I doubt that tradutor Turco
2,980 parallel translation
I doubt that.
- Pek sanmam.
I doubt that.
Sanmam. Kız sana tapıyor.
I doubt that.
Bundan şüpheliyim.
So I doubt that the killer found these on a rack in a thrift store.
- Kesinlikle. Katilin bunları ikinci el satan bir mağazada bulduğunu sanmıyorum.
I doubt that.
Emin değilim.
I doubt that.
Hiç sanmıyorum.
Oh, no. I doubt that.
Hayır, bundan şüpheliyim.
And I doubt that you are either, so let's live for now, Illinois.
Ve ben geçmişte yaşamak isteyen biri değilim. Sizin de öyle olmadığınızdan şüphem yok,... o zaman bugünü yaşayalım, Illinois.
Well, I doubt that was the sales pitch.
Onları ikna ettiğini pek sanmıyorum.
Oh, I doubt that.
Sanmam.
I doubt that.
Bundan şüpheliyim işte.
I doubt that will be necessary.
Buna gerek olacağından şüpheliyim.
I doubt that.
Pek sanmıyorum.
I doubt that she tries so hard.
Bunu çok fazla deneyeceğinden emin değilim.
Mnh-mnh. Mnh-mnh. I doubt that.
Hiç sanmam.
I doubt that.
Buna şüpheliyim.
He's one of our most dangerous operatives, and I have no doubt that, whatever he is planning, he is completely capable of carrying out.
Elimizdeki en tehlikeli ajanlardan biriydi ve hiç şüphem yok ki her ne planlıyorsa onu başarmaya yetecek kapasitede biri.
For example, I doubt my opponent is familiar with town ordinance 26-12B... 26-12B has to do with noise pollution... something, sir, that you are guilty of right now.
Örneğin rakibimin ilçe yönetmeliğinin 26-12B maddesini bildiğini san- - 26-12B, gürültü kirliliğiyle alakalı. Tıpkı şu an işlediğiniz suç gibi, bayım.
So I'm gonna give you the benefit of the doubt that you didn't know.
O yüzden sana bunu bilmediğin şansını kullanma hakkını veriyorum.
You said you gave me the benefit of the doubt that I didn't know about Mike, otherwise you'd fire me too.
Mike'ın durumunu bilmediğim şansını kullanmamı aksi halde beni de kovacağını söylemiştin.
Even if that were true, which I seriously doubt, no one can ever believe another word that you say.
Bu doğru olsa bile, ki hiç sanmıyorum, artık kimse senin söyleyeceğin tek kelimeye bile inanmaz.
I seriously doubt that she would...
Ciddi anlamda şüpheliyim onun da...
You know, I highly doubt that.
Bak öyle olduğunu sanmıyorum.
I doubt she would keep that sort of thing at work.
Böyle şeyleri iş yerinde tuttuğunu sanmıyorum.
Ah, I doubt that. Well, I do.
- Emin değilim.
I somehow doubt that.
Bundan şüpheliyim.
- I don't think that's in doubt.
Evet, hiçbir zaman bundan şüphelenmedim zaten.
Why did you guys doubt for a second that I could do this?
Beyler neden bunu başardığımdan şüphe ettiniz?
I sincerely doubt that.
Bundan çok şüpheliyim.
I doubt that.
- Bundan şüpheliyim.
I won't go into details except to say that it leaves no doubt as to Doakes's guilt.
Fazla ayrıntıya girmeyeyim ama Doakes'un suçlu olduğuna dair bir şüphe kalmadı.
I don't doubt that you could do it.
Yapabilirim. Ona şüphem yok.
I doubt that.
Şüpheliyim.
He knows that I have to get my law degree so I can prove beyond a shadow of a doubt that I'm innocent.
Hukuk diplomamı almam gerektiğini biliyor ki böylece zerre kadar şüphe kalmadan masum olduğumu kanıtlayabilirim.
It's not that I doubt your ability, I just saw this as a bigger operation.
Yeteneğinden şüphe etmiyorum ama bence daha büyük bir operasyon bu.
"I could not doubt that this was the Black Spot."
"Hiç şüphe etmeden onun Black Spot olduğunu anladım."
When in doubt, tell a heartbreaking story from your childhood, like that time I couldn't have ice cream before bed because I couldn't open the freezer.
Şüpheye düştüğünüzde, ona çocukluğunuza dair hüzünlü bir hikaye anlatın, tıpkı benim buzdolabını açamadığım için yatmadan önce dondurma yiyemediğim zamanlar gibi.
I really doubt that.
Bundan gerçekten şüpheliyim.
Well I highly doubt that this was a coincidence.
Bunun tesadüf olduğundan bayağı şüpheliyim.
I doubt I'll see anything to warrant that.
Bundan şüpheliyim, bu uyarıyı verecek bir şey göremedim.
She asked me a doubt and I cleared it, that's all. If she asks a doubt, you must clear it in classroom before the students. Not personally!
o bana bir soru sordu ögrenciler bunu sınıftayken sana sorarlar şahsen degil!
Peter, I highly doubt that.
- Peter, bunu pek sanmıyorum.
I seriously doubt that.
- Hiç sanmıyorum.
There is much our three countries have in common and I have no doubt that it will prove enlightening for all of us.
Ülkelerimizin çok fazla ortak noktası var. Ve hiçbir şüphem yok ki bu hepimiz için aydınlatıcı olacak.
In fact, I have been known to be so discreet that even my clients doubt I'm working on their case.
Aslında, o kadar gizli çalışırım ki müşterilerim bile onlar için çalıştığımdan şüphe ederler.
I will prove beyond a shadow of a doubt that these events have nothing to do with Jupiter, or any other planet, rising.
İyi bir uyku çekip, şöyle güzel bir kahvaltı yapıp Pentagon'un izlemesinden yakayı sıyırıp, yarın sabah bu olayların Jüpiter ya da başka herhangi bir gezegenin yükselmesiyle alâkası olmadığını kesin olarak ispatlayacağım.
I do not doubt what it says, but that is not your horoscope, on account of the computer server that sends out the horoscopes having met with a most unfortunate accident earlier in the day.
Öyle yazdığından şüphem yok. Ama size yıldız fallarını gönderen bilgisayarın bugün çok şanssız bir kaza geçirmesinden dolayı onun yıldız falınız olmadığını söyleyebilirim.
Mr Reynolds, I believe I have already proven beyond all doubt that your horoscope is not, in fact, coming true.
Bay Reynolds, yıldız falınızda yazanların gerçekleşmediğini ispatladığımı sanıyorum.
Oh, I strongly doubt that.
- Hiç sanmıyorum.
I wouldn't say that it became a Shin Bet state, but no doubt, our current situation with the Palestinians undoubtedly created a reality that is very similar to what Leibowitz wrote.
Bir Shin Bet devleti haline geldiğimizi söyleyemem fakat şüphesiz ki Filistinlilerle mevcut durumumuz,.. ... kuşkusuz Lebowitz'in yazdıklarıyla örtüşen bir tablo çizmektedir.
I know without a doubt that I killed [*].
O gün - -'yi öldürdüğüme hiç şüphe yok.
i doubt that very much 48
i doubt it 875
i doubt 17
doubt that 17
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
i doubt it 875
i doubt 17
doubt that 17
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334