I promise you this tradutor Turco
1,598 parallel translation
I promise you this : If you continue to act unconsciously, to behave in this way You'll die inside.
Sana söz veriyorum eğer kendimde değilim numarasına devam edersen ve bunu böyle sürdürürsen hapiste gebereceksin, seni temin ederim.
I promise you this will be our final confrontation.
Söz veriyorum bu son yüzleşmemiz olacak.
And I'll tell you this. I promise you this.
Ve sana şunu söyleyeyim, şunun sözünü vereyim :
Look, I am sorry that I went behind your back, but I... I promise you this play with Burnett will go down just the way Jack says.
Bak, arkandan iş çevirdiğim için üzgünüm ama inan bana, bu Burnett işi Jack'in söylediği gibi olacak.
Let me pass and I promise you he will remember this favor.
Geçmeme izin verin, size söz veriyorum, kral bu iyiliğinizi unutmayacak.
I promise I'll give you, like, a month off when this is over.
Söz veriyorum, bu iş bitince sana 1 ay izin vereceğim.
I, Happy Singh, promise you that until I don't bring Lucky back home I won't step into this village again.
Ben Happy Singh, Lucky'yi... evine getirmeden köye... adımımı dahi atmayacağıma yemin ediyorum.
When I told her I was meeting with you this morning she made me promise I'd find out.
Ona bu sabah sizinle görüşeceğimi söylediğimde bunu öğrenmemi istedi.
Jenny, One thing I can promise you - this job's quite unlike anything you've done before.
Sana bir konuda garanti verebilirim, Jenny. Bu iş daha önce yaptıklarından çok farklı.
We will give you all the footage when this thing is over, I promise, but don't cut us out of the plan.
Bu şey bittiğinde tüm görüntüleri size vereceğiz, söz. Ama bizi plan dışına atmayın.
It's better this way, I promise you.
Böylesi çok daha iyi. Yemin ederim.
So convinced am I that this other plane exists that I stand here before you right now and I make this solemn promise that when I shuffle off this mortal coil,
Böylece başka bir dünyanın varlığına ikna olarak şu anda önünüzde duruyorum. Size kutsal bir söz veriyorum ki bu ölümlü karmaşadan ayrıldığımda size bir masajla döneceğim.
I promise you, Chuck Bartowski on his own can seduce this woman.
Seni temin ederim, Chuck Bartowski kendi olarak bu kadını ayartabilir.
I need you to promise me. We're gonna pay this money back.
Bana söz vermeni istiyorum, bu parayı geri ödeyeceğiz.
Hey I'm gonna help you through this, I promise.
... bunu atlatmanda sana yardım edeceğim, söz veriyorum.
You can do this, I promise.
İnan bana yapabilirsin.
But I can promise you this.
But I can promise you this.
You're gonna want to hear this, I promise.
Bunu duymak isteyeceksiniz, yemin ederim.
I'm sorry this dropped in your lap, but p promise you that we will handle this together.
Seni bu duruma düşürdüğüm için üzgünüm ama bunun üstesinden birlikte geleceğimize söz veriyorum.
But I promise you... this time... this time is forever.
Ama sana söz veriyorum bu seferki sonsuza dek sürecek.
I promise you that when you go back from this place you'll be begging your parents to buy a caravan.
Bak. Sana söz veriyorum ki buradan geri döndüğümüzde karavan almaları için ailene yalvarıyor olacaksın.
You keep stonewalling like this for a couple of days I promise you, I will deliver Beltran to them myself.
Bir kaç gün daha böyle geciktirme taktiği uygulamaya devam et. Sana söz veriyorum, Beltran'ı onlara kendim teslim edeceğim.
But i promise you, this is not our unsub.
Ama sizi temin ederim adamımız bu değil.
Olivia, i do this a lot, and i promise you, if you're feeling bad about something, Talking about it always makes it better.
Olivia, bu benim işim ve emin ol ki bir şey hakkında kendini kötü hissediyorsan birilerine anlatmak daima iyi gelir.
All right, I'll make you another, But you got to promise not to chug this one.
Pekalâ, sana başka bir tane hazırlarım, ama hemen kafaya dikmeyeceğine söz vermelisin.
Look, I know you think you're in love, but I promise, another few years, a great love will come along... you're not even going to remember this guy.
Bak, büyük bir aşk yaşadığını düşünüyor olabilirsin, ama birkaç yıl içinde, asıl büyük aşk gelecek... Bu adamı hatırlamayacaksın bile.
Before you answer, let me say that if you did, I promise, your father and I will stand behind you and try and find some way out of this nightmare.
Cevaplamadan önce, şunu söyleyeyim, eğer sen yaptıysan, babanla, arkanda olacağımıza ve bu kabustan kurtulmak için bir yol arayıp, bulacağımıza söz veriyorum.
Promise not to mention this to anyone, I'll give you what you want for life.
Sana hayatının kalanında ne istersen vereceğim.
I promise you I won't go anywhere this time.
Bu defa hiçbir yere gitmeyeceğime söz veriyorum.
I promise you, this will go down as an epic day in your life, Lucas.
Bugünün hayatının en destansı günü olarak tarihe geçeceğine söz veriyorum, Lucas.
This he has promised me and I promise you the same. In the name of Thomas Rainsborough.
Bana bunlara dair sözler verdi, ben de size söz veriyorum Thomas Rainsborough adına.
I promise you to find out the truth behind this case.
Bu davanın arkasındaki gerçeği bulacağıma sana söz veriyorum.
No mother should ever have to go through something like this, but I promise you, we're going to make this work for us.
Hiçbir anne böyle bir şey yaşamak zorunda kalmamalı ama bu işten kârlı çıkacağımıza dair size söz veriyorum.
And I promise you, if we figure out... a way to get out of this, I'm gonna change, OK?
Ve sana söz veriyorum, buradan çıkmak için bir yol bulabilirsek, değişeceğim, tamam mı?
If I find even a bookmark out of place, I'll lock this room up and you'll never see the inside of it again, that I can promise you.
Eğer burada, kitap ayracı kadar ufak bir şeyin bile yerinin değiştiğini fark edersem, bu odayı kilitlerim ve emin ol içini bir daha göremezsin.
Well, I promise I'll do any little thing you want if you do this little thing for me.
Pekala, bu küçük şeyi benim için yaparsan ben de istediğin her küçük şeyi yaparım.
I promise you, this is the last time I'll ask you to come.
Söz veriyorum, gelmeni son kez istiyorum.
But I promise you that before this flower dries out. I will save you.
Ama şart olsun ki bu çiçek kurumadan, kurtaracağım seni.
- We don't know yet. But I can promise you this :
- Henüz bilmiyoruz.
Look, I know that I have been less than truthful about certain things since coming here, but I promise you, Sun, I promise you... I'm not lying about this.
Bak, buraya geldiğimden beri bazı şeyler hakkında doğruyu söylemediğimi biliyorum ama sana söz veriyorum Sun, bununla ilgili yalan söylemiyorum.
I'm gonna wrap this up just in case you decided to trace this call, but I promise you we will meet again and when we do, I'm gonna show you just how personal things can get.
Telefonu kapatacağım çünkü izimi takip ediyor olabilirsin, ama sana söz veririm tekrar buluşacağız ve buluştuğumuzda bu işin ne kadar kişisel olduğunu göstereceğim sana.
I don't know who you think you are, but I promise you, you are gonna regret this mistake for the rest of your...
Kim olduğunu sandığını bilmiyorum ama ama şuraya yazıyorum, ömrün boyunca bu hatanın- -
Well, I propose something if I stop all this... you have to promise har?
Tamam. Şimdi beni iyi dinle. Ben her şeyden vazgeçerim ama bana en azından hayatını biraz olsun değiştirmeyi deneyeceğine söz vereceksin.
If you just let me recharge my battery, I promise, this'll be more for you later, okay?
Bataryamı şarj etmeme bir fırsat ver, bak söz, sonra sana çok vakit ayıracağım.
I gotta get you back to FBI, but I promise you I'll look into this, all right?
Seni FBI'a geri götürmem gerek. Ama söz, bu konuyla ilgileneceğim. Tamam mı?
Sir, this is happening and I promise you the weapons are on your base.
Efendim, tümü oldu. Ve söz veriyorum silahlar sizin topraklarınızda.
I promise you, this will all pass if you do what I say.
Dediklerimi yaparsan hiçbir sorun çıkmayacak.
I know that this is gonna sound like a hollow promise to you but I'm determined to figure something out.
Bu sana boş bir söz olarak gelebilir biliyorum ama bir şeyi ortaya çıkarmaya kararlıyım.
- All right, thank you, sweetheart, I love you and I promise I will straight all this out when I'm out of here.
- Sağ ol sevgilim. Seni seviyorum. Çıktığımda her şeyi anlatacağıma söz veriyorum.
And I promise for as long as we're married to never, ever put you through anything like this again.
Sana söz veriyorum ki, evli kaldigimiz süre zarfinda bir daha asla seni buna benzer bir seye maruz birakmayacagim.
I can promise you this will be your last day on the island.
Söz veriyorum, bugün adadaki son gününüz olacak.