden ulusal çapta ilgi çekmeye başladı ve bunu nasıl yaptığını bilmiyorum.
Well, okay, I did most of it.
Tamam, çoğunu kurtardık.
But I deserve it. For what I did.
Ama yaptığım şey yüzünden hakediyorum.
Of course I did, but you can't build a better world if there's nothing left of it.
Tabi ki dinledim, fakat ondan geriye bir şey kalmazsa, daha iyi bir dünya inşa edemezsin.
I did some reading. This, um, Cave of Wonders. It's "wonders," plural.
Bu Harikalar Mağarası'nda birden fazla mı harika var?
I did, and we instructed them not to listen to it.
Ve onlara dinlememeleri gerektiğini söyledik.
But I do get why you did it.
Ama neden yaptığını anlıyorum.
Yet as soon as you had the door fixed, you went through it before I did. Well, I created the door.
Ama kapıyı düzeltir düzeltmez, benden önce sen geçtin.
I know they would- - they did it to Barbara Chen last year when I told everyone she was pregnant.
- Yapacaklarına eminim. Geçen yıl, hamile olduğunu herkese söylediğimde Barbara Chen'e yaptılar.
I'm just balls-out terrified to tell you, but... the truth is it... wasn't Barbara Chen, it was me. I'm the reason everyone knows. Why did you do that?
Ve şimdi sadece ödüm patlıyor ama gerçek şu ki Barbara Chen değil bendim.
I did it.
Başardım.
You know, I tried to float to you on a porta-potty in 1984, but it did not work out. I haven't been this excited since I found out I didn't work at Denny's.
Denny's'de çalışmadığımı öğrendiğimden bu yana hiç böyle heyecanlanmamıştım.
Did I screw it up?
Yanlış mı aldım?
It'd be easier, I guess, but I think if I did, I'd always wonder.
Sanırım daha kolay olurdu ama eğer yapsaydım hep bunu merak edecektim.
Her book flopped, and it didn't get her on the news, and she wanted to matter again like she did when she was little, and I fell for it.
Kitabı tutmamış ve onu haberlere taşımamış... Küçüklüğündeki gibi yeniden önemli olmak istemiş ve ben de buna kandım.
- Not yet. I understand why you did it.
Bunu neden yaptığını anlıyorum.
Well, we're not dead, so I'm gonna say it did.
Ölmedik, işe yaradı derim.
i did it all for you 18
i did it myself 47
i did it again 84
i did it on purpose 27
i did it for me 19
i did it once 19
i did it for you 153
i did it for us 36
i did it all 22
i did it to protect you 30
i did it myself 47
i did it again 84
i did it on purpose 27
i did it for me 19
i did it once 19
i did it for you 153
i did it for us 36
i did it all 22
i did it to protect you 30
i did it for her 17
i did 11059
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't realize 188
i did 11059
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't realize 188
i didn't want to wake you 60
i didn't do it on purpose 65
i didn't see you 162
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't mean 401
i didn't do anything 1161
i didn't mean it 356
i didn't want to upset you 33
i didn't do it on purpose 65
i didn't see you 162
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't mean 401
i didn't do anything 1161
i didn't mean it 356
i didn't want to upset you 33