Incoming tradutor Turco
2,341 parallel translation
Hey. Incoming call.
Hey, herife arama geldi.
Casey, you've got incoming.
Casey, geliyorlar.
All incoming calls will be automatically forwarded to our operations center for monitoring, trap, tracing, voice recognition, et cetera.
Gelen tüm aramalar otomatik olarak operasyon merkezimize yönlendirildi. Gözetlemek, tuzak kurmak, takip etmek, ses tanımlamak vs. için.
Incoming rocket fire, take cover!
Roket atışı geliyor, siper alın.
Incoming!
Geliyor!
Incoming! Incoming!
Geliyor!
- ZOOKEEPER INCOMING.
Hayvan bakıcısı geliyor.
Last incoming call - - 8 : 55.
Son arama, 20 : 55.
Incoming.
- Geliyor.
A series of incoming calls to Talia Suarez's motel. All from a cell phone registered to a guy named Dennis Kagan.
Talia Suarez'in moteline gelen bir seri arama kaydı tümü Dennis Kagan adına kayıtlı birinin cep telefonundan.
Her phone had nothing outgoing or incoming after 9 : 30 last night. Ooh!
Dün gece saat 09 : 30'dan sonra telefonunda gelen ya da giden arama kaydı yok.
Spiritual correction incoming.
Ruhani bir düzeltme geliyor.
The Valley of Death is said to contain strange objects embedded in the permafrost that are activated through the ages, through the centuries, and basically shoot out fiery objects that intercept incoming objects that are out to harm the planet.
Ölüm Vadisi'nin yıllarca, yüzyıllar boyunca kutup toprağında gömülen tuhaf nesneleri içerdiği söylenir, ve temelde gezgene zarar verecek olan nesneleri engelleyen ateşli nesneleri dışarı atar.
Incoming call.
Telefon.
INCOMING SIGNAL
YENİ SİNYAL
Incoming!
Geliyorlar!
Incoming!
- Geliyor!
- Tear gas! Incoming!
Biber gazı, geliyor!
There's no overlapping incoming numbers. No.
Aralarına aynı olan telefon numarası yok.
All right, incoming, come on.
Gelen var. Hadi.
Incoming call, priority channel.
Öncelikli kanalda gelen bir arama var.
I'm seeing a dozen other incoming calls to her PDA over the past few days, all from pay phones within walking distance of the same area.
Son birkaç gün içinde, PDA'ine yapılan bir sürü arama görüyorum. Çoğu aynı bölgeye yakın yerlerdeki ankesörlü telefonlardan.
General, there's an incoming transmission.
General, bize gelen bir görüşme isteği var.
Sir, incoming.
Komutanım, geliyorlar.
Incoming.
Geliyorlar.
Incoming, guys.
Geliyorlar, çocuklar.
- Incoming to the room?
- Odaya gelen telefon?
But then the incoming fire snap me out of it. Soldier : Go!
Sonra açılan ateş beni kendime getirdi.
Incoming!
Dikkat!
Incoming! Ah!
Geliyor.
Incoming!
Geliyor..
All incoming and outgoing mail gets vetted by my office.
Gelen ve giden bütün postalar ofisimin kontrolünden geçecek.
Laakso, incoming!
Laakso, bomba geliyor!
The incoming storm. Fuck.
- Fırtına da yaklaşıyor.
Incoming falcon at four o'clock!
Saat 4 yönünde şahin saldırısı!
Incoming message.
Gelen mesaj.
You could have yelled "Incoming"
Geliyor diye bağırabilirdin.
- Incoming!
- Geliyor.
The incoming tracks.
- Yaklaşan izler.
Incoming, headed for the John Paul Jones.
John Paul Jones'a gidiyorlar.
Incoming on the right!
Sağdan ateş geliyor!
Incoming, incoming!
Saldırı geliyor!
Incoming, incoming!
Geliyor!
Incoming, incoming, incoming!
Geliyor, geliyor!
We got an incoming storm front.
Bize doğru bir fırtına yaklaşıyor.
Incoming.
Geliyor.
Incoming radio message for you.
Sizin için bir mesaj var.
'When the first is incoming, the other is outgoing.'
'Biri geldiginde digeri ortadan kayboluyor.'
'And when the other is outgoing, the first is incoming.'
'Oteki geldiginde de oburu ortadan kayboluyor.'
Got an incoming, which is probably a local drug deal.
1 tanesi gelen arama, ki muhtemelen uyuşturucu ticareti ile alâkalı.
Hold on, I got an incoming call.
Gelen arama var.