Ice skating tradutor Turco
297 parallel translation
Oh, say, an old theatre that you used to play in, maybe a park where you went ice skating?
Mesela daha önce oynadığın eski bir tiyatro... buz pateni yapmak için gittiğin bir park.
She's often at the ice skating rink.
Genellikle buz pateninde olurdu.
- No ice skating rink?
- Buz pateni pisti yok mu?
Scott and I met two winters ago up at Iron Mountain, ice skating.
Scott'la iki kış önce buz pateni yaparken tanıştık.
You ever been ice skating?
Buz pateni yaptın mı hiç?
So... do you usually go from funerals to ice skating?
Cenazelerden sonra genellikle buz patenine mi gidersiniz?
I think that we should all go ice skating.
Bence hep beraber buz pateni yapmaya gitmeliyiz.
Ice skating.
Buz pateni.
Well, I wouldn't exactly say gritty realism, because they made Betty Grable musicals and ice skating pictures... and all kinds of pictures.
... çünkü Betty Grable müzikalleri ve buz pateni filmleri de çektiler. Hatta her türlü film çektiler.
Ice skating classes, ballet classes, technique classes, stretch classes, jazz classes, jazz technique classes.
- Buz pateni, Bay Moss. Bale, teknik dersler caz ve caz tekniği dersleri.
If you're actively seeking a career in the professional ice skating field... In the spotlight, so to speak. - I think you have to maximize your positive features.
Eğer buz pateni alanında bir kariyer yapmayı düşünüyorsan, spotlar altında olacaksan bence pozitif özelliklerini güçlendirmelisin.
- She's got an ice skating lesson at 4 : 00.
- Saat dörtte paten dersi var.
- I'm taking ice skating, Dad.
- Paten dersi alıyorum, baba.
July eighth, 1979 all the fathers of Nobel Prize winners were rounded up by United Nations military units and actually forced at gunpoint to give semen samples in little plastic jars which are now stored at Rockefeller Center underneath the ice skating rink.
8 Temmuz 1979 günü, bütün Nobel almış olanların babaları toplanılarak Birleşmiş Milletler askerleri tarafından silah zoruyla plastik kaplarda meni vermeye zorlandılar. Bunlar dondurulup Rockefeller buz pistinin altında saklandı.
You've got double blade technology from ice skating.
Buz pateninde çifte bıçak teknolojisi kullanmış olacaksın.
Just didn't think it would be over something as lame as ice skating.
Buz patinajı kadar uyuz bir şeyin vesile olacağını sanmazdım.
What's so lame about ice skating?
Buz pateninin nesi uyuz?
Buffalo Bill goes ice-skating?
Bufalo Bill buz pateni mi yapiyor?
I came home to settle down, not to go ice-skating.
Düzen kurmak için evime döndüm buzda kaymak için değil. Beni rahat bırakın.
You've been skating on pretty thin ice.
Çok hassas bir durumdasın.
I'm skating on thin ice.
Çok dikkat isteyen bir durum bu.
He's going ice-skating.
Buzda kaymaya gidiyor.
You know, my ex-husband, Tom, he was... he was like a ballroom dancer, he was so smooth, it was like he was ice-skating, you know?
Boşandığım kocam, Tom harika dansederdi. Hareketleri sanki buz pistinde patenle kayar gibiydi.
Doctors say she should go out and exercise. Ice-skating's probably the best thing.
Doktor eksersiz yapmasını söyledi ve en iyisi paten kaymaktır dedi.
Tomorrow's Saturday. You ice-skate, right? I hate ice-skating.
Anne, Boris ve ben yarın plaja gitmek istiyoruz.
When I was a boy, I used to love ice-skating.
Bu çok hoş. Ben yapardım. Gidip motorsiklet kampanyasına başlamam lazım.
Ned Braden is skating out onto the centre of the ice. He...
Ned Braden orta alana doğru kayıyor.
If you should go skating On the thin ice of modern life Dragging behind you
Modern yaşamın ince buzunda patene gidecek olursan peşinden sürüklersin gözyaşından kirlenmiş, milyonlarca gözün sessiz sitemini, ardında!
You're skating on thin ice as it is.
İnce buz üstünde dans ediyorsun.
- This isn't ice-skating rink.
- Bu, buz pateni pisti değil.
First you go ice-skating then you play with the puck then you go to the bar and beat the shit out of somebody.
Önce buz pateni yapar sonra pakla oynar sonra da bara gidip birinin ağzını burnunu kırarlardı.
Once she promised to take me ice-skating.
Bir keresinde doğum günümde buz pistine götüreceğine söz verdi.
Except last Saturday, when I took her and her 12 friends ice-skating.
Geçen hafta onu ve 12 arkadaşını buz pistine götürdüğümü saymazsak, tabii.
Mr. Stamphill, you are skating on very thin ice here.
Bay Stamphill, çok ince bir buzda kayıyorsunuz.
He's skating like a madman around the ice.
Buz üzerinde deli gibi gidiyor.
- Sorry, pal, you're skating on thin ice!
- Üzgünüm dostum ama ince buza basıyorsun!
Did she know what you did there besides fall down ice-skating?
Orada kayak yapmak dışında neler yaptığını biliyor mu?
Listen, Bilko, I might tell you this whole post is skating on thin ice with hot blades.
Dinle, Bilko, ben sana bütün kışlanın keskin patenlerle ince buz üzerinde kaydığını söyleyebilirim.
And after I drop some stuff off at work, we can go ice-skating.
İşe birkaç şey bıraktıktan sonra buz pateni yapmaya gidebiliriz.
I got ice-skating hippos and hula-hooping hippos.
Buzda kayan hipopotamlar, hula-hop çeviren hipopotamlar.
- Angel ice-skating?
- Angel buz pateni mi yapıyor?
I'm taping the ice-skating for my wife!
Karım için buz patenini kaydediyorum!
I did tape the ice-skating for you.
Buz patenini senin için kasete çektim.
I'm ice - skating with one and going to a staged reading of Godspell with the other.
Bir tanesiyle buz patenine gideceğim ve diğeriyle de Godspell'in piyes okumasına gideceğim.
I mean, I had fun ice - skating.
Demek istiyorum ki, buz pateni yapmak eğlenceliydi.
But on the pond, black ice, wide open surface, it's all about skating.
Ama buz gölünün üzerinde, kara buz, geniş açık yüzey, her şey kaymakla ilgili.
Being an ice-skating instructor made him seem cleaner.
Buz pateni öğretmeni olması onu daha da düzgün yapıyordu.
Ted will teach ice-skating for the rest of his life.
Ted hayatı boyunca buz pateni öğretecek.
- We're going ice-skating.
- Buz pateni yapmaya gidiyoruz.
You're skating on thin ice, so I wouldn't push my luck.
Zaten diken üzerindesin genç adam, bence şansını zorlama.
You know what means "to be skating on thin ice"? Ok.
Tehlikeli bir kulvara giriyorsun.