English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Journalists

Journalists tradutor Turco

991 parallel translation
- Was it so difficult to pay the journalists, so they could finally see my talent and temperament?
- Gazeteciler için zor olacağını sanmıyorum, onlar benim yeteneğimi görecektir.
I thought you were one of the journalists nothing could stop.
Seni o gözü kara gazetecilerden biri olarak düşünmüştüm.
I don't know why you journalists believe you have the right to pry into other people's lives.
Siz gazeteciler başkalarının hayatlarına burnunuzu sokma hakkına sahip olduğunuzu nereden çıkarıyorsunuz anlamıyorum.
I'm very happy to repay you for the kindness you showed me in amsterdam, professor. You are very clever people, you journalists.
Amsterdam'da yaptığınız iyiliğe karşılık verebileceğim için mutluyum, Profesör.
For the moment, I'll have to ask you to keep it off the record, as you journalists say.
Şimdi sizden siz gazetecilerin tabiri ile kayıt dışı olmasını rica edeceğim.
All journalists have seen them.
Bütün gazeteciler gördü.
The journalists insist.
Muhabirler ısrar ediyor.
Journalists are insatiable.
Muhabirler hiç rahat vermez ki.
Some dame standing there never been closer to a paper... than putting in a want ad... telling them how to be journalists.
Aranıyor ilanı dışında gazeteyi aramayan bir kadın... insanlara nasıl... gazeteci olacaklarını söylüyor.
That man's a disgrace to all decent journalists, intruding at such a time.
O adam gazetecilik adına bir utanç kaynağı, hele de böyle bir zamanda.
Among the curious there are journalists, photo reporters and correspondents from papers all over the world.
Ama sırf meraktan gelenler de var. Dünyanın dört bir yanından gazeteciler de var.
- Maybe your journalists are for sale.
Belki Amerika'daki gazeteciler satılıktır ama Almanya'da- -
The search for the famous treasure of Dongo has been futile and the journalists are returning to their quarters.
Meşhur Dongo hazinelerini bulmak için yapılan araştırmalar fos çıktı. Gazeteciler bölgelerine dönüyorlar.
Sir, may I? We're journalists.
Bayım, gazeteciyim.
But one needs relationships for it. And the journalists interfere.
Teşkilatımızın prestijini korumak zorundayız, Gazetelerde olumsuz haber istemeyiz.
journalists ask questions too?
Gazeteciler de mi soru soruyorlar artık?
This film is dedicated to the war correspondents who died in Madrid and all those : journalists, reporters, cameramen, who, by doing their job in Spain, allowed us to make this movie.
Bu film savaşta hayatını kaybeden Madridlilere ve tüm gazetecilere, muhabirlere, kameramanlara İspanya'da işini yapan herkese ve bu filmde bize yardımcı olanlara adanmıştır.
I never speak to journalists
Gazetecilerle asla konuşmam.
No journalists!
Gazeteciler giremez!
I think... they're afraid of journalists.
Sanırım... gazetecilerden korkuyorlar.
Some journalists have to be wooed.
Bazı gazetecileri elde etmelisin.
Who knows where journalists get their stuff?
Gazetecilerin malzemelerini nereden bulduklarını kim bilebilir ki?
Journalists always keep an open mind.
- İnanmaya hazırım. Bir gazeteci, her konuya merak duyar.
And I resent those cheap journalists who try to make him out to be some sort of inhuman monster. He was not. [SPEAKS IN SPANISH]
Onu insanlık dışı bir canavar gibi gösteren ucuz gazetecilere kızıyorum.
Around 1947, journalists and people wanting to interview him came here and did not let him write in peace.
1947'ye kadar onunla röportaj yapmak isteyen gazeteciler ve insanlar buraya geldiler ve ona odasında huzur içinde yazı yazmasına bir türlü müsaade etmediler.
Professor Loriebat and professor Barkov head of the psychiatric ward of the hospital sit down to face journalists from all over the world.
Hastanenin psikiyatri servisi şefi olan Profesör Loriebat ve Profesör Barkov dünyanın dört bir yanından gelen gazetecilerin karşısında, yerlerini alıyorlar.
We are journalists from Athens.
Biz Atena'dan gelen gazetecileriz.
Why did nobody deny it in front of the journalists?
Neden gazeteciler haricinde sözünü geri alan olmadı?
I must remind my fellow journalists they're here to ask questions, not judge.
Sevgili gazeteci arkadaşlarıma hatırlatmalıyım ki buraya yargılamaya değil, soru sormaya geldiler.
Communists, socialist, inopportune journalists, members of the house of representatives of the Reichstag.
Komünistler, Sosyalistler, herşeye burnunu sokan gazeteciler, hatta parlementerler.
The journalists of the radio they had said to America and the world that London aguentava.
Radyo muhabirleri ABD ve dünyaya bu durumun üstesinden gelebileceklerini söylüyordu.
The journalists went until a front to observe the inactivity.
Gazeciler, bu dingin ortamı görmeleri için cepheye kadar getirildiler.
African art is a joke made up by journalists in need of copy.
Afrika sanatı, kopyalama ihtiyacı duyan gazetecilerin uydurduğu bir şaka.
Well, now he's on television... and a committee of journalists are interviewing his voice.
Bak, şimdi de televizyona çıktı... Bir grup gazeteci onunla sesli röportaj yapıyorlar.
Journalists.
Gazeteciler.
We don't have elephant hide like you journalists.
Siz gazeteciler gibi fil derisine sahip değiliz!
Sir, journalists
Efendim, gazeteciler...
Are there any journalists here?
Burada hiç gazeteci var mı?
I'm one of your journalists.
Staj yapan gazetecilerinizden biri...
And get gold watches from journalists... who envy me.
Bana gıpta eden gazetecilerden altın saatler alırdım.
And they're all swarming around, journalists, editors, critics, some endless broads.
Hepsi sürü halinde geziyor, gazeteciler editörler, eleştirmenler, sonu gelmeyen şefler!
You've got to get those journalists away from here so that we can talk to the Doctor.
Bu gazetecileri buradan uzaklaştırmalısın. Böylece doktorla konuşabiliriz.
I think you journalists need to be helped.
Bence siz gazetecilere yardımcı olmak gerek.
Journalists like it.
Medyanın hoşuna gidiyor.
Some foreign journalists want to know many things.
Bazı yabancı gazetecilerin öğrenmek istedikleri pek çok şey var.
Now, this floor is reserved for delegates, not journalists.
Bu salon gazeteciler için değil, delegeler için.
Duplicitous women who tout free love and then get married, power-mad journalists who join the revolution instead of observing it, middle-class radicals who come looking for sex and then talk about Russia.
Önce özgür aşkı savunup sonra evlenen ikiyüzlü bir kadın. Devrimi izlemek yerine ona katılan iktidar düşkünü gazeteciler. Seks için gelip sonra da Rusya'dan bahseden burjuva radikaller.
Most journalists do.
Çoğu gazeteci öyle düşünür.
All the top doors are shut to Western journalists.
Tüm üst düzey kapılar Batılı gazetecilere kapalı.
Keep the journalists out, taking notes has been banned
Gazetecileri dışarıda tutun. Not almak yasak.
These journalists!
Ah şu gazeteciler!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]