I promise tradutor Turco
32,397 parallel translation
I promise you, it's gonna be over soon.
Sana söz veriyorum. Yakında bitecek.
We'll behave, I promise!
Terbiyeli olacağız söz!
By the end of the day, I promise you, he won't be.
Söz veriyorum, gün sonunda grupta olmayacak.
- No, I promise.
- Hayır, söz veriyorum.
Okay, look, I promise.
Tamam, söz veriyorum.
I promise you you're gonna regret this.
Pişman olmayacağına söz veriyorum.
And for your help, I promise to get you that key around Bonnie's neck to return to your client.
Ve yardımın karşılığında, ben de müşterine geri götürmen için Bonnie'nin boynundaki anahtarı almana yardım edeceğim.
Use your anger intelligently and I promise you, my son, that one day, the whole world will know and fear Ivar, the Boneless.
Öfkeni zekice kullan sana söz veriyorum oğlum bir gün, bütün dünya Kemiksiz Ivar'ı tanıyacak ve ondan korkacak.
I promise.
Söz veriyorum.
I promise your next idea, I'll say yes to.
Bir sonraki fikrine olur diyeceğime söz veriyorum.
I'm never going to leave you, I promise.
Seni asla terk etmeyeceğim, söz veriyorum.
I promise not to over-promise.
Abartılı sözler vermeyeceğime söz veriyorum.
I promise, Flynn, we're dong the right thing.
Söz veriyorum, Flynn. Doğru olanı yapıyoruz.
Things are gonna be different from now on, Eve, I promise.
Bugünden itibaren her şey farklı olacak Eve, söz veriyorum.
I promise I will definitely do that.
Söz veriyorum. Mutlaka öyle yapacağım.
I promise you it's true. All right.
- Yemin ederim doğru.
I promise I won't...
Söz veriyorum, yarın...
We'll still celebrate, I promise.
Yine de kutlayacağız. Söz veriyorum.
You're gonna be fine, I promise.
İyi olacaksın. Söz veriyorum.
I-I promise I will be there for call time.
Çağrı zamanında orada olacağıma söz veriyorum.
And, Claire, I promise I'm gonna find your brother, even if it means crossing into the Darklands myself.
Ve Claire, kardeşini bulacağıma söz veriyorum. Karanlık Diyar'a bizzat geçmem anlamına gelse bile.
I promise. See you soon, little chicharron.
Görüşürüz minik domuzcuğum.
This time, I promise, you have my undivided attention.
Bu defa söz veriyorum ki dikkatim tamamen sizde.
I promise, once the thing I must do is done I will continue to my own path.
Yapmam gereken bittiğinde söz veriyorum kendi ayaklarımla geleceğim.
I promise, even if we are to be born again, I will find you, meet you and protect you.
Söz veriyorum, yeniden doğsak bile seni bulacağım, seninle buluşup sana bağlı kalacak ve seni koruyacağım.
It's not 200 yards to tonney field, I promise.
Tonney Field'a 200 metre uzakta değildir, sizi temin ederim.
And I'm gonna get her back, I promise, okay?
Ve ı'm olacak, tamam söz veriyorum, onu geri almak?
- I won't, I promise. - Okay.
- Dokunmam, söz.
I promise, we're gonna leave soon.
Söz veriyorum, birazdan çıkarız.
I promise I'm gonna be back.
Söz veriyorum, geri döneceğim.
I promise you...
Sana söz veriyorum...
I promise I'm not like the others.
Diğerleri gibi olmayacağıma söz veriyorum.
I made a promise that I would do everything humanly possible to save everyone who came through these doors.
Kapıdan giren herkesi kurtarmak için bütün insani olasılıkları değerlendirecektim.
And I thank God and all his angels that I have kept my promise and am still alive to witness this day.
Ben de Tanrı'ya ve tüm meleklerine şükrediyorum ki sözümü tuttum ve bugüne tanık olacak kadar hayatta kaldım.
Still, I will keep my promise.
Ben yine de sözümü tutacağım.
If you promise me, then I'll leave.
Söz verirsen gideceğim.
I won't be able to keep my promise to make you happy.
Seni mutlu edeceğime dair verdiğim sözü tutamayacağım.
I can't keep my promise to stay with you forever.
Seninle uzun uzun yaşayacağım sözünü tutamayacağım.
I promise!
Gerçekten!
You won't even know I'm here, I promise.
! Beni boş ver.
I made her a promise.
Ona söz verdim. Ben...
I thought you were waiting for the first snowfall... since that was the promise.
Belki de ilk karı bekliyorsundur diye düşünmüştüm. Öyle sözleştiğimiz için.
All right. I'll promise.
Tamam, söz veriyorum.
I... made a promise with her.
Ona bir söz verdim.
I want to keep that promise.
Verdiğim sözü tutmak istiyorum.
Just with that promise, I took in a runaway teenager whose blood on his head hasn't even dried ( really young )
Sırf bu söz sayesinde daha tüyü bile bitmemiş kaçak bir ergeni aldım.
I thought you were waiting for the first snowfall... since that was the promise.
Belki de ilk karı bekliyorsundur diye düşünmüştüm.
I just have a promise that I must keep.
Tutmam gereken bir söz olduğu için.
I made a promise and I will keep it because I'm a man.
Yalnızca verdiğim sözü tutmaya çalışmam yüzünden, bir erkek olarak.
I'm gonna return them soon, I promise.
Yakinda geri verecegim, söz.
And dad reminded me of the promise I made 8 years earlier.
Babam bana sekiz yıl önce verdiğim o sözü hatırlattı.