English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Journalist

Journalist tradutor Turco

2,609 parallel translation
I'm a journalist! "
Ben bir gazeteciyim. "
Radley Balko is a journalist who spent years studying the effects that federal drug money has had on law enforcement.
Radley Balko bu işe yıllarını veren bir gazeteci. Kanun üzerinde hile dönen federal uyuşturucu parası hakkında çalışıyordu.
My mum was a journalist before she married my dad.
Babamla evlenmeden once annem gazeteciydi.
Look, so what if some hack journalist took some potshots at you?
Bak, peki öyleyse basit gazeteci istediğini aldı mı?
You wouldn't happen to be related to the journalist Lester Rey?
Lester Rey ile bir akrabalığınız yok, değil mi?
As a journalist, what price would you pay to protect a source?
Bir muhabir olarak muhbiri korumak için neler feda edersiniz?
We took a 30-year fugitive off the street and would have gotten her partner if it hadn't been for some two-bit journalist interfering.
Bir gazeteci işe karışmasaydı ortağıyla buluşan 30 yıllık bir kanun kaçağını yakalayacaktık.
I'm a journalist.
Ben bir gazeteciyim.
You're not a journalist.
Gazeteci değilsin
Luke was gonna be the next great journalist.
Luke yeni nesil bir gazeteci olacaktı.
I like being a journalist.
Gazeteciliği sevdim.
You look a little young to be a journalist.
Gazeteci olmak için biraz genç görünüyorsun.
I'm photo journalist for local paper.
Ben yerel bir gazetenin fotoğraf muhabiriyim.
I'm a journalist!
Ben gazeteciyim!
Dear Giannettini, you're a journalist, an expert in strategic studies, esteemed by our military secret service cousins.
Sevgili Giannettini. Sen bir gazetecisin. Stratejik etüt uzmanısın.
Written by Guido Giannettini, a journalist on the Services'payroll.
Yazan : Guido Giannettini. Maaşını Gizli Servis'in ödediği bir gazeteci.
is he the journalist?
- Gazeteci bu mu?
The journalist is here, Subedaar.
Teğmenim, gazeteciyi getirdim.
Are you a qualified journalist or still training?
Sen vasıflı bir gazeteci misin, yoksa stajda falan mısın?
The only survivor just happens to be a journalist.
Sağ kalan kişi gazeteci olacak.
To a good journalist, that is the constant question.
İyi bir gazeteciye göre bu, değişmez sorudur.
I'm a journalist for Net 25... it's a TV station in Manila.
Manila'daki bir televizyon kanalı olan... Net 25'in muhabirlerindenim..
- I am a journalist.
- Bende bir gazeteciyim.
I am a journalist.
Ben gazeteciyim...
Admit it, is a journalist.
O bir gazeteci.
I'm not a liar, and that you are a real journalist!
O kameradaki görüntüler bir delil olucak!
A true journalist...
Gerçek bir gazeteci...
Many linked his exit from the limelight with the death of a veteran journalist, Martin Weiner, a skeptical reporter who suffered a heart attack while attending one of Silver's shows.
Sahne ışıklarına veda edişinin sebebi tecrübeli gazeteci Martin Weiner'in ölümüne bağlandı. Silver'ın şovlarından birinde geçirdiği kalp krizi sonucu ölen kuşkucu bir muhabirdi.
Because, I mean, best-case scenario, your career as a journalist is gonna be over because this is all anyone's ever gonna remember you for.
Çünkü en iyi ihtimalle habercilik kariyerin sonra erecek çünkü herkes seni bununla anacak.
I WANT TO BE THE EDITOR OF THE NEW YORKER AND THE YOUNGEST FREELANCE JOURNALIST TO BE PUBLISHED IN THE NEW YORK TIMES, LA TIMES, BOSTON HERALD, AND THE CHICAGO TRIBUNE.
The New Yorker'ın editörü olmak ve The New York Times, LA Times, Boston Herald ve The Chigago Tribune'da yer alan en genç bağımsız gazeteci olmak istiyorum.
I'M NOT A NOVELIST AND I'M NOT A POET. I'M A JOURNALIST.
Ben yazar veya şair değilim, gazeteciyim.
YOU'RE A JOURNALIST.
Gazetecisin.
"Kvällspressens journalist eyewitness for double murder." Here he comes.
"Kvällspressens muhabiri iki cinayetin tanığı." İşte geliyor.
No, I'm not even health journalist.
Hayır. Hatta sağlık muhabiri bile değilim.
Are you a new health journalist?
Sağlık muhabiri misiniz?
Discovered by journalist Annika Bengtzon...
Gazeteci Annika Bengtzon tarafından ortaya çıkarıldı...
Don't want to bore you, but I'm still waiting for a journalist.
Canını sıkmak istemiyorum, ama hala gazeteciyi bekliyorum.
- Journalist?
- Gazeteci misin?
How do we know you're not a journalist?
Gazeteci olmadığını nerden bilelim?
He got a job as a journalist for a small English-language weekly.
İngilizce haftalık bir yayında gazeteci olarak küçük bir iş bulmuş.
- I'm a journalist, not a gambler.
- Ben bir gazeteciyim, kumarbaz değilim.
What do you know about a journalist, Ali Homs?
Gazeteci hakkında ne biliyorsun. Ali Homs?
You have to go to the journalist.
Sen gazeteciyi bulmalısın.
Muna heard these stories from a journalist, Ali Homs.
Muna gazeteci Ali Homs hakkında hikayeler duymuş.
I'm a journalist.
Hey! Ben basındanım.
A journalist asked me if God exists.
Bir gazeteci bana, Tanrı'nın olup olmadığını sordu.
Asking a fellow journalist about his exclusive.
Başka bir muhabire atlatma haberi hakkında soru sormaman gerektiğini.
This journalist's going into missing persons in great detail.
Bu gazeteci kayıp kişileri tüm ayrıntılarıyla anlatıyor.
Our intrepid journalist is awake, huh?
Gözü kara gazetecimiz uyanmışlar, ha?
- It's one journalist after another.
- Bir gazetecinin ardından başka bir gazeteci.
You know, that guy is a journalist for Bologna's Gazette.
Şu çocuğun gazeteci olduğunu biliyor musun? Bologna Gazetesinden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]