English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / In public

In public tradutor Turco

6,310 parallel translation
Although now that I think about it, Leonard would never go swimming in public without his swim shirt.
- Şimdi düşününce fark ettim de Leonard yüzme tişörtü olmadan halka açık havuzda yüzmeye gitmez.
At the Christmas tree lot, there was mistletoe, and she kissed me under it in public.
Noel ağacı alırken ökseotunu görüp milletin gözü ününde beni öptü.
You don't want to embarrass yourself in public, is that it?
Kendini halka açık bir mekanda rezil etmek istemiyorsun, bu yüzden mi?
I'll disown him in public. Hey "
Ben insanların içinde onu tanımıyor gibi davranacağım.
Filmstar Akshay Kumar abuses in public.
Film yıldızı Akshay Kumar milletin içinde hakaret etti..
Ryan Brooks and Scott Ward pushed each other around in public...
Ryan Brooks ve Scott Ward sokak ortasında itişip kakıştı.
I thought I told you never to approach me in public.
Bana asla halk içinde yaklaşma demiştim.
You're the one who wanted a date in public.
Buluşmamızı sen istedin. Hem de dışarıda.
Especially my ass when we're in public.
Özellikle de sokakta popoma ellemekten.
Why do I get the feeling your sister was gonna walk around nude in public today with or without this shoot?
Neden içimden bir ses bugün çekimler olmasa bile kız kardeşinin ortalıkta çıplak dolaşacağını söylüyor?
Didn't tell you that she was getting naked with a bunch of people in public?
Birkaç kişiyle birlikte çıplak poz vereceğini söylememişti sanırım.
Don't ever take someone else's side over me in public again, Walter, or I will disappear on you faster than Collins did.
Bir daha milletin içinde başkalarının tarafını tutma Walter yoksa Collins'ten daha hızlı kaybolurum.
He's doing it in public.
O bunu insanlar arasında yapıyor.
Honour, a man's name, not being embarrassed in public - everything that matters to Kilmartin and you, you threw it in his face for a farm boy and his mother!
Onur, bir erkeğin namıdır, halkın içinde aşağılanmak değil Kilmartin için her şey önemlidir ve sen önüne çiftçi çocuğunu ve annesini fırlattın.
Ems, not in public.
Ems, insan içinde olmaz.
I'm surprised you were in public even with them after the uh, incident in Amman.
Amman'daki olaydan sonra halkın içinde kalmana şaşırdım
I haven't cried in public since my mom told me that mittens died.
Bu gerçekten yaşanıyor olamaz. Annemin yavru kedilerin öldüğünü söylemesinden beri insanların içinde ağlamadım.
When I go out in public, I travel out of town so I don't run the risk of running into people that know me.
Sokağa çıktığımda, şehirde turladığımda beni tanıyan insanlarla karşılaşma riskini taşımıyorum.
I've had my run-ins with His Lordship before, but I have never been insulted in public, and I don't intend to start
Lord Hazretleri ile daha önce anlaşmazlığım olmuştu ama hiç insan önünde aşağılanmamıştım. Şimdi de başlamaya niyetli değilim.
Would you rather that she go on trial... in public for second-degree murder?
Halka açık bir mahkemede ikinci derece cinayetten yargılanmasını mı tercih edersin?
At least not in public.
En azından ortalık yerde.
You dressed up as the opposite gender and went out in public?
Erkek kıyafetleri giyip toplum içine mi çıktın?
Out, like in public?
- İnsan içine mi?
So far, only misdemeanors. Urinating in public, sleeping in fountains and stealing mascots.
Kamu içinde idrar, fıskiyede uyuma, ve maskot çalma.
We didn't violate privilege, but as long as he was in public, we were allowed to tail him.
Haklarını ihlal etmedik ama halk arasında olduğu sürece izleme iznimiz vardı.
He's been living here in Public / Private Venture Housing ever since DoD opened it up to retirees. Got a blood trail.
Sivil personel evleri emekli kullanımına açıldığından beri burada yaşıyor.
If this works, the public needs to think that everything begins and ends with Gabe.
İşe yararsa, halk bunu baştan sonra Gabe'in yapmış olduğunu düşünmeli.
In 20 days, the public access will be gone, and you will have yourself 1 / 4 mile of private beach.
20 gün içinde halkın girmesi yasaklanacak ve sana özel 400 metrelik bir plajın olacak.
I've been in the public eye since I was 18.
18 yaşından beri halkın gözü önündeyim ben.
Because to me, it looks like a felony, or don't you know that a camera in a public bathroom is a sex crime?
Çünkü bana göre bu bi suç, yada halka açık lavabolardaki kameraların cinsel suç teşkil ettiğini bilmiyorsunuz.
It's normally in a public urinal, but I've noted, Ken, you don't use them much.
Normalde umumi bir tuvalette görürsün ama fark ettim ki Ken, sen onları pek kullanmıyorsun.
I mean, technically, he can take all the personal photos he wants in a public setting.
Yani, teknik olarak, toplum içinde istediği kadar kişisel fotoğraflar çekebilir.
What possible risk to public health is there in people lowering their sugar consumption?
İnsanların şeker tüketimlerini azaltmalarına ilişkin kamu sağlığına yönelik muhtemel risk nedir?
The public can't know the Principate was an acolyte.
Halk Principate'in bir rahip olduğunu bilmemeli.
As all of the relevant agencies have weighed in, we are now ready to hear public comment on this project.
Bütün ilgili taraflar fikirlerini sunduğuna göre şimdi de halkımızın bu proje ile alakalı yorumlarını alalım.
Oh, you're being cruel, and if we were not in such a public place,
Acımasız davranıyorsun.
Mr. Clarke is expected to make a public statement in just a few minutes.
Birkaç dakika içinde Bay Clarke'ın açıklaması bekleniyor.
He knew the connection would be made in the eyes of the public.
İnsanların bağlantıyı kuracağını biliyordu.
I heard some public figures were involved in Group K's slush fund.
K Grup'un ve halkın da tanıdığı bazı kişilerin rüşvete karıştığını duydum.
Is the type of thing you might not want to say to your partner, especially in a public forum.
Bu kamuya açık bir konferansta ortağınıza söylemek istemeyeceğiniz bir şey.
We haven't worked out all the kinks yet, but the important thing is we've gone public, and we want you to get in on the ground floor.
Henüz pürüzleri gidermedik. Önemli olan, halka açıldık ve senin de bu işe zeminden girmeni istiyoruz.
Darling, please, I wanted to do this in a public place so you wouldn't make a scene.
Hayatım lütfen, olay çıkarmaman için bunu sana dışarıda söyledim.
And while it might not be rational, I am occasional afraid there might be a shark - waiting for me in a public swimming pool.
Mantıklı olmamasına rağmen bazen yüzme havuzuna girdiğimde köpekbalığının beklemesinden korkarım.
If it ever became public knowledge, it would cost the company billions of dollars in government contracts and destroy its reputation.
Bir kez kamuya açılırsa, şirkete devlet anlaşmalarında milyon dolarlara mâl olur ve şirketin itibarı zedelenir.
This decision should strike fear into the hearts of the american public and anyone else who believes in our constitution.
Alınan bu karar Amerikan halkının ve anayasamıza güvenen herkesin derin bir nefes almasını sağladı.
That's the public toilet where we fell in love! ( door shuts ) Look at this.
Birbirimize aşık olduğumuz Halk Tuvaleti şuna bakın..
Because clearly I have some strongly held views, are removed from that equation, and the public interest is being represented in the most responsible manner.
çünkü bir takım sabit görüşlerim var denklemden çıkartılıyor ve kamu yararı en güvenilir şekilde temsil ediliyor.
There are so many ways this could be... Everything in here is gonna be on the public record at some point.
Burada geçen her şeyin, bir noktada kamuya açık olması gerekir.
How can you believe in freedom, do you think... I mean, try and play Devil's Advocate for me, when you have secret courts, secret operations like PRISM, secret investigations which go into every spit and cough of every American's lives, without any member of the American public knowing about it. That's not freedom, is it?
Özgür olduğumuza nasıl inandırabilirsin..... sence... yani, Şeytanın Avukatlığına soyun da söyle gizli mahkemeler, PRISM gibi gizli operasyonlar her bir Amerikalının hayatını didik didik inceleyen gizli soruşturmalar varken ve bundan bir Amerikalı'nın bile haberi olmazken bu söylediğine nasıl inanabiliyorsun?
The Espionage Act does not distinguish between leaks to the press in the public interest and selling secrets to foreign enemies for personal profit.
Casusluk Yasası, kamu yararına basına sızdırılan bilgilerle Kişisel çıkar için düşmana gizli bilgi satmak arasında bir fark gözetmiyor.
So under the Espionage Act, it's not a defense if the information that was disclosed should not have been withheld in the first place, that it was improperly classified, it's not a defense if the dissemination was in the public interest, that it led to reforms, um, even if a court determines that the programs that were revealed were illegal or unconstitutional, that's still not a defense under the Espionage Act,
Dolayısıyla Casusluk Yasası uyarınca ifşa edilen bilgi verilmemişse, bu bir savunma olmuyor olması gerektiği gibi çok gizli olarak sınıflandırılmışsa bilginin yayınlanması kamu yararına olsa da savunma yerine geçmiyor reformlara yol açsa da, hatta mahkeme kararıyla ifşa edilen program yasa dışı ve anayasaya aykırı olsa da Casusluk Yasası uyarınca savunması olamıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]