Imagined tradutor Turco
4,092 parallel translation
Now, I know I must have imagined it.
Belki hayal gördüm biliyorum.
I always imagined as much.
O kadarını hep tahmin etmiştim.
I just never imagined that person would be Brick.
O kişinin Brick olacağını hayal bile edemezdim.
"You imagined it."
"Bunu hayal etmiştin."
What do you mean you imagined it?
Bunları mı hayal etmiştin?
Maybe I what? Maybe I imagined it?
Kafamda mı canlandırdım?
You imagined it.
- Hayal görmüşsündür.
I mean, I always imagined I'd be a performer for life.
Ömrüm boyunca oyunculuk yapacağım sanırdım.
A lot more meconium and blood than you had imagined, huh?
Tahmin ettiğinizden daha fazla mekonyum ve kan var, değil mi?
I imagined it all.
Hepsini hayalimde canlandırdım.
So, you see, any agenda either side imagined they shared was nothing but a carefully crafted illusion.
Yani gördüğünüz gibi, iki tarafın da aynı amaçları paylaştığı düşüncesi dikkatlice yaratılmış bir ilüzyondan başka bir şey değil.
I had not, until this moment, imagined that he was any good.
Şu ana kadar bu konuda iyi olduğunu hiç bilmiyordum.
The way they imagined her to be.
Olmasını istedikleri gibi.
He extended the reach of our senses further than we could have imagined.
Algılarımızı daha ileriye ancak hayal edebileceğimiz noktaya taşıdı.
Well, this turned out better than I ever imagined.
Bu hayal ettiğimden de iyi oldu.
I always imagined absinthe and Morgan Fairchild.
Hep absinthe ve Morgan Fairchild'la hayel etmistim.
( Loudly ) Also imagined us with a hutch full of game night trophies!
Gerçi oyun gecesi kupalarıyla dolu bir dolabımız olduğunu da hayal ediyordum.
- Neither imagined you so.
- Siz de öyle. Bu kadarını beklemedim.
If you knew how many times I'd imagined this scene.
Bu sahneyi kafamda ne kadar çok canlandırdığımı bir bilsen.
You see, Tom... things can happen at Downton that no-one imagined even a few years ago.
Görüyorsun ya Tom Downton'da birkaç yıl önce kimsenin hayal bile edemeyeceği şeyler oluyor.
This isn't quite as I imagined our 49th anniversary.
Bu pek de düşündüğüm tarzda bir 49. yıl dönümü olmadı. Öyle mi?
Really? Because this is exactly how I imagined it.
Çünkü benim tam da düşündüğüm gibi oldu.
Well, is she anything like you imagined?
Hayal ettiğinize benziyor mu peki?
She's so much better than I imagined, and I have a good imagination.
Hayal ettiğimden çok daha harika. Halbuki iyi bir hayal gücüm vardır.
I guess I imagined that you would just call. But I suppose this works too.
Sadece ararsınız diye düşünmüştüm ama sanırım bu da aynı işi görür.
I never imagined such a mongrel could exist.
Böyle bir melezin var olabileceğini hiç düşünmedim.
When I imagined being in a car with you, this isn't exactly what I had in mind.
Biliyor musun, seninle bir arabanın içinde olduğumu hayal ederken aklımdaki tam olarak bu değildi.
I imagined you saying that under different circumstances.
Bunu farklı koşullar altında söylediğini hayal ediyorum.
"And yet, its still a different war from what I imagined."
Yine de, bu beklediğimden farklı bir savaş.
"Nothing turned out the way we imagined."
Hiçbir şey düşündüğümüz gibi gitmedi.
Nothing is like we imagined, Greta.
Hiçbir şey hayal ettiğimiz gibi değil, Greta.
Many times I've imagined how we might meet again
Pek çok kez, tekrar nasıl karşılaşacağımızı düşündüm.
Never imagined we'd be seeing this old place again.
Hayal asla biz görmeye olurdu bu eski yerde tekrar.
Never imagined
~ Hiç aklıma gelmezdi... ~... dünyanın birden bu kadar güzel... ~... ve muhteşem olacağı.
I never imagined I would end up in this shit hole at this point in my life.
Hayatımın bu noktasında böyle bir bok çukurunda olacağım hiç aklıma gelmezdi.
It seems the human loss count has been more than imagined.
Görünüşe göre insan kaybı hayal edilenden daha fazla.
- What, some old animal bones and you imagined you heard something.
- Bazı eski hayvan kemikleri ve bir şeyler duyduğunu sanman mı?
The prize money at stake means that 21st century camel racing has moved far beyond anything these camel handlers'grandparents could have imagined.
21. yüzyıldaki deve yarışlarının ucundaki ödül miktarı, bu deve terbiyecilerinin dedelerinin hayaledebileceği miktarın çok daha ötesinde geçti.
No, I just like that there was ever a version of you who imagined having a "something old" at your wedding.
Düğününde "eski bir eşya" sı olacağını hayal eden bir versiyonun olduğunu düşünmek hoşuma gitti.
I would have never imagined the baby-making process to be this clinical.
Bebek yapma prosedürünün bu kadar klinik olacağını tahmin etmemiştim.
I never imagined it could be drugs.
Uyuşturucu olabileceklerini hiç hayal etmedim.
Coltrane wouldn't have had that saxophone if Antoine Sax hadn't imagined it.
Antonie Sax'ın hayal gücü olmasaydı, Coltrane'ın saksafonu olmazdı.
Coach is even worse than I imagined.
Otobüs beklediğimden de kötü çıktı.
We'll teach you things about yourself that you never imagined possible.
Senin bile mümkün olabileceğini düşünemeyeceğin şeyleri öğreteceğiz.
But I don't remember if they were real, or if I imagined them.
Ama gerçekten mi yoksa bu bir hayal mi, bilmiyorum.
Oh Young you're not the sister Oh Young I imagined even if you lack manners you lack too much of it why?
Benim hayal ettiğim Oh Young sen değilsin. Görgüsüz bile olsan bu kadarı da fazla. Neden?
Different from what I imagined.
Hayal ettiğimden farklı.
This is just like I imagined.
Tıpkı hayal ettiğim gibi.
I just always imagined that maybe I'd get to meet a part of my past and never really pictured it going quite like that.
Hep geçmişimden biriyle tanışmanın hayalini kurardım. Hiç böyle olacağını düşünmemiştim.
Yeah, it's probably not the way she imagined it.
Evet, muhtemelen o da böyle hayal etmemiştir.
Could those two children ever have imagined that one would kill her own brother, and the other his mentor?
Bu iki çocuk hiç, birisinin kendi kardeşini diğerininse kendi akıl hocasını öldürebileceğini tahmin edebilir miydi?