English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Let's be frank

Let's be frank tradutor Turco

75 parallel translation
Listen, let's be frank.
Dinle, dürüst olalım!
Shinza, let's be frank
Shinza, açık konuşalım.
- Let's be frank with one another.
- Birbirimize dürüst olalım.
There's not going to be any "worst." Frank won't let us down.
Artık kötü bir durumda değiliz. Frank bizi yarı yolda bırakmayacak.
Let's see. 500 francs each time, that's 1,000 francs a week, 52 weeks a year so that would be...
Her seferinde 500 frank verirse, haftada 1000 frank eder. Ve bir yılda 52 hafta,.. .. olduğuna göre...
Let's be frank, Maglione.
Açık sözlü olalım, Maglione.
Look... let's be frank with each other.
Doktor kalbimde sorun olduğunu söyledi, ama hastalık başımda.
Let's be frank, like soldiers.
Haydi açık konuşalım askerler gibi.
Let's be frank.
Biraz daha dürüst olalım.
But let's be frank here.
Şimdi burada samimi olalım.
Let's just be frank for a minute. Randall, if you would.
Dilerseniz biraz açık konuşalım Randall, olur mu?
- Let's be friendly, Frank.
- Samimi olalım, Frank.
Let's be frank.
dürüst olalım.
Let's let old Frank be by himself for a bit.
Frank'i biraz kendi haline bırakalım.
* Down at the bank, now, let's be frank *
Kaldır, kenara at, şimdi dürüst olalım ;
Let's be frank, honourable one!
Hadi açık konuşalım, onurlu adam!
No, no. As you say, let's be frank.
- Hayır, hayır, dediğiniz gibi, açık sözlü olalım.
Michele, let's be frank.
açık olalım.
Let's be frank now.
Dürüst olalım.
All right, let's be frank with one another.
Pekâlâ, bir birimize karşı dürüst olalım.
Let's be frank, shall we?
O zaman açık konuşalım.
Representative John Quincy Adams, to reweigh his unmeet and unprecedented attempt to convert this eccentric bequest of, let's be frank, a bunch of junk of one James Smithson, into a so-called institute of national treasure!
Avukat John Quincy Adams'a, - dürüst olmak gerekirse - James Smithson adındaki... işe yaramazın acayip mirasını sözde ulusal değeri olan bir kuruma dönüştürmek için gösterdiği eşi görülmemiş çabaları gözden geçirsin.
Victor, let's be frank.
Victor, açık sözlü ol.
Let's be frank.
Dürüst olalım. Valiyle görüşeceğim.
Let's be frank.
Açık sözlü olalım.
Let's be generous, FF 100.000.
Hadi cömert olalım, ya 100.000 frank.
Let's be frank, Dominic.
Dürüst olalım Dominic.
I think we should hire a... you know, a Frank Sinatra-type, uh, lead singer... as opposed to a James Brown-type lead singer... because, you know, really, let's be honest, there's only oneJames Brown... and, you know, a faux James Brown is really quite intolerable.
Bence tutacağımız şarkıcı... Bilirsin, Frank Sinatra tipinde, baş şarkıcı. Zıt olarak James Brown tipinde bir baş şarkıcı ; çünkü biliyorsun, gerçekten dürüst olalım, sadece bir tane James Brown var ve iyi bir James Brown gerçekten dayanılmaz olur.
Let's be frank with each other.
Açık konuşabiliriz.
Men can date anyone, any age, but let's be frank... most of them prefer the bimbos.
Erkekler herkesle, her yaştaki kadınla çıkabilir. Çoğu çıtırları tercih eder.
Let's be frank. I don't think most kids know who the hell you are anymore. It's the'60s, man.
Dürüst olalım Yeni nesil seni tanımıyor bile 60'lar geldi dostum Radyoda çalanları dinliyor musun?
Well, let's be frank.
Pekala, o zaman dürüst olalım.
Ms. Ballou, let's be frank :
Açık konuşalım.
But let's be frank.
Açık sözlü olalım.
But let's be frank, this is what you've wanted all along, right?
Ama dürüst olalım,... bütün istediğin bu değil mi?
Let's be frank you've been what is known as a libertine.
Açık konuşalım. Çapkın birisi olarak tanınıyorsunuz.
How often does someone set you up with "let me be Frank"?
Hangi sıklıkta birisi seni "Açık sözlü olayım" la ayarlar ki?
Let's be frank.
Açık konuşalım.
Joe, let's be frank.
Joe, dürüst olalım.
This is the end of the world I'm talking about, leaving the taxpayers- - and let's be frank, the well-to-do- - with a deficit that we'll never see paid back.
Burada dünyanın sonundan bahsediyorum, vergi ödeyenleri- - ve açıkçası, durumu gayet iyi olan- - bize geri dönüşünü hiçbir zaman göremeyeceğimiz bir bütçe açığı.
Let's be frank.
Dürüst olalım.
In that case, let's be frank and settle this.
Şu durumda açık konuşalım ve bu işi halledelim.
Let's be frank, he shouldn't have taken the illustrations
Mantıklı düşünelim. Çizimleri almasına gerek yoktu.
There are increasing numbers of people who want to come and live in this country, and that's because, let's be frank, it is the greatest country in the world.
Bu ülkeye gelip yaşamak isteyen insan sayısı giderek artmakta. Bu yüzden gerçeği görelim ki ülkemiz dünyanın en harika ülkesi.
Let's be Frank.
Açık konuşalım.
Let's be frank. Mahmood, ATAT.
Gelin açık konuşalım Mahmut, ATAT...
Let's be frank.
Bırak yapalım Frank.
Any troop that would let Frank Heffley be Assistant Troop Master is bound to be weak.
Oymak başının yardımcısı Frank Heffley ise, oymak güçsüzdür.
Okay, let's be completely frank about this.
Tamam, seninle açık açık konuşalım.
Frank, let's be friends.
- Frank, dost olalim.
But let's not be mean, Frank.
Ama konuyu bölmeyelim, Frank.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]