Licence tradutor Turco
948 parallel translation
A driving licence form and some other ID stuff you'll need to fill in.
Burada da dolduracağınız ehliyet formları ve diğer kimlik kağıtları.
And then you break out of the asylum or you fall under amnesty, and you're happy as can be, free to enjoy your licence to kill - since you're protected by law due to insanity - back to chasing little girls.
Ve sonra kaçıp veya genel aftan yararlanıp gayet mutlu.. .. bir şekilde deliliğinin avantajını kullanarak.. .. küçük kızları kovalayıp... cinayet işlemeye devam edersin!
TRADING LICENCE ISSUED BY M. Somnin
TİCARET LİSANSI M. Somnin
Pull over to the side of the road and let me see your marriage licence.
Sağa yanaşın ve bana evlilik cüzdanınızı gösterin.
Jersey licence.
Jersey plakası!
You want me to lose my licence?
Ruhsatımı alsınlar mı istiyorsunuz?
- Have you a licence?
- Lisansınız var mı?
That's not your marriage licence.
Bu evlenme izniniz değil.
Spencer got me my last stretch. The one I'm on licence from now.
Spencer beni içeri tıkmıştı, sabıkama işlenen o yatış.
No, the licence plates were covered with mud.
Hayýr. Plakasý çamurla kaplýydý.
And if it's against the law to manufacture fireworks without a licence I guess we're guilty of that, too, because we've been doing it a long time.
Ve izinsiz maytap üretmek kanunlara karşı gelmekse... sanırım bu konuda da suçluyuz, zira uzun zamandır bunu yapıyoruz.
But, the manufacturing of explosives without a licence, I'm sorry I'm forced to fine you $ 100.
Öte yandan, izinsiz patlayıcı üretmek suçundan, maalesef... 100 dolarlık ceza vermek zorundayım.
I have an idea. I'm going to get a licence as a game merchant.
Yasal bir avcı olmak için ruhsat almayı düşünüyorum.
" I have a licence to sell them.
" Satmak için iznim var.
Tomorrow, if you can get a licence.
Ayarlayabilirsen, hemen yarın.
It takes that long to get a licence.
Evlilik cüzdanı ancak bu kadar sürede çıkıyor.
Look, mister, that don't give you licence to beat up people.
Bak dostum, bu sana insanları dövme hakkı vermez.
Licence number of target vehicle is H0012.
Hedef taşıtın plaka numarası : H0012.
You're not here under any special licence.
Burada hiçbir özel şartınız, yetkiniz yok!
Listen, sugar, the only way you can keep me warm is to wrap me up in a marriage licence.
Dinle, şeker, beni sıcak tutman için tek yol var O da evlilik cüzdanı ile beni sarıp ısıtman.
Have I got a licence?
Ehliyetim var mı?
Just the greatest licence in the world, poetic licence.
Dünyanın en büyük ehliyeti hem de, şair ehliyeti.
All we need now is a licence and a blood test.
Şu anda sadece izin belgesine ve kan testine ihtiyacımız var.
Well, it's gonna take a little time - to get the blood test and the licence.
Kan testini yaptırıp izin belgesini çıkarmak biraz vakit alacak.
I'm revoking your private investigator's licence.
Özel detektiflik lisansını iptal ediyorum.
Violet must have been reading palms without a licence.
Violet el falını izinsiz bakıyor olmalı.
- You know, literary licence.
- Bilirsiniz, edebi dille.
Dear listeners non-licence payers everyone listening to wavelength 530.
Saygıdeğer dinleyiciler yayını geri beslemeyle yakalayanlar 530. dalga boyunu dinleyen herkes.
This joint's got a cabaret licence.
Bu batakhanenin kabare ruhsatı var, değil mi?
Here's a driver's licence... this proves I've passed a driving test.
Bu da sürücü ehliyeti... sürücü testini geçtiğimi kanıtlıyor.
Oh, you wanna see my driver's licence?
Oh, ehliyetimi görmek ister misin?
I already had a licence to marry you.
Seninle evlenmek için belge çıkarttım.
We're making a trip to Heidelberg to use that licence.
Heidelberg'e gidip o evlilik ruhsatını kullanacağız.
Where's the licence?
Evlilik belgesi nerede?
May I see your licence?
Ehliyetinizi görebilir miyim?
Show her your driver's licence or Diner's Club card or something.
Ehliyetini, yemek kulübü kartını ya da başka birşeyini göstersene.
Why, you can't hardly get a driver's licence without it.
Bu yüzden, onsuz sürücü belgesi almak neredeyse imkansızdır.
Model, licence number...
Model, plaka numarası, motor numarası.
I managed to liberate that marriage licence from the files in East Berlin.
O evlilik belgesini Doğu Berlin dosyalarından, emrettiğiniz gibi almayı başardım.
Go back to East Berlin and put that marriage licence back in the file.
Doğu Berlin'e gidip bu belgeyi dosyaya geri koymanı istiyorum.
I have cancelled your licence
İzin belgeni iptal ettim.
So you're working without a licence?
Demek izin belgen olmadan çalışıyorsun öyle mi?
How long does a licence take?
İzin belgesi almak ne kadar sürer?
He'll get me the licence, too
İzin belgesi de alacak bana.
Bernard, have you your licence?
Bernard, ruhsatın yanında mı?
Find out who owns this licence plate :
Şu plakanın kime ait olduğunu bul :
Nothing, except a marriage licence and a wedding ring went with it.
Hiçbir şey, sadece evlilik cüzdanı ve yüzüğü de verdiler.
Do you have the licence?
Ruhsat yanında mı?
Oh, Barrett, would you go to the off-licence for me?
Benim için içki almaya gidersin, değil mi?
Let me have your driver's licence, mister.
Ehliyetinizi alabilir miyim, bayım?
I mean, out-of-state licence and all.
Eyalet dışı plaka falan.