Line clicks tradutor Turco

I can't talk, Howard, I've got to change. The girls are coming over. [LINE CLICKS]

Şu anda konuşamam Howard, üstümü değiştirmeliyim, kızlar gelecek.

[LINE CLICKS] Phyllis?

Phyllis?

[Line Clicks]

[Telefon kapanıyor]

- [Line Clicks, Dial Tone] - Hello?

Alo?

- [Line Clicks]

Alo?

- [Line Clicks] - Hello?

Alo?

( line clicks ) oh! Hang on one second.

Dur bir dakika.

Would you call me, please? - ( line clicks )

Beni geri arar mısın, lütfen?

I lied. ( line clicks )

Yalan söyledim.

They're handing out free ice cream! ( Line clicks )

Bedava dondurma dağıtıyorlar!

No! Da... ( Line clicks )

Da...

- This is not just... - ( line clicks )

Bu yalnızca...

[line clicks] What do they want you to do?

Ne yapmanı istiyorlar?

- ( LINE CLICKS ) MARGARET : I know I'm not lost.

Kaybolmadığımı biliyorum.

- [phone beeps ] [ line clicks]

- [Bip sesi ] [ Line clicks]

I'm exactly two clicks past the line.

Hattın tam olarak 2 kilometre ilerisindeyim.

There was no voice on the other end of the line. Just static. And then a series of strange noises and clicks.

Ses falan gelmiyordu, sadece parazitle anlamsız sesler ve tıkırdamalar vardı.

DIAL TONE, LINE CLICKS I'm at London Bridge Station.

Londra Köprüsü İstasyonu'ndayım.

( line clicks ) I'll see you at 10 : 00.

Sabah 10'da görüşürüz.

( phone clicks ) Okay, now let's do one smooshed together with everyone in line.

Tamam şimdi sıradaki herkesle sarılarak fotoğraf çekilelim.

[camera clicks ] [ phone whooshes ] [ line trills ] [ sighs]

[kamera tıklama ] [ telefon whooshes ] [ line trills ] [ iç geçiriyor]

[line trilling, clicks] - Federal Correctional Institution, Danbury.

Danbury Federal Islah Kurumu.