It ain't working tradutor Turco
89 parallel translation
It ain't your fault, working hard like you do.
Çok çalışıp yoruluyorsun, senin suçun değil.
And, of course, maybe it ain't the kind of a place you'd favor them working in, but I'd keep an eye on them.
Elbette belki de, onların çalışmalarını istemeyeceğiniz türden bir yerdir ama gözüm üzerlerinde olacak.
I ain't been working thirty years on this place... to turn it into no Indian reservation.
Otuz yılımı bu yer bir kızılderili çöplüğüne çevrilsin diye harcamadım ben evlat.
It ain't working.
Çalışmıyor.
Working out real nice, ain't it?
Çok iyi ilerliyor değil mi?
It ain't right, your working that spread of yours all alone.
Tek başına bir çiftlikte çalışman hiç doğru olmaz.
The word's out it ain't safe working around here.
Buralarda çalışmak hiç güvenli değilmiş diyorlar.
It looks like that camera ain't working either.
Kamerada çalışmıyor, görünüyor.
Yeah? Well, forget it,'cause it ain't working again.
Evet, Patlamadığına şükretmek lazım, för den fungerar inte.
It ain't working, Vinnie. He ain't scared.
İşe yaramadı!
The chair ain't working like it used to.
Sandalye eskisi gibi çalışmıyor.
'l moved in with my son, and it ain't working.
- Oğlumun evine yeni taşındım.
It ain't working.
İşe yaramıyor.
- It ain't working.
- Çalışmıyor.
I take it you ain't working today, Jess?
Bugün çalışmıyorsun herhâlde.
I ain't used to working with partners... but it ain't about me.
- Evet. Bir ortakla çalışmaya alışık değilim... ama bu benimle ilgili değil, küçük kızla ilgili.
It ain't working.
İşe yaramadı.
It ain't working for me.
Bana uymuyor.
This being made ain't working out the way i thought it would.
Aileye girmek sandığım gibi değil.
Well, I am done telling you to sleep on it, because that sure ain't working.
Pekala, artık bir daha söylemeyeceğim ve uyuyacağım, çünkü işe yaramayacağı kesin.
Don't say espresso because the espresso machine ain't working... don't say cappuccino'cause it's the same machine.
Espresso deme, çünkü espresso makinesi çalışmıyor... cappuccino da deme, çünkü aynı makine.
You and me, it ain't working.
Sen ve ben, yürütemiyoruz.
WELL AS FAR AS I'M CONCERNED, IT AIN'T OVER UNTIL THE SLIGHTLY - OVERWEIGHT-BUT - STILL-WORKING-ON - IT LADY SINGS.
Her ne kadar şüphelerim olsa da, azıcık kilolu ama hala iş gören kadın * şarkı söylemeden bitmiş sayılmaz.
It ain't a Talco Line ship, doesn't have Horseface working.
Talco hattı gemisi değil, Horseface bakmıyor bunlara.
Good thing it ain't working.
İyi ki bizi etkilemedi.
- To say I'm working. - Every time I'm fucking working, y'all come and bothering me. - It ain't for me!
Her kapı çalınışında kanepeden kalkmam gerekiyor...
You better close it back up, because this ain't working for me!
Kapasan iyi edersin, çünkü bende işe yaramıyor!
It ain't working, Marty.
Yürümüyor Marty.
It ain't working.
Çalismiyor.
Ain't taking no handouts, but he working'for it.
Bahşişi almıyor ama yine de bu işte çalışıyor.
- Yo, it ain't working, Na'.
- Hiç boşa nefesini harcama, Na.
I used to think... working meant gritting in a dark hole even if it meant life or death, but I'm starting to think, maybe it ain't so bad... doing work dancing like that, entertaining folks
Bir zamanlar, çalışmanın karanlık çukurlarda ölmek pahasına çabalamak olduğunu zannederdim ama artık dans ederek insanları mutlu etmenin o kadar da kötü birşey olmadığını düşünmeye başladım.
It ain't working on me.
Benim üzerimde işe yaramıyor.
Because it ain't working on me.
Çünkü işe yaramıyor.
Been working out, ain't it?
Spor yapıyoruz herhalde.
But it ain't working, man.
Ama çalışmıyor.
Well it ain't working.
Şey olmuyor.
'Cause that motherfucker you got, - it ain't working. - Oh, that's fine, man.
Çünkü bu aldığın model işe yaramıyor.
It ain't working, Michael.
Bu iş yürümüyor, Michael.
And I'll let you in on a little secret It ain't working.
Ve sana da, gizli yerlere girme izni vereceğim bu gece.
Look, a civilian charge me with harassment, it run up the IAB chain, I ain't working Homicide no more?
Bir sivil beni tacizle suçladı, İçişleri'ne kadar gitti diye artık Cinayet Masası'nda çalışmayacak mıyım yani?
And whatever you've been doing to him, it ain't working.
Ve ona her ne yaptıysan, işe yaramıyor. Bu doğru.
you know what, bro, actually we're going to be done with your plans for a little while.'Cause the system you set up, it ain't working.
Ne biliyor musun, kardeşim, aslında bir süre senin plânlarını uygulamasak iyi olacak. Çünkü senin kurduğun sistem işe yaramıyor.
It didn't work a second ago and it ain't working now.
Az önce yemedim şimdi de yemeyeceğim.
It ain't working, but okay.
Pek işe yaramıyor ama peki.
I have been busting my hump for practically a whole week and it just ain't working.
Bütün hafta k.çımı yırttım ama hiçbir işe yaramadı.
It ain't working, babe.
Bu, bebek çalışmıyor.
I ain't fucking working for you. Got it?
Senin için çalışmıyorum, anladın mı?
It ain't working out too good.
Pek iyi gitmedi.
It ain't working out, boss.
İşler yürümüyor, patron.
Oh, yeah? We'll it ain't working.
İşe yaramıyor ama
it ain't 131
it ain't right 63
it ain't me 21
it ain't worth it 25
it ain't easy 18
it ain't over 16
it ain't gonna happen 45
it ain't much 23
it ain't happening 25
it ain't like that 34
it ain't right 63
it ain't me 21
it ain't worth it 25
it ain't easy 18
it ain't over 16
it ain't gonna happen 45
it ain't much 23
it ain't happening 25
it ain't like that 34