English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Insurance policy

Insurance policy tradutor Turco

833 parallel translation
This insurance policy provides for your little one and your old age, which will be here in a few weeks.
İşte bu sigorta poliçesi ile küçükler ve yaşlılığınız bir iki hafta içinde güvence altına alınacaktır.
Shirts, socks, underwear... ... toothbrush, passport, insurance policy... ... and a copy of Modern Man in Search of a Soul by- -
Gömlek, çorap, çamaşır diş fırçası, pasaport, sigorta ve Modern Man in Search of a Soul.
- l want to get my life insurance policy.
- Hayat sigortası poliçemi alacağım.
This insurance policy, it's my only asset.
Bu sigorta poliçesi benim tek varlığım.
Now, look, Bruce persuade her and you can write an insurance policy for me.
Bak Bruce onu ikna et, bana sigorta poliçesi sat.
Step down to Lloyd's and take out an insurance policy and it won't cost you more than it did last week when there was no talk of a comet or the world running into one.
Lloyd's şirketine gidip sigorta poliçesi yaptırsan sana geçen haftadan daha pahalıya patlar. Çünkü geçen hafta kuyrukluyıldızdan ve dünyanın sonundan bahseden yoktu.
It's an insurance policy.
Bu bir sigorta poliçesi.
If so, only on those occasions that you take out an insurance policy.
Geliyorsa da sigorta poliçesi yaptırdığınız sıradadır.
Nothing but a miserable little $ 500 equity in a life insurance policy.
500 dolar değerinde bir hayat sigortası dışında hiçbir şey.
Where's my insurance policy?
Sağlık sigortam nerede?
You have no papers, no cards, no driver's license, no 4-F card, no insurance policy.
Belgen, kimliğin, ehliyetin yok. Askerlik belgen veya sigorta poliçen yok.
That brand-new $ 10,000 insurance policy Nick Smith took out on his life.
Nick Smith'in yaşam sigortası poliçesi, yepyeni, tam 10 bin dolarlık.
- Insurance policy?
- Sigorta poliçesi mi?
I never heard about any insurance policy until this very minute. No?
Şu saniyeye dek, sigorta poliçesi konusunda hiç bir bilgim yoktu.
Except I didn't know anything about that $ 10,000 insurance policy.
Ayrıca, şu 10 bin dolarlık sigorta poliçesinden de haberim yoktu.
That insurance policy.
Sigorta poliçesi.
You know, I'm your insurance policy.
Sigortan benim.
Tell him that Nick Bianco wants to cash in on his insurance policy. - Nothing else?
Kendisine, Nick Bianco sigorta poliçesini bozdurmak istiyor deyin.
My insurance policy has lapsed, eh?
Sigorta poliçemin vadesi doldu yani?
About another insurance policy. I said this already.
Başka bir sigorta poliçesi için görmeye geldi demiştim.
I've taken out an insurance policy against being hanged.
Asılmana karşı bir sigorta poliçesi çıkardım.
I imagine they took a little more interest... when they found out about the insurance policy.
Sigorta poliçesini öğrendiklerinde biraz daha fazla ilgi gösterdiklerini tahmin ediyorum.
Your wife has mysteriously disappeared... and you have a $ 25,000 life insurance policy.
Karınız gizemli bir şekilde kayboldu ve sizin 25,000 Dolarlık hayat sigortanız var.
He's sort of an insurance policy between you and me.
O benimle senin aranda bir türlü sigorta poliçesi.
Since the insurance policy money came, we can live well for the rest of our lives.
Sigorta parası geldiğine göre, yaşamlarımızın geri kalanını rahat geçirebiliriz.
Nothing left except this house and my insurance policy.
Bu evle sigorta poliçesi dışında hiçbir şeyimiz kalmadı.
The insurance policy I told you about?
Sana sözünü ettiğim sigorta poliçesi.
The last line was copied from an old insurance policy.
Son sıra eski bir sigorta poliçesinden alındı.
- Your insurance policy.
- Sigorta poliçende.
Well, I wanted to find out how much I could borrow on my wife's insurance policy.
Karımın sigorta poliçesinin ne kadarını çekebiliriz diye.
It's my wife's life insurance policy.
Karımın sigorta poliçesi.
Sort of an insurance policy in reverse, with the death benefits going to the company.
Bir tür geri ödemeli sigorta poliçesi, ölüm halinde sigorta parası şikete gidecek.
You'd be writing yourself a fire insurance policy into the bargain.
Böylece kendini yangına karşı sigortalamış olursun.
She's died and left you a large insurance policy.
O öldü ve büyük bir sigorta parası bıraktı.
Look here, Frank, it's not a comprehensive insurance policy.
Bak Frank, kapsamlı sigorta sözleşmesi değil ki bu.
After all, there's nothing really unusual about an unclaimed insurance policy.
Aslında paraya çevrilmemiş sigorta poliçesi olağan dışı değildir.
If Maria Gambrelli is convicted, Ballon is up to his ears in a very nasty scandal and Clouseau was his insurance policy against such a scandal.
Eğer Maria Gambrelli, mahkum edilirse Ballon, boğazına kadar, berbat bir skandalın içinde bulur kendini. Clouseau da, böyle bir skandala karşı onun sigortasıydı.
One insurance policy with receipt.
Faturalı bir sigorta poliçesi.
Our insurance policy.
Sigorta poliçemiz.
the life insurance policy you sent me.
Yani masamda, bana gönderdiğin hayat sigortası bulunuyor.
Mark called them my insurance policy.
Mark onlar için "sigorta poliçelerim" derdi.
I'm your insurance policy.
Ben senin sigortanım.
I forgot it down there, together with my chequebook, credit card, insurance policy, birth certificate and...
Aşağıda unuttum, çek defterlerim, kredi kartım, sigorta poliçem, doğum sertifakamla ve...
Well, to recap : about a year ago your husband took out a life insurance policy at our Athens office with you as the beneficiary and you have stated you know nothing about it.
Özetle, kocanız bir yıl önce Atina büromuzda, sizin hak sahibi olduğunuz bir hayat sigortası yaptırmış ve siz bundan haberiniz olmadığını belirttiniz.
Are we an insurance company, or just a bunch of dimwitted amateurs... to write a policy on a mug like that?
Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü?
I have some life insurance, a $ 1 5,000 policy.
Hayat sigortam var. 15.000 dolarlık poliçe.
They call this racket "policy" Because people bet their nickels on numbers Instead of paying their weekly insurance premium.
İnsanlar haftalık sigorta primini yatırmak yerine rakamlar üzerine bahse girdiği için bu dolandırıcılığa "poliçe" diyorlar.
His life, his work and all the events after he went to the insurance office to raise money on your policy.
Hayatı, işi ve poliçenizden para çekmek için sigorta ofisine gittikten sonra olan tüm olaylar.
I don't suppose I could repay the insurance company the amount they paid off on my policy.
Poliçeme karşılık verdiği verdiği parayı Sigorta Şirketine geri verebileceğimi sanmıyorum.
Even when the insurance salesman who wrote up the policy got married to you a few months later, that didn't bother us too much, either.
Poliçeyi düzenleyen sigorta satıcısıyla bir kaç ay sonra evlenmeniz halinde bile, bu bizi çok fazla rahatsız etmemişti.
Well, my insurance company's got a policy issued to her. $ 100,000.
Sigorta şirketimin kendisi için 100 bin dolarlık bir poliçe yapacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]