Innocence tradutor Turco
2,037 parallel translation
that was supposed to prove his innocence.
- Bu, masum olduğunu kanıtlıyor gibi.
Then he calls up his Aunt Sally, asks her to send the evidence that proves his innocence to the arresting officer.
- Sonra teyzesi Sally'yi aradı. Onu mahkum eden polise suçsuzluğunun kanıtını yollamasını istedi.
And when he found out Brady had evidence to prove his innocence, Frank panicked.
Frank, Brady'nin suçsuzluğunu kanıtlayacak delili olduğunu öğrenince de panikledi.
Actual innocence?
- Masumiyet mi? - Evet.
We lost the automatic appeal, now you wanna appeal on actual innocence?
Şimdi de masumiyet için mi temyize gitmek istiyorsun?
- On actual innocence.
Masumiyet için.
I believe in your innocence.
Ben senin masum olduğuna inanıyorum.
"When men of lies teach truth and the old betray the innocence of the young."
"Yalanların adamları hakikati öğretirse, köhnemiş olan da gencin masumiyetini kötüye kullanır."
You proved your innocence.
sen masumiyetini kanıtladın.
Try the, uh, a.C.L.U., the innocence project.
C. L. U, masumiyet projesini dene.
There's no longer any presumption of innocence. This is not about innocence.
Masum bulunma diye bir ihtimali yok.
Pure innocence.
"Saf Masumiyet".
The boy feigns innocence.
Çocuk ise masummuş gibi davranıyor.
The blanket works best through the innocence of a child.
Battaniye, en çok bir çocuğun masumiyetiyle işe yarar.
There is one way to prove your innocence.
Suçsuzluğunuzu ispatlamak için bir yol var.
That I must strip down and remove my clothes in the sanctity of my own home before a group of people I've only just met just to prove my innocence?
Yani kendi kutsal evimde, yeni tanıştığım bir avuç insana suçsuzluğumu ispatlamak için üstümü çıkarıp soyunmamı mı istiyorsunuz?
DON'T GIVE ME THAT INNOCENCE CRAP.
Sakın bana masum numarası yapma.
Look for an innocence beyond the anger.
Öfkenin ardındaki saflığı ara.
Put your innocence on record for the fleet.
Filo için masumiyetinizi kayda alın.
She will raise you from now on, in the robes of humility and innocence.
Bundan sonra seni tevazu ve masumiyet cübbesi altında o yetiştirecek.
He fired Innocence.
Masum hizmetçimizi işten attı.
Innocence is back.
En azından beni çevirecek birşey.
Innocence is in trouble again.
Bu yasal değil! Hizmetçimiz.... yine sorun.
However, Leonard Winstone, the Tobin family attorney, claims each has rightfully maintained their innocence.
Yine de Tobin ailesinin avukatı Leonard Winstone, herbirinin yasal olarak masumiyetlerinin kabul edildiğini ileri sürüyor.
Finally, Rizvan Khan's innocence has been proved.
Sonunda, Rizvan Khan'ın masum olduğu kanıtlandı.
- innocence and what not.
-.... sevinçten bağırıp çağırıyordu.
For this reason, without calculation and in all innocence, I dare to ask you to relieve me from this torment.
Bu nedenle, hiçbir art niyetim olmadan ve tüm saflığımla beni bu azaptan kurtarmanızı rica etme cüretinde bulunuyorum.
It was, in the end, a struggle between the heart and the head, between innocence and calculation.
En nihayetinde bu, kalp ile akıl arasında masumiyet ile art niyet arasında bir mücadeleydi.
But little by little, the angel of innocence abandoned us.
Ama masumiyet meleği, bizi yavaş yavaş terk etti.
- You'll need proof of your innocence.
- masumiyetinizi ispatlamak için kanita ihtiyaciniz var.
Look, he has this Innocence Project in New York.
New York'ta Masumiyet Projesi diye bir şey yürütüyor.
Dear Mr. Scheck, I would greatly appreciate any assistance you and the Innocence Project can provide in helping me free my brother, Kenny, From a life-without-parole sentence.
Sevgili Bay Scheck, şartlı tahliyesiz müebbet hükmü giyen kardeşim Kenny'i kurtarma hususunda, sizin ve Masumiyet Projesi'nin yapacağı her yardıma minnettar kalacağım.
I have done everything in my power for the last 16 years to prepare myself to prove my brother's innocence.
16 yıl boyunca gücümün yettiği kadarıyla, kardeşimin masumiyetini kanıtlamak adına kendimi hazırladım.
The Innocence Project has a backlog of several hundred cases, so I must caution that it will be at least 18 months before we can begin to evaluate your brother's case.
Masumiyet Projesi'nin sırada bekleyen birkaç yüz davası olduğu için kardeşinizin davasını en az 18 ay içinde değerlendirebileceğimizi belirtmeliyim.
And I'll be damned if we have to prove his innocence all over again just because of that evil bitch.
Sırf o canavar şıllık yüzünden masumiyetini tekrar kanıtlamak zorunda kalırsak canıma tak eder.
Now what this means, gentlemen... is first, we will have a trial to determine guilt or innocence.
Bu demek oluyor ki, Beyler... artık suçlu olup olmadığını belirleyeceğimiz bir duruşmamız var.
Hence, bashful cunning, and prompt me, plain and holy innocence!
En iyisi, katıksız duyguları dosdoğru söylemek!
A loss, not of innocence, not exactly but a potentially insurmountable loss, nonetheless.
Bir kayıp. Ama o kadar masumâne bir kayıp sayılmaz. Bunu kafanızı duvarlara vurduracak bir kayıp olarak tanımlayabiliriz.
The Innocence Project.
The Innocence Project.
Hi, this is Vicki Tanner with the Innocence Project.
Merhaba, ben Vicki Tanner The Innocence Project'ten.
I also spok e with the woman from the Innocence Project.
Ayrıca The Innocence Project'teki kadınla da konuştum.
Vicki Tanner from the Innocence Project.
Vicki Tanner, The Innocence Project'ten.
His juvenile age and innocence aided him.
Onun genc yaşı ve masumiyeti ona yardımcı oldu.
Her innocence, her naiveness, her grace. The poor girl only has a mother.
Onun masumiyetini, nezaketini, saflığını o fakirin sadece annesi var..
Its dark, so I won't be able to see the innocence on her face.
Karanlık, Yani onun masum yüzünü göremeyebilirim..
You don't have any grace, innocence or naiveness.
Sende hiç nezaket, zerafet, saflık veya masumiyet yok..
Innocence.
. Masumiyet!
" lt was a man faster than my innocence
Masumiyetimden hızlı bir adamdı.
If I can, will you announce my innocence on TV?
Kanıtlarsam, televizyonda masumiyetimi açıklar mısınız?
Richard Marx. There was an innocence to it.
Onlarda bir masumiyet vardı.
Silvio stole my daughter's innocence.
Silvio kızımın masumiyetini çaldı!