English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Intimidation

Intimidation tradutor Turco

377 parallel translation
Bribery, intimidation...
Rüşvet, tehdit...
This is a farce... to ask us to vote... in the face of the kind of intimidation and pressure... that has been exerted in the past few weeks.
Bu bir komedi. Son haftalarda yaratılan gözdağı ve baskı karşısında oylama yapmamızı istemek bir komedi.
That's a payment extorted by intimidation.
Tehditle elde edilen ödeme.
Cignetti Enrico is sentenced to 1 year and 4 months of confinement for intimidation of a public officer.
Cignetti Enrico halkı huzursuz etmekten 1 yıl 4 ay... hapse mahkum edildi.
"If a person, by means of fraud or intimidation, forces the decedent to draw up, cancel, or change the last will and testament regarding inheritance."
"Eğer bir kişi, vasiyet eden kişiyi vasiyetinde - değişiklikler yapmaya zorluyor, veya onu kandıracak girişimlerde bulunuyorsa, mirasa ilişkin haklarından men edilir."
To the security cell for outrage and intimidation.
Büyük suçlu ve mahkumlar için olan güvenli hücreye.
Then comes the intimidation of witnesses.
Sonra tanıkların sindirilmesi geliyor.
The withdrawals are the results of intimidation.
İfadeler baskıyla geri alınmış.
[Hannibal Narrating] In the hills near the town of Redwood, California... five miles from the Oregon border, a maniacal religious cult leader named Martin James... has been keeping his youthful followers isolated from the outside world... controlling their minds by terror and intimidation.
Pınar Batum California, Redwood kasabası yakınındaki tepelerde Oregaon sınırına beş mil mesafede, dini mezhep lideri Martin James genç müritlerini dış dünyadan izole edilmiş bir şekilde tutuyor. Onları korku ve tehditle kontrol altında tutuyor.
- With threats and intimidation.
- Tehdit ve gözdağıyla.
The name of the game is intimidation.
Oyunun adı, gözdağı verme.
We also found out that by building up the platform, it helps with the intimidation factor.
Hatta platformu yükseltmenin de tehditkarlık unsurunu artırdığını çözdük.
Hate physical intimidation, but she would not come.
Fiziksel korkutma olmadan gelmeyecekti.
They've been on the radio all day, talking about FBI intimidation. We're not thugs, Mr. Anderson. We'll do this my way!
Bütün gün radyoda FBI'ın yıldırma sisteminden söz ettiler, biz haydut değiliz.
This is a form of intimidation.
Bu bir tür tehdit.
There are complaints of excessive drinking language unbecoming an officer, physical intimidation and kidnapping.
Fazla içki içme, bir memura yakışmayan dil kullanma, fiziksel gözdağı ve adam kaçırma şikayetleri var.
Just a form of intimidation putting you in a cell with that Neanderthal.
Goril azmanıyla bir arada bulunmak korkutucu olur dedik.
Yeah, well, I just don't believe in winning through intimidation.
Şey, tehdit olmadan kazanılacağına inanmam.
SO, PLEASE. THERE'S TIME FOR INTIMIDATION... AND THERE'S TIME FOR MORE SUBTLE METHODS.
Şimdi lütfen.Göz korkutmanın olabileceği zamanlar vardır ve zarif metodların olacağı zamanlar da.
Intimidation, no. But... it's a gray area.
Ama aslında bu bulanık bir alan.
Chairman, this is an attempt at intellectual intimidation.
Ayrıca ebeveynle çocuk arasında başka birliksel ilişki biçimleri vardır.
In case you didn't know, violation of the- -Major Crimes Act on an Indian reservation is in the jurisdiction of the Federal Bureau of intimidation.
Bilmiyor olabilirsin diye söylüyorum ;... Büyük Suçlar Yasası ihlali Federal Yıldırma Bürosu yetkisindedir.
We can play this with charm, intimidation, or without the bullshit!
Burada tavlayarak, tehdit ederek ya da zırvalamadan oynayabiliriz!
My clients contend that they were forced to confess... through brutality and intimidation.
Müvekkillerim zorBalik ve yildirma yoluyla, itiraf etmek zorunda Birakildiklarini iddia ediyorlar,
Baran's power is based on fear and intimidation.
Baran ın gücünün temeli korku ve tehdit.
threats and intimidation's.
Seni ben bu kasadan çıkan bozuk paralarla okuttum ; ne tehditlerle, ne sindirmelerle seni okullara kayıt ettirdim.
- Any intimidation will go on record.
- Saldırgan tavrın kayıtlara geçecektir.
One of the Spencer John gang, assaults, intimidation and the like.
Spencer John çetesinden biri, saldırı, yıldırma ve benzeri.
His fear and intimidation tactics... made him a national institution, but his ruthless world flickered in a moral twilight.
Korku ve gözdağı taktikleri onu ulusal bir markaya çevirmişti. Ama acımasız dünyası ahlaki bir çöküşle sarsılıverdi.
Mayhem, murder and intimidation,
Kargaşa, cinayet ve yıldırma.
An ounce of bargaining, a pinch of trickery, a soupçon of intimidation, et voil? !
Biraz pazarlık, bir tutam hile, azıcık yıldırma ve işte sonuç!
I trust my staff, but the Psi Corps has a knack for intimidation.
Ekibime güvenirim ama Psişik Birliği'nin yöntemleri çok etkili.
To be honest, whenever I saw the Numiri coming, I always left before the intimidation began.
Dürüst olmak gerekirse, ne zaman Numiri'nin geldiğini görsem önce, bütün korkularımı arkamda bırakırım.
It's an intimidation thing.
Bu bir yıldırma oyunu. Arkadaşlarının önünde güçsüz görünmen için uğraşıyorlar.
Like intimidation?
Göz korkutmak gibi mi?
I believe that I'm about to become the target of a systematic process of intimidation and manipulation... -... the likes of which- -
Şuna inanıyorum, ben artık bu sistemin bozmaya çalıştığı ya da korkutup komploya sokmaya çalıştığı bir hedef haline geliyorum...
Disobeying orders, personal occupation of an Eva, childish intimidation...
küstah tehditler...
That's a kind of a not-too-subtle intimidation, and I get filled with anxiety when you talk about something like that.
Bu, hiç de üstü kapalı olmayan bir gözdağı ve böyle bir şeyden bahsettiğinde içimi endişe kaplıyor.
A war of intimidation.
Üstünlüğün savaşı.
But you are never gonna reach Billie's heart through intimidation.
Ama gözdağı vererek Billie'nin kalbine ulaşamazsın.
We elicit this by using iconographic symbols and psychological intimidation.
Biz ikonografik semboller ve... psikolojik yöntemlerle bunu sağlıyoruz.
Use any and all force necessary. The intimidation factor must be high.
Ne gerekiyorsa yapın Gözlerini korkutmalıyız
Trespass, harassment, intimidation... beatin'people up.
Haneye tecavüz, taciz, tehdit ve insanları tartaklama.
Intimidation's in order.
Şimdi biraz gözdağı vermek iyi olur diye düşündük.
Intimidation.
Gözdağı mı?
This is the famous Ben Doucette intimidation tactic?
Ünlü Ben Doucette taktiği bu mu?
Intimidation.
Gözdağı.
Just intimidation.
Sadece gözdağı.
Intimidation and strength are the only currency a Nietzschean needs.
Korkutucu ve güçlü olmak bir Nietzschean için olması gereken şeyler.
That's where intimidation comes in.
Korkutucu olan geliyor.
Your Honor, I object to the blatant ongoing intimidation tactics by the defendant.
Sayın Yargıç, itiraz ediyorum. Sanık tanığa gözdağı veriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]